Bölüm 23/ Kralın ikinci eşi

2.4K 157 40
                                    


Uzun bir bölümle geldim, keyifli okumalar ⚕️

Uzun bir bölümle geldim, keyifli okumalar ⚕️

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Sierra

Boğazımdaki kurulukla yutkunduğumda, hissettiğim susuzlukla araladım gözlerimi odanın içine. Hatırladığım son şey oğlumun doğduğu anda odayı inleten çığırtısıydı. Düşünceler yüzümde yorgun bir gülümsemeye sebep olduğunda, bakışlarım odanın içinde gezindi.

İdea'nın odasındaydım, etraf mutlak bir sessizliği kulaklarımda çınlattı. Yatakta hafifçe dikildiğimde üzerimdeki salaş gecelikle öylece yatağın içine özenle yerleştirilmiş gibiydim.

"İdea?" Seslenişim odanın içinde dolandığında Teras kapılarından içeriye giren sureti ile yüzümdeki gülümseme genişledi.

"Nerede?" Dudaklarım kurumuş, çorak boğazım sesimi çatallı çıkarırken İdea'nın adımları yanıma doğru ilerledi ve yavaşça yatağa oturdu.

"Karnını doyuruyorlar..." yüzündeki sıcak gülümseme ile elleri usulca saçlarıma uzandığında , parmakları önce saçlarımda gezindi ardından yanağımda...

"Görmek istiyorum.." içimde durmaksızın yükselen heyecanla dolan gözlerini görebiliyordum. Başını sallayarak beni onayladığında uzanıp alnıma bir öpücük bıraktı.

"Zor bir doğumdu Sierra, onun içinde senin içinde, bu gece kendini çok yormaman gerekiyor." Geri çekildiğinde gösterdiği hassas tavır utanmama sebep oldu ve gözlerimi kaçırdım.

"Oğlumu gördüğümde hepsi geçecek, hadi artık." Heyecanla koluna dokundum ve sabırsızca sarstım. "Bana onu getir..." gözlerim duygu yoğunluğuyla dolarken Odanın içinde ansızın beliren Ola, kollarında taşıdığı kundakla gözlerimin önünde belirdi.

"Uyanmışsın." Sesindeki kinaye ile adımları bana ulaştığında şu an onunla uğraşmak istemediğimi biliyordum.

Uzanıp kollarının arasındaki oğlumu dikkatle kucağıma aldım ve yatakta geri yaslandım.

Kapalı kiprikleri küçük yüzüne uzunca gölgesini bırakırken beyaz teni, kızıl saçları ve pembe yanakları ile bana ne kadar benzediğini görebiliyordum.

"M-merhaba anneciğim..." gözlerimden süzülen yaşlarla göğsümde durmaksızın yükselen bir sevgi seli ellerimin arasında tuttuğum güzel çocuğa aitti.

"Merhaba güzel oğlum..." titreyen sesimle uzanıp burnuna küçük bir öpücük bıraktığımda içime derin bir nefes çektim. Dünya üzerinde hiç bir koku aldığım bu nefes kadar içimi titretmemişti, hiç bir duygu beni böyle bütünlenmiş hissettirmemişti. Bu küçük beden bana hayatımın gayesini vermiş gibiydi. Öyle güzel öyle masum ve korunmasızki... ömrüm boyunca onu korumak zorunda olduğumu o an anladım.

Annemin bana bakarken, Serraya bakarken gözlerinde gördüğüm o anlamsız bakışın sebebini anladım. Şefkatle yaklaşımlarını kavradım. Şu an bundan önce annemi anlayamadığım bir çok şeyi şimdi anlıyordum. Bu başka bir duyguydu. Başka bir bedeni kendininki kadar sahiplenmekle aynı şeydi.

Beni Sen ÇağırdınWhere stories live. Discover now