8.BÖLÜM: ENKAZ

132 76 261
                                    

Parla Aydın 

   "Kızım açsana kapıyı! " Sera'nın yanıma gelmesiyle birlikte hızla ona döndüm. "Sera bu sefer bittik" Bir anda nefes nefese kalmıştım. Sera merakla "Ne oldu söylesene! " diye kızdığında kendimi geriye çekip "İstersen bir de sen bak" dedim. 

Sera kapıya baktığı an hızla dönüp ağızını kapattı. "Bittik" dedi. Kapı ise hala çalınmaya devam ediyordu. O sırada Sera'nın çalan telefonu ile yerimizden zıpladık. "Parla koş erkekleri senin odana kapat çabuk yoksa kapıyı kıracak hadi! " diyerek emir etti. 

Koşarak odaya gittiğimde üçüde bana bakıyordu. Berat'ın kolundan tutup "Aşkım çabuk odama geçmemiz lazım" dedim. Berat şaşkın şaşkın bakıp  "Geçelim bırtanem de neden? " diye sırıttığında ağızına vurup 

"Kapa çeneni hepiniz benim odama çabuk! " dedim kızarak. Rüzgar bana ters ters bakarken hızla Yankıya yardım ettim. Onu odama götürürken "Hadi ne bakıyorsunuz yürüyün! " diye bağırdım tekrar. 

Onlar anlamaz bakışlarla odama geçerken bende hızla kapıyı kapattım. Ben kapatır kapatmaz ise dışardan gür bir ses duyuldu. "Kızım neden açmıyorsun polisi arayacaktım"Sesi duyar duymaz  gözlerimi kapattım. 

"Annem hoş geldin biz uyuyorduk biliyorsun uykumuzda ağır duymadım" dedi sera açıklama yaparak. Kapıya yaslanmış olanları dinlerken Yankı merakla "Ne olduğunu söyler misiniz artık? " diye sordu. Onlara dönüp 

"Zehra teyze, Sera'nın annesi geldi. Şu an sizi burada görürse başta Sera olmak üzere hepimizi doğrar paramparça eder" dedim. Berat ayağa kalkıp "Aşkım sevgilin değil miyim niye delirsin? " dedi. Rüzgar rafları inceliyordu bizi takmadan. Derin bir nefes verip

"Sen tanımıyorsun onları bu kadar rahat bir aile değiller ayrıca Sera neyse onlar içinde bende öyleyim" dediğimde "Ailene haber verir mi?" Yankı'nın sorusuyla yüzündeki ifade yerini büyük bir hüzüne bıraktı. Kırık bir ses tonuyla "Benim ailem yok" dedim. Yankı bir anda büyük bir pot kırdığının farkına vardı. 

Rüzgar bana kitlenmişken olaylara hakim olduğu için içimdeki acıyı tahmin etmiş olmalıydı. Berat kolumu okşarken Yankı ise özürler diliyordu. "Önemli değil bilmiyordun" dedim. O sırada içerden Zehra teyzenin sesi duyuldu. 

"Bu deli kız hala uyanmadı mı canım gidip uyandırayım beni gördüğüne çok sevinecek" dediği an elim ayağıma dolandı. "Saklanın, bir yere girin çabuk" diyerek odada deli gibi bir sağ bir sola giderken Rüzgar sinirle "Camdan aşağı atlayalım sende kurtul bizde. Saklan diyor bide küçücük odada nereye gireceksen" dedi. 

Gözlerimi devirip "Sen atlasan bir şey kaybetmeyiz" dedim laf atarak. Yankı sinirlenmiş olacak ki "Kavga etmeyi kesip Parla dışarı mı çıksan acaba kadın girecek şimdi" dedi. Haklıydı "Sakın çıkmayın" dedim. Berat'da gerilmiş olacak ki "Şimdi üçümüzü de odadan çıkartıp sürpriz diye bağıracağım göreceksin" dedi. 

Onu dinlemeyip odadan çıktığımda karşımda Zehra teyze ile karşılaştım. "Aa Zehra teyze nerden çıktın! " diyerek bağırdım. Sarılarak odadan uzaklaştırırken "Çok özledim sizi dedim bir gideyim yanlarına" dedi. Gülümsedim o sırada Sera laf atıp "Kontrole geldim demiyor da" dedi. 

Zehra teyze gözlerini devirip "Sus hadi sus abinin gelmediğine dua et sen" dedi. Sera ellerini yukarı kaldırıp "Tamam susuyorum" dedi. Hep birlikte kahvaltı hazırlarken kalbim küt küt atıyordu. Onları içerden nasıl çıkaracaktık bilmiyordum. 

Güle oynaya yemek hazırlamaya çalışırken Sera ile dört dönüyorduk. "Sera işe gitmem gerek nasıl çıkaracağız bunları? " diyerek kulağına fısıldadım.  "Bilmiyorum sus zaten çok gerginim hepsini camdan atasım var" dedi. 

Aşk Kalpte TutsakWhere stories live. Discover now