Jin'in yanına doğru ilerlemeye çalışırken kolumdan tutmuştu. Giden kızlardan biri tekrar gelip "Ya sen korona öldürmez bu öldürür dediğimiz çocuk değil misin?" diye konuşurken ben sadece bir sıçanın ciklediğini görüyordum. Birden Jin'e seslenerek "Fare zehri var mı fare?!" dediğimde Jungkook histerik şekilde gülmüştü. Kız göz devirdiğinde ben burnumdan soluyordum.  "Yunseo da ilk geldiğinde kraliçe arıydı sonra sosyal bukelamuna dönüştü aşılarla..(başını sallayarak) tabi tabi" diyerek bir de kendini onaylıyordu. 

"En azından birileri gibi mutant geçirmedim." derken hızla Jin'in yanına giderken arkamdan gelip gelmediğine bakmamak için Jin'e kaş göz yapmıştım. Fakat peşimden gelmemişti. 

Jungkook

Benden uzakta ne konuştuğumu elbette duyamayacağı için böylesi daha eğlenceliydi. Kızlardan gerçekten fareye benzeyeni "Neden peşinden gitmiyorsun?" dediğinde histerik şekilde gülmüştüm. "Sana ne.." derken pipet dişlerimin arasındaydı. "Peşinden git. Burada kaldığınızdan beri birbirinizi sevdiğinizi herkes biliyor." dediğinde kahkaha atmıştım. Çünkü hoşuma gitmişti ; Yunseo ile göz göze gelene kadar. Boğazımı temizledikten sonra kız bana bakarak "Yanına git. Jin de ondan hoşlanıyor baksana. Bir kıza doğru ilgi gösteren onu kazanır." dediğinde bedenimi dikleştirip kendi kendime horozlandığımı hissediyordum. "Öyle mi diyorsun yani?" dediğimde başını sallamıştı. 

Yunseo

"Baksana şuna ya..Kızla uzun uzun sohbet ediyor." derken Jin kolumdan tutup masaya oturttuğunda Jungkook da gülerek aramıza dahil olmuştu. Birden Jin'in omzuna dokunarak aramıza oturduğunda "Fare zehri nerde..Ben senin yiyeceğini düşünmüştüm." diyerek Jin'e bakarken kahkaha atmıştı. Gereksiz davranışlar sergiliyordu. İçecek almak içi otomata doğru gittiğinde hızla Jin'e eğilip "Bana bir mektup gönderdi,sessiz ol." dediğimde ağzını şapırtmasına son veremeden Jungkook gelmek üzereydi. "Ne mektubu?" dediğinde "Yayındaki oyun başladı isimli kişiden." dediğinde birden öksürmeye başlayınca Jungkook adımlarını hızlandırıp elindeki şişeyi hızla açıp Jin'e uzatmıştı. Jin sadece benimle göz teması kurarken kendine geldikten sonra derin bir nefes almıştı. Jungkook da masaya oturup yemek yemeye başladığında "Ne dedin de boğazına takıldı?" diye sorduğunda "Fare zehrini yemeğine dökmeyi düşündüm." dediğimde sırıtarak gülmüştü. 

O an masada gülüşmeler ve samimi bir hava vardı. Gözlerim Jungkook' doğru kayarken yemeğin sıcak suyun içerisinde olmasını bekliyordum. "Canlı yayında kapın çaldığında odana kim gelmişti?" dediğimde öksürmüştüm. Jin eli çarpmış gibi davranarak yemeği üzerine dökmüş ve masayı ortalığa getirmişti. En azından Jungkook'u oyalamanın tek yolu bu gibi gözüküyordu. 

Kendini yakması bir yana bağırması bir yanaydı. Jungkook ile arkasından yürürken birden öne atılarak "Sen bakma.." demişti. Anlam veremez bir şekilde merdivenlerden odama doğru gönderilmiştim. Önde olsam da yavaş ilerleyip Jin'in durumunu kontrol etmeye çalışıyordum. 

Jin ile göz göze geldiğimiz sırada bana hızla yukarı çıkmam yönünde işaret yapmıştı. Odadaki mektubu hızla açıp Jin'e resimleri göndermeliydim. Odaya koşarak çıkınca Jungkook arkamdan seslense de kapıyı kitleyip mektubu alıp banyoya girmiştim. 

✉️

Ellerim titriyordu. 

"Elma , yasak meyvedir. Şeytan Havva'yı Tanrı'nın yasakladığı yerden elma yemesi için kandırmıştır. Eğer yerse tanrı kadar güçlü olacağını söylemiş Havva da şeytana kanıp elmayı yemiştir.  

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 17 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ᴛʜᴇ ʜᴏSᴘɪᴛᴀʟ || ᴊᴊᴋ✔Where stories live. Discover now