Hayalet

6 0 0
                                    

Yaman geldiğinde arabadaki aynada rujumu tazelemekle meşguldüm. Biner binmez elini uzatarak "Anahtarlar?" diye sordu. Anahtarları vermeyince bakışlarını bana çevirdi. "Ruj mu sürüyorsun?" diye hayretle sordu.

Onaylarcasına mırıldandım. İşimi bitirdiğimde tekrar ona dönerek anahtarları uzattım. Bakışları yavaşça dudaklarıma kaydı. "Rengi güzelmiş." dediğinde gülümsedim.

Sabırsızca "Yok ben dayanamam bozarım bunu!" dediğinde neyi kastettiğini anlamam çok  uzun sürmüştü. "Yaman sakın.."

Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında gözlerimi yumdum ve istemsizce gülümsedim. Bu adam her kafasına estiğinde öpecek miydi beni?

Öpücüğünün ortasında birkaç saniyeliğine ayrıldı. Fısıltıyla "Bu şimdi bana da bulaşmış mıdır.." diye sordu.

Pis pis güldüm. "Muhtemelen.." Gülümseyip son kez öptükten sonra benden ayrılarak arabayı çalıştırdı. Ağzını silip silmemek konusunda kararsızmış gibi bir hali vardı. Bu haline sessizce güldüm.

"Şimdi bana evini tarif ediyorsun güzelim." dediğinde kendi kendime güldüm. Evimin yerini zaten bildiğine adım kadar emindim.

"Yerini bilmiyor musun?" Bakışlarını yoldan ayırmadan konuştu. "Tabii ki bilmiyorum."

Başımla onayladım. "Peki neden evime gidiyoruz?" diye merakla sordum. "Kıyafetlerini almak için tabii ki."

"Kıyafetlerimi almak derken? Ne kıyafeti?" Ona taşınmamı falan mı isteyecekti bu?!

"Artık benimle yaşayacaksın kadın! Hanımımı yanımda isterim." dediğinde dalga geçtiğini anlamıştım. Kahkahayı bastım. Sonrasında ciddileşerek "Kişisel evlerimizde kalmamız pek güvenli değil. Hepimiz bir süre karargahta kalacağız." diye açıkladı.

"Hanımını yanında isteme kısmında ciddiydin o zaman?" diyerek kıkırdadım. "Herhalde ciddiydim. Aylar sonra tekrar.." derken duraksadı. Tatlılıkla sordum. "Tekrar ne?"

Yutkundu. "Tekrar yanımdasın, yakınımdasın. Tekrar kokunu soluyabiliyorum, dudaklarını öpebiliyorum, elini tutabiliyorum.. "

Elinin bana uzattığında parmaklarımı parmaklarına geçirdim. Dedikleri kalbimin ritmini bozmaya yetmişti bile. Farkında olmadan nefesimi tutmuştum. "Bu sefer seni yakınımda tutmak istiyorum.." Sesi adeta fısıltı gibi çıkmıştı.

Kalan yol boyunca ikimizde sessizleşmiştik. Evimin önüne geldiğimizde "Ben burada bekliyorum seni, şimdilik üç beş bir şey alsan yeter." diyerek vitesi boşa aldı.

Ona evimin adresini söylemediğimi hatırlatmamaya karar verdim. Hızlıca eve girerek almam gerekenleri, makyaj malzemelerimi ve elbiselerimi, aldım.

Tekrar arabaya bindiğimde telefonla konuşuyordu.

"Kumsal inatlaşma işte kızım topla pılını pırtını gel karargaha. Bak ağzımdan yemin çıktı gelir zorla getiririm seni oraya."

Kumsal ile konuşuyordu. Vay! Lavin? Nasıl anladın sen bunu ya? Kendi kendime sövdükten sonra konuşmayı bitirmesini bekledim.

Telefonu kapattıktan sonra bana dönerek "Hazır mısın bakalım?" diye sordu. "Her zaman." dedim cilveli bir tavırla. Çocuksu bir sırıtıştan sonra arabayı tekrar çalıştırarak arabayı sürmeye başladı. "Şimdi nereye?"

"Günlerce aynı kıyafetle dolaşamam değil mi? Evime tabii." Saçımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdıktan sonra boğazımı temizledim. "Yani kıyafetsiz dolaşsan da uyar bana, çok şart değil."

Bir yandan da sırıtıyordum. Kafasını büküp gülümsedi. "Çok fenasın he Lavin." diyerek dalga geçti. "Ekin gelmeseydi kimin fena olduğunu görüyorduk." dedim kinayeli bir şekilde. Uyarıcı bie tonla konuştu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 01 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kırık Kalpler Görevi Where stories live. Discover now