Bölüm VIII: Ani İtiraf

48 6 5
                                    

💛

Baekhyun neredesin?

Şimdi girdim mekana.
Siz neredesiniz?

Çok gerideyiz biz.
Dur seni almaya geliyorum.
Bekle, tamam mı?

Tamam.

*****

Chanyeol, masadan kalkıp Baekhyunu almaya gittiğinde Baekhyunun yanında onunla konuşan birini gördü. Biraz yaklaştığında çocuğun Baekhyuna asıldığını gördü, hızla gidip çocuğun Baekhyunun omuzuna değer elini indirdi. Kolunu Baekhyunun beline sardı, bu hareketi Baekhyunu şaşırtmıştı.

"Sevgilim, kim bu piç kurusu?"

"Sen kimsin?"

Chanyeol, çocuğun boy hizasına indi. "Sevgilisiyim, asıl sen kimsin?" dedi. Çocuk birşey demeden gitti, "Chanyeol..."

"Sana dokunmadı, değil mi?"

Baekhyun birden Chanyeola sarıldı. "Gelmesen dokunacaktı, ne yapacağımı bilemedim Chanyeol..." dedi. Bunun üzerine Chanyeol Baekhyunu sımsıkı sardı. Daha sonra Baekhyuna baktı. "Hadi gidelim" dedi.

***

"İçkilerinizi söylediniz mi siz?"

"Söyledik Baekhyun, ama istersen çağıralım" dedi Kyungsoo. "Hayır gerek yok ben söylerim alır gelirim hemen zahmet etmeyin" dedi Baekhyun. Ayaklanınca Chanyeol da ayaklandı. "Bende geleyim seninle."

"Tabii, Baekhyunu kurtlar kapar yoksa değil mi?" dedi Sehun imalı imalı.

Chanyeol, önüne Baekhyunu aldıktan sonra Sehuna orta parmak çekerek 'Sikerim seni' diye dudaklarını oynattı. "Üstte olmayı tercih ederim, Park Chanyeol ama sağ ol" dedi Sehun büyük bir mutlulukla. İkili kalabalığın arasından geçerken Chanyeol barmenle konuşan tanıdık bir yüzle karşılaştı.

Kim Jongdae.

Ve karşısındaki barmen daha öncede konuştuğu Barmen Minseok idi. Chanyeol, Jongdaeyi sırtından tanımıştı. Jongdae, Chanyeol ve Baekhyunun olduğu tarafa dönünce hızla Baekhyunu kendine çevirdi. "Chanyeol, ne oldu?" diye sordu Baekhyun. "Ben alırım, sen masamıza dön olur mu?" diye sordu. "Ne? Chanyeol, ben alırım dedim. Kalkmışım gelmişim, hazır gelmişken alayım" dedi. Baekhyun, önüne dönecekken Chanyeol daha da panikledi.

"Seni seviyorum, Byun Baekhyun."

Söylemişti işte, birden. Planında bu yoktu ama olmuştu bir kere. Sevdiği çocuk, onu aldatan gerizekalı sevgilisini görüp bakmasın üzülmesin diye bakışları kendine çekmişti.

"Ben seni çok seviyorum, Baekhyun. Seni ilk gördüğümden beri çok fazla seviyorum."

Baekhyun, açık kahvelikleriyle Chanyeola bakıyordu. "C-Chanyeol, ben onu anladım. Birden olunca... Ne- Ne diyeceğimi şaşırdım. Yani, Chanyeol ben senin en yakın arkadaşının sevgilisiyim. Bunu anlıyorsun, değil mi?" dedi Baekhyun. "Ben bunu düşünmedim mi sanıyorsun? Sen aşkla bakarken, öperken, dokunurken... O sana dokunabilirken sana dilediğim gibi dokunmayı bırak dilediğim gibi seninle konuşamamak canımı ne kadar yaktı haberin var mı, Byun Baekhyun?" diye sordu Chanyeol. Gözleri dolmuştu. Bitmişti belki de herşey... Baekhyun belki de bir daha asla yüzüne bakmayacaktı. Ama sorun değildi, çünkü Chanyeol kendisinden önce Baekhyunu düşünüyordu.

"Bu kadar acı vericiyse benden uzak durmalıydın."

"Yapamazdım, seni görmediğim zaman nefes alamıyorum ben Baekhyun. Aklım sende kalıyor, yemek yedi mi, iyi uyudu mu, ağlıyor mu? gibi şeyler dolaşıyor sürekli kafamda" dedi Chanyeol.

"Chanyeol şimdi masaya dönebilir miyiz? Vazgeçtim, içmeyeceğim birşey" dedi Baekhyun ve birlikte masaya döndüler.

"Eee? Hani kokteylin Baekhyun?" dedi Jongin. "Vazgeçtim, Jongin. Ama siz için lütfen" dedi Baekhyun. Sehun kalkıp "Aaa olmaz öyle, bu doğum günü çocuğuna saygısızlık. Bugün herkes burada meyve şarabı da olsa içecek" dedi Sehun. Baekhyunun önüne boş bir bardak ve içine meyve şarabı koydular.

"En kötü günümüz..." Sehun, kadehini kaldırınca herkes gülerek Sehuna eşlik etti. Hep bir ağızdan devam ettirdiler.

"Böyle olsun!"

Just 4 "You", Baekhyun | ChanBaekWhere stories live. Discover now