8. Bölüm

27 7 0
                                    

Berk'in anlatımıyla

Odanın önünde durdum derin bir nefes aldım sağ tarafımda bir komodin vardı üstünde normal büyüklükte bir vazo onu da elime aldım kapının kolunu yavaşça aşağı indirdim.
Kapı açıldı sessiz olmak istiyordum fark etsin istemiyorumdum ama fark etmişti "kimsin lan sen."
Dedi bağırarak Arda. Odaya daldım bana baktı "Berk sen!!"
"Ben ya noldu şaşırdın mı?"
Üstüme doğru gelmeye başladı arkamda sakladığım vazoyu sertçe kafasına indirmem ve yere yığılması bir oldu. Sırıttım Eflal'e döndüm korkuyla bana bakıyordu kollarımı açtım sarılması için başta şaşırmış olsada küçük adımlarla yaklaştı ve sarıldı ellerimle saçlarını okşadım gerildi ve geri çekildi.
"Nasıl buldun beni?"
"Gel biraz uzaklaşalım yolda anlatayım."
"Tamam."
Dedi miyavlar gibi. Güldüm içten bir şekilde o da gülümsedi.
İlerlemeye başladı bende arkasından ilerlemeye başladım kapıdan anahtarı alıp odadan çıktıktan sonra kapıyı kitledim.
Aşağı indik beraber bana döndü "teşekkür ederim."
"Teşekkür etmene gerek yok Eflal." Dedim. O da teşekkür eder gibi içten bir şekilde tekrar güldü. Kafamı sallayarak karşılık verdim dışarı çıkıp arabaya ilerledik. Arabaya bindiğimiz gibi çalıştırıp ilerledim. Yolun diğer tarafında şehir vardı ama uzakta kalıyordu neredeyse 2 saatlik mesafe vardı. Bir saat kadar arabayla devam ettik bir kafede durdum "şuradan bir şeyler alalım olur mu?"
"Tamam. Sen alıp gelsen olur mu?"
"Tamam Eflal ama kaçma olur mu Kaya'nın haberi olduysa bundan sıkıntı çıkar."
"Tamam."
Arabadan indim kafeden yiyecek içecek ve bir kaç tane su alıp tekrar arabaya döndüm. Eflal gitmemiş bir iç çektim. Arabaya binip arka koltuğa Eflal'e aldıklarımı uzattım "bunları nerede yiyeceğiz.?"
"Biraz ilerde durucam sonra ormanda biraz ilerledikten sonra göl var orada kalıcaz."
"Ne. Ciddi misin?"
"Eflal korkmana gerek yok ne ben sana bir şey yaparım ne de başına bir şey gelmesine izin veririm."
"Peki tamam."
Arabayı çalıştırıp ilerlemeye başladım 10 dakika sonra arabayı ağaçların arasına götürüp arabayı istop ettim.
"Hadi inelim."
"Tamam."
Arabadan indik bagajdan iki tane battaniye çıkardım ilerlemeye başladık ben önden o arkadan geliyordu 13 dakika kadar sonra gölün kenarındaydık. Bataniyenin birini Eflal'e uzattım elindekileri yere bırakıp battaniyeyi omuzlarına örttü aynısını bende yaptıktan sonra oturduk ve aldıklarımı yemeğe başladık daha doğrusu o yedi ben zaten yemiştim.
"Eflal senin yokluğunu fark eden kimse olmaz mı?"
"Sanmıyorum kimsenin umrunda değilim."
"Anladım."
"Niye sordun ki?"
"Merak ettim yokluğunu fark etseler kurtulsan şuradan diye dedim."
"Siz bırakmazsanız ben kurtulamam ki."
"Anladım."
Eflal'i serbest bıraksam iyi olurdu ama şehre kadar gitmem gerekirdi. bırakırsam Kaya Bey beni nasıl cezalandırırdı acaba.
"Berk bişey sorabilir miyim?"
"Tabiki."
"Senin ailen nerede, sen niye bu adamla çalışıyorsun?"
Soruyu sorduğunda yutkundum gözlerinin içine odaklandım ağzımı açamadım boğazım düğümlendi.
"Yanlış bir şey sordum sanırım kusura bakma."
"Yok yok yanlış değil ama-"
"Tamam neyse sormadım say."
"Yok anlatayım. Şöyle Kaya denen adamın elinde benim annem ve babam var birde kız kardeşim." Dediğim sırada Eflal'in gözleri kocaman açıldı. Devam ettim.
"Bu adam beni onları öldürmekle tehdit ediyor dediklerini yapmazsam birisi ölür öyle diyor."
Eflal'in gözlerinin dolduğu gördüm eliyle gözlerini sildi bişey demek için ağzını açtı geri kapattı daha emin bir şekilde konuştu bu sefer."Ben bu kadar kötü bir durum olduğunu tahmin etmemiştim."
"Kimse böyle bişey düşünmez zaten. Sen bir şey mi isteyeceksin benden.?"
"Ş-şey sarılalım mı"
Gözlerimi kocaman açtım. "Kusura bakma sormamam gerekirdi." Dedi ve göle döndü.
"Eflal."
"Efendim."
"Sarılalım." Dedim tebessüm ederek oda tebessüm etti ve kollarını boynuma doladı bende bir elimi sırtına diğerini beline koydum. Çok güzel kokuyordu.
Aynı şeyi benim içinde düşünüyormuydu acaba "Berk." Dedi benden ayrılarak.
Kokusunun etkisinden hala çıkamamıştım. "Hımm." Dedim mırıldanır gibi bu halime güldü. "Berk çok güzel kokuyorsun."
Yanaklarımın kızardığını hissettim ellerimi yanaklarıma götürdüm bunu görünce kahkaha attı. "Sen utandın mı?"
"Hayır" dedim ellerim yanaklarımdayken sonra bende güldüm. "Eflal bir tane battaniyeyi yere diğerini üzerimize alalım. Olur mu?"
"Tamam."
Üstümdeki battaniyeyi yere serdim ve yere serdiğim battaniyenin üzerine yattım oda diğerini üzerime serip yanıma geldi kollarımı başımın altına koyup gökyüzünü izlemeye başladım. Bir süre sonra Eflal'e döndüm uyumuştu yanağına ufak bir buse bıraktım arkamı dönüp bende uyumaya çalıştım.

08.00 saat
Eflal'in anlatımıyla

Gözlerimi açtığımda hava aydınlanmıştı gece gökyüzünü izlerken uyuya kalmıştım. Belimde hissettiğim bir kol ile Berk'e döndüm yüzünde ufak bir tebessüm vardı. Parmaklarımı yanağına sürttüm kımıldandı ama uyanmadı ne kadar masum duruyordu. Saçları çok güzeldi kıvırcık siyah saçları beyaz teni ile çok güzel duruyordu onun aksine benim siyah düz saçlarım belime geliyordu onunkinin aksine benim esmer tenim ise tam zıttıydı. Yanına biraz daha sokulup tekrar uyumak istedim ama Berk gözlerini açtı. "Günaydın Eflal."
"Günaydın Berk."
"Gece üşüdüm mü?" Dedi belimdeki elini fark etmiş olucak ki elini çekti "afedersin bilerek olmadı."
"Sıkıntı yok Berk rahatsız olmamıştım zaten. Aksine bana huzur veriyor."
Dediğime güldü.
"Gece üşümedim."
"Ney?"
"Sordun ya gece üşüdüm mü diye."
"He doğru, iyi güzel."
Gözlerinin içine odaklandım büyük bir acı vardı gerçekliğinin altında gözleri hüzün doluydu. Yaşadıkları çok zor şeyler olmalıydı.
Bunları düşünürken bir silah sesi geldi çok yakınımızdan. "Eflaal!" Silah sesiyle beraber Berk'in acı dolu Eflal demesi kulaklarımı doldurdu. " Beerk! Hayır hayır olmaz.!"
"Eflal lütfen kaç."
"Bırakmam seni." Dedim ağlayarak elimi tuttum. Arkamdan adın seslerini duydum kafamı çevirdim Kaya'yı gördüm. "Şerefsiz.!" Diye haykırdım Kaya'ya doğru.
"Yürü."
"Gelemiyorum seninle Berk'i bırakm-"
Cümlemin bitmesine izin vermeden kucağına alıp götürdü beni Berk'e bakmak için kafamı çevirdim orada değildi umarım iyidir.
"Küçük hanım neden kaçtınız.?"
"Salak mısın be adam.?"
Dediğimde yüzünü bana çevirdi yüzündeki ciddiyet korkmama neden olmuştu.
"Allah belanızı versin." Diye boğazım acıyacak kadar çok bağırdım "kulağım yok oldu sağol."
"Rica ederim."
Dedim sinirle. Güldü iğrenç ööğğ şuraya kusarım şimdi iğrenç gülüyor oysa Berk öylemi ne kadar güzel ve içten gülümsüyor. Beni arabaya bindirdi ve evi olduğunu düşündüğüm yere getirdi bir odaya kitledi tekrar beni. "Herşey en başına döndü Allah kahretsin ya."
Dedim normal bir ses tonuyla aşağıdan Kaya'nın sesi geliyordu telefonla konuşuyor gibiydi. Berk'ten bahsediyordu sanırım çünkü Berk'in adı geçmişti. Ve yarasının ağır olduğunu söylemişti hayır hayır Berk hayır olmaz. Berk beni bırakamaz olamaz hayır.

Arkadaşlar okuyorsunuz fakat oylamiyorsunuz
Lütfen devamı için oylayın

Biraz geç geldi bölüm kusura bakmayın..✨💗
Destekleriniz için şimdiden teşekkürler💖

Karar Vakti Where stories live. Discover now