bölüm 3

1.2K 41 4
                                    

Göreve Şanlıurfa'ya gelmiştik yarın davetin olduğu yere gidicektik dün herşeyi konuşmuş planı yapmıştık Caner ve selim garson olarak çalışacaktı diğer kalanlar da davetli olarak orda olucaktı bende bir kadın olarak adamın dikkatini çekmem gerekiyordu yani odaya bir şekilde sokmam gerekiyordu .

Ve ben Aysima ışıl sert ve ciddi olduğum kadar da çok kolay insanların kanına gidip cilveli bir kadındım .

Komutanımız Fırat Ali ve albay öyle ayarlamışlar ki görev başarıyla bittiği gibi geri dönecektik.

Ve ben otele girdiğim gibi hazırlanıp şehitliğe gidicektim yıllar önce Birlikte harp okuluna gittiğimiz birlikte yiyip içtiğimiz bir anımız bile ayrı gitmediği arkadaşımın yanına gidicektim. Birlikten ilk görev aldığımız zaman o şehit olmuştu ilk görevde ve ben onsuz yıllardır tek başıma göreve gidiyor gibi hissederdim ve bu beni daha güçlü de dikkatli yapardı sanki yanımda kimse yokta bir ben varmışım gibi o yüzden kod adım Mardin'e geldiğimden beri karaydı evet kara gözü karaydı ama herkes kara derdi aslında gözü karaydı ama bunu albay biliyordu sadece he bide dün muhteşem yani albay Fırat Ali komutanımıza da söylemiştir.

Biz barut timiydik .

Fırat Ali Beyimizin de kod adı Gezerdi timin hepsinin kod isimleri vardı.


Çantamı alıp otelden çıktım yarım saat vardı şehitliğe.

Taksiye para verip arabadan indim aslında her yıl yarın gelirdim ama yarın görev vardı ve direkt Mardin'e dönecektik o yüzden bu seferlik erken gelmiş olmuştum

Ezbere bildiğim yoldan gittim.

Hatice Şendel.

Geçip yanına oturdum.

" Ben geldim. Ah biraz erken geldim bu sefer . Seni özledim her gün olduğu gibi sende beni özlüyorsun biliyorum.
Keşke bu kadar erken gitmeseydin hem biz birlikte şehit olucaktı vatanımız için sözünü tutmadın ve sana bu yüzden kırdığım her geldiğimde aynı konuşmayı yapıyorum biliyorum ama sana bunları dediğimde duyduğunu biliyorum o yüzden sinirlenirsin ve ben sen sinirlenince daha çok seviyorum seni."

Gözyaşlarım tek tek döküldü bacaklarımı kendime çektim başımı dirseğime koydum .

Çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordum her geldiğimde olduğu gibi.

" Seni çok seviyorum ve ben sensizliğe hiç alışamadım ve alışmam sana kırgınım hem ben Hatice beni böyle yanlız bıraktığın için arkadaşlarım var ama sen gibi değiller olmazlar da zaten senin yerini kimse tutamaz. "

Kimse yoktu o yüzden rahatça ağlıyordum ben kimsenin yanında ağlamazdım hep gülerdim şakalaşırdım ben ve  bu şekilde timden kimse görmemiştir .

" Çok mutlu olduğunu biliyorum ve bende senin adına çok mutluyum sadece sana ihtiyacım var ve sen yanımda yoksun b-ben burda çok yanlızım . Şimdi diyeceksin ki arkadaşların var . Var varda ben onlardan gidip pet istemem yada pijama partisi yapamam maskara isteyemem dedikodu yapmam senin k meşhur sevgilileri cekiştiremem deli gibi sabaha kadar şarkı söyleyip sonrada et yığını gibi ortalıkta uyuyada kalamam. Ben seni seninle yaptığım herşeyi çok özlüyorum.
Tamam biraz saçmaladım."

Bir süre iç çeke çeke ağladım adım sesleri geldi refleks olarak silahıma gitti elim hemen arkaya geçip.

Öylece Durmuş bana bakıyordu Fırat Ali komutanımız bunun burda ne işi vardı hemen önüme döndüm gözyaşlarımı sildim geri döndüm ona doğru oda yavaş yavaş yanıma yürüdü.

Hemen hazır ola geçtim" komutanım."

" Ne yapıyorsun burada kara."

" Şey komutanım ben arkadaşımın yanına gelmiştim." Kekelememek için büyük bir uğraş vermiştim açıkçası.

" Anladım konuştukları duydum yani kulak misafiri oldum diyelim.,"

Ne diyeyim yani şimdi durmuş orda beni dinlemiş kulak misafiri oldum diyor bide ağlarken kimseye yakalamam dedim arkadaş adama ikinci günde yakalandım.

" Siz komutanım. Yani beni yanlış anlamayın lütfen ben sadece merak ettim."

Niye sormuştum ki hem niye bu adam bu kadar sert bakıyordu.

" Babamın yanına geldim."

Ne babası da mı şehitti .

" Yeterince konuştuysam ben gidiyorum gel istersen benimle." Bu kadar sert konuşmak zorundamıydı bu adam .

" Olur komutanım."

Başımı hadi anlamında salladı önden yürüdü bende bir kes daha dünüp Haticeye baktım.

" Şehit olmazsam yine gelirim." Sessizce konuştum.

Birlikte yürük arabayla gelmişti geçtim oda geçti kısa bir süre sonra arabayı çalıştırdı konuşmadık ikimizde oda çatık kaslarıyla arabayı sürdü çok ciddi idi .

Bende camdan dışarıyı izledim.

Yavaşça ona doğru döndüm adam ne kadar sertse de o kadar da karizmaydı.

Baktıkta Bakası geliyordu insanın.

" Ne o hasar tespiti mi yapıyordun."

Of rezil olmuştum

" Kusura bakmayın komutanım ."

Ayn kusura bakmasın adama ihtiras edemiyorduk bile he komutandı.

" Kara ilk duyduğumda düşündüm neden kara diye duyduğumda tam sana göre bir kod ismi olduğunu düşündüm açısı."

Ayy bunu büyük büyük bir iltifat olarak kabul ediyordum.

Fazla cıvıtmadan ciddi bir ses tonuyla." Teşekürler komutanım."

Bundan sonra hiç konuşmadık otele geçtik odam geçip yarın için dinç olmak için erkenden uyudum.






Ay Ali (Asker Kurgu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin