Gözler Yalan Söyleyebilir

4 0 0
                                    

LAVİN

Hakan'ı düşürdüğümüz tuzağın üzerinden birkaç gün geçmişti. Yaman, Hakan'ın söylediği her şeyi doğrulamasına rağmen onu tutsak etmeye devam ediyordu. Bu durumdan zevk aldığını düşünüyordum aslında.

Şehrin kıyısında bulunan karargahımıza giriş yaptığımda topuklularımın sesi koridorda yankılanıyordu. Bugün Hakan'ı serbest bırakacağımız gündü.

Toplantı salonuna girdiğimde sadece Yaman'ın geldiğini farkettim. Odaya girdiğimde masaya yaslanarak kollarını birbirine bağladı. Bana bakarken gözleri parıldıyordu. "Hoşgeldin"

Gülümsedim. "Büyük gün?" Başıyla onayladı. "Bizimle iş birliği yapacağından emin misin?"

Yüz ifadesinden yüzde yüz emin olmadığı anlaşılıyordu. "Emin değilim tabii ama başka seçeneği yok gibi görünüyor. Kumsal'a cidden aşıksa onu daha fazla kırmak isteyeceğinden şüpheliyim. Üstelik teklifi reddettiği takdirde onu ihbar edebileceğimizin de farkındadır."

Dudaklarımı birbirine bastırarak kafa salladım. "Umalım da her şey dediğin gibi olsun. Diğerleri ne zaman gelecek?" derken kastettiğim diğerleri Kumsal ve aramıza yeni katılmış olan Ekin'di. Onu birkaç defa görevlerde duymuştum. Ama ilk kez ortak olarak çalışacaktık.

"Ekin ile az önce konuştum yolda olduğunu söyledi. Kumsal da muhtemelen birkaç dakikaya burada olur." diye açıkladı.

Başımla onayladım. Gözlerimiz birbirine kilitlendiğinde ortamda tuhaf bir sessizlik oluştu. En son yaşanan öpücükten sonra yalnız kalmak için pek fırsatımız olmamıştı. Yaman günlerdir Hakan'ın dediklerini araştırmakla meşguldü.

Birden gözlerinde tatlı bir ifade oluştu. Tatlı bir sesle fısıldar gibi konuştu. "Gel buraya" Küçük adımlarla yaklaştım. Aramızdaki mesafe neredeyse bittiğinde göğsünde birleştirdiği kollarını ayırarak ellerini belime yerleştirdi. Beni kendine çektiğinde vücudum onunkine yaslanmıştı.

Belimdeki ellerinden birini kaldırarak yüzümün kenarındaki saç tutamlarıyla oynamaya başladı. "Parfümünü değiştirmişsin." Bunu farketmesine şaşırmıştım.

Ekibin kurulduğu gün, belki de çete demeliyim, gidip kendimde birkaç değişiklik yapmak istediğime karar vermiş ve ironik bir şekilde sadece parfümümü değiştirmiştim. "Nasıl, beğendin mi?"

Kafasını hafif yana eğerek "Pek değil" diye yanıtladı. Kaşlarımı çattım. "Neden? Nesi var?"

Yüzünü hafifçe eğerek dudaklarını boynuma bastırdı. Vücudumun her bir noktası uyuşmuştu. Boynuma doğru fısıldadı. "Kendi kokunu bastırıyor."

Geri çekildiğinde yüzümdeki gülümsemeye engel olamadığımı farkettim. "Bakıyorum da hoşuna gitti?" diye dalga geçti. 

"Hiç de bile. Senin şu romantik tavırlarına gülüyordum sadece." diyerek durumu kurtarmaya çalıştım. Yamuk bir şekilde sırıtıyordu. Elimle çenesine hafifçe vurdum. "Şımardın hemen!"

Daha da sırıtmaya başlamıştı. Tam ağzımı açıp başka bir şeyler saydıracaktım ki beni dudaklarımdan öpmesiyle sessizliğimi korudum. Yanağıma birkaç öpücük kondurdu.

Ve çeneme birkaç öpücük daha.. Öpücükleri boynuma kadar indiğinde nefesimi tutarak kafamı hafifçe geriye doğru eğdim. Kalbim adeta zihnimin içinde atıyor gibiydi.

Odanın kapısının açılmasıyla kendimi panikle uzaklaştırdım. Gelen Kumsal'dı. Yaman "Eyvah! Basıldık.." diyerek dalga geçti. İki dakika ciddi kal be adam!

Kumsal gözlerini kırpıştırıp "Hep saçma sapan zamanlarda geliyormuşum gibi hissetmeye başladım." diyerek şaşkın şaşkın bizi inceledi.

Ben uzaklaşmaya çalıştıkça Yaman'ın tutuşu daha da sıkılaşıyordu. Pis pis gülerek "Yoo, sadece Lavin'e parfüm markasını soruyordum." dedi.
Evet tabii, öperek..

Kırık Kalpler Görevi Where stories live. Discover now