1.3

523 32 0
                                    

YENİ BÖLÜMMMM

Bölüm şarkısı: Emir Can İğrek - Kor

Elimdeki kağıda bir süre boş boş baktıktan sonra buruşturup yere attım.
Nasıl bir saçmalıktı bunlar ? Neden laftan anlamıyorlar hala ısrar ediyorlar bu kadar, Ne demek kendi velayetlerine almak kendi soyadlarını alayım diye dava açıcak olmak.
Arkama yaslandım ve gözlerimi bir süreliğine kapattım derin bir nefes alıp gözlerimi geri açtım.
Araz'ın sarılmış olmasıda etkilemişti nasıl sarılıyordu bana hemde yıllar önce terk edip gitmişken, sinirle ayağa kalktım hızlıca odama gidip üniformamı giydim. Evde durmak iyice düşünüp durmak istemiyordum o yüzden evden çıkıp askeriye'ye gittim.
Boş koridorda ilerlerken bugün koluma pansuman yapmadığım aklıma geldi ve revir'in önünde durup dönüp içeri girdim etrafa bakındım bir kaç kişi haricinde kimse yoktu. İlerlerken arkamdan duyduğum sesle durdum
"Safir komutanım"
Arkamı dönüp kim olduğuna baktım doktordu.
Olduğum yerde durdum gelip karşısımda durdu.
"Komutanım ne işiniz var burda siz izinli degilmisiniz?" Diyen doktorla başımı salladım.
"Evet izinliyim ama gelmek istedim ve koluma pansuman yaptırmam gerek" dediğimde yandaki sedyeyi gösterdi. "Tabi komutanım buyrun geçin" dedi başımı salladım ve sedyeye geçip oturdum üzerimdeki üniformanın ceketini çıkarıp tişörtün kolunu iyice yukarı çektim. O sırada doktor yanıma geldi.
Pansuman yapmaya başladı.
Barış buranın doktoruydu. İşinde oldukça bilgili birisiydi
"Valla komutanım size ne desem bilemedim" Yüzüne baktım "Ne konuda ?" Diye sordum durup yüzüme baktı konuştu "Yani. Yani komutanım siz ve timiniz gerçekten çok iyisiniz. Araz komutanımı neden sizin timinize verdiler anlamadım?" Dediğiyle beraber pansumana devam etti.
Onu bende anlamadım doktor şansıma gele gele o geldi
"Bilmiyorum barış işinde iyi olduğu içindir" dedigimle başını salladı. "İyidir komutanım. Araz komutanımda en az sizin kadar işini en küçük detayıyla yapar ve canı pahasına yapar. İşi için herşeyden vazgeçer" dediğinde bi an yüzüme baktı sonra devam etti.
"Olması gereken o barış bizim için iş kendi hayatımızdan da önemli olmalı. O da olması gerekeni yapıyor" yarayı sardıktan sonra geri çekilirken başını salladı. "Öyle komutanım" dedi ve eşyaları kaldırmak üzere yan tarafa döndü tişörtün kolunu düzeltip ceketimi giydim.
"Tim buradamı hiç gördün mü ?" Sorumla barış bana döndü
"Bilmiyorum komutanım ama Bartu burdaydı yani yarım saat önce" başımı salladım.
"Peki sağol Barış" gülümseyip başını salladı "geçmiş olsun komutanım" dedi hızlıca revirden çıkıp odama geçtim koltuğa oturup bartuyu aradım. İlk çalışta açılınca gülümsedim.
"Buyrun komutanım bi sorun mu var ?" Diyen bartuyla konuştum.
"Yok Bartu. Siz neredesiniz?" Arkadan gelen diğerlerinin sesiyle hep birlikte oldukları belli oluyordu.
"Askerîyedeyiz komutanım"

"Tamamdır timi topla odama gelin. Araz hariç, sadece beşiniz"

"Emredersiniz komutanım" dediğinde telefonu kapatıp masaya bıraktım.

5 dakika sonra odanın kapısı çaldı ve içeri başta Bartu arkada diğerleri girdi geçip tam karşımda hazır ol vaziyetinde durdular
"Geçin oturun" dediğimde Bartu yüzüme bakıp sırıttı ve gelip oturdu diğerleri de oturunca bartu'ya tekrar döndüm hala yüzüme bakıp sırıtıyordu.
"Ne oldu Bartu niye sırıtıyorsun?" Dediğimde sırıtmayı kesip konuştu
"hiiçç komutanım ne olacak..." Dediğinde anda bi anda durdu ve ciddileşti.
"Komutanım neden araz yok onu niye dışladık" dediğinde yanındaki Uraz kafasına sertçe vurdu.
"Lan oğlum ne lan bu bir anda araz sevgisi sabahtan beri araz araz diyip duruyorsun"
Bartumu araz diyip duruyordu cidden? aralarında en nefret eden oyken
Uraz bana dönüp konuştu
"Komutanım benden söylemesi bu kafayı sıyırdı aldığı darbeler filan yan etki yaptı buna" dediğinde güldüm ve bartuya döndüm.
"Ya komutanım birşey olduğu yok sonuçta arazda bu timde ya hani ben o yüzden dedim hem siz dediniz iyi anlasın diye sizi dinliyorum ben" dediğinde başımı salladım.
"Evet öyle de Bartu daha dün sen değilmiydin onu istemiyorum diyen o it nasıl bizimle aynı timde olur diyen şimdi ne oldu ? Çok mu sevdin arkadaşını ?" Yüzüme bakıp güldü ve beni işaret etti "komutanım düşündüm dedim ki safir komutanım diyorsa bir bildiği vardır dedim o yüzden yani" anladığıma dair başını salladım. Tam o sırada kapı çaldı. "Gel" dememle kapı açıldı ve arazı gördüm. Tam konuşacaktı ki karşısında bütün timi görünce şaşkınlıkla durdu. Önce time baktı sonra bana döndü ve içeri girip kapıyı kapattı ve tam karşımda durdu.
" Komutanım albay sizi çağırıyor" dediğinde bi süre sadece baktım sonra başımı salladım ve ayağa kalktım time döndüm "sizinle sonra konuşucaz şimdi çıkabilirsiniz" dedim ve kapıya ilerledim odadan çıktım hemen ardından araz yanıma geldi birlikte yürürken konuşmaya başladı.
"Komutanım albay acilen yeni bir göreve gitmemiz gerektiğini söyledi." Dediğiyle durdum ve ona döndüm arazda benimle durup bana baktı. " Ne görevi bu ve daha izinlisiniz?" Dediğimde evet dercesine başını salladı. " Komutanım bi köy teröristler tarafından ele geçirilmiş ve esir tuttukları köylüler var, çocukları erkekleri kendileri için adam, kızları ise satmak için ayırmışlar" dediğinde sinirle hızlıca dönüp albayın odasına ilerledim hızlıca kapıyı çalıp içeri girdim.
" Komutanım ne zaman çıkıyoruz !" Dedim direkt şuan zaman kaybedicek vaktimiz yoktu bi an önce çıkmamız gerekiyordu.
Vakit kaybetmeden hızlıca hazırlanıp köye doğru yola çıktık. Her zaman ki gibi helikopterle gidiyorduk.
Yanımda Uraz onun yanında Pamir vardı. Hemen karşımda Araz vardı onun yanında bu aralar çok samimi olan Bartu en sonda Tolga vardı.
Bartu bana bakıp gülümseyince anlamsızca yüzüne baktım. Sırıtmaya devam etti. En sonunda araz kolunu dürtünce araz'a döndü.
Bunlar birşey karıştırıyor da hadi bakalım yakında çıkar ortaya.

2 gün sonra

Görevden daha yeni dönmüştük. Bütün tim evine giderken sona araz ve ben kalmıştık ne kadar kötü ki aynı apartmanda yaşıyorduk. O günden beri bir kez bile işim dışında tek kelime etmemiştim etmesine de izin vermemiştim.
Yapmamalıydı beni öylece terk edip gitmişken şimdi hiç bir şey olmamış gibi bana gelip konuşamazdı bana dokunamazdı.

Hızlı adımlarla askeriye'den çıkıp arabama binip evime gittim. Arabadan indiğim anda karşıdan bana doğru gelen Araz'ı gördüm adımlarımı hızlandırıp apartmana girecekken kolumdan tutup durdurdu kolumu sertçe çekip ellerinden kurtarıp sinirle ona döndüm.
"Sakın bir daha bana dokunma !!" Benim tepkimle ellerini iki yana kaldırdı ve konuştu. "Tamam safir tamam ama lütfen beni dinle" hala dinle diyordu ya ben neyi dinlicektim beni bırakıp giderken nasıl eğlendiğinimi !?
Sinirle konuştum " Ben neyi dinlicem ya konuşucak birşey mi var !? Sen konuşucak birşey mi bıraktın araz!!" Gözlerime pişman gözlerle baktığında bir adım geri gittim az öncenin aksine sakin bir sesle konuştum. "Araz sen o gün giderken sana olan sevgimi aşkımı da alıp gittin şimdi gelip benden bunları bekleme, çünkü benim içimde sana karşı bir gram bile sevgi...yok. anladın mı yok. Sende lütfen artık beni rahat bırak hatta mümkünse çek git ya çek git önceki gibi git" sözlerimle gözlerinin dolduğunu gördüm. Ama o bunu hak etmişti o bana bunun bin katını yaşatmıştı. Sinirle dönüp apartmana girdim evime çıktım.
Oturma odasının penceresinden aşağı baktığımda yoktu gitmişti. Umursamayarak odama gittim.

Kapıdan sertçe çalınmasıyla hızlıca uykumdan uyandım. Silahımı alıp sakin adımlarla kapıya gittim. Kapıyı dikkatlice açıp silahı doğrulttuğum anda karşımda Araz'ı görmemle şaşırdım.
Doğrulttuğum silahı indirip kenara bıraktım. Araz'a döndüm ve konuştum "Ne işin var senin bu saatte benim kapımda!?" Araz kapının kenarına tutunup yüzüme baktı.
Sarhoş olduğu her halinden belliydi ayakta bile duramıyordu.
" Aşık olduğum kadının evine gelemez miyim ?" Sorusuyla anlamaz gözlerle yüzüne baktım alayla gülüp konuştum.
" Tabi buyur geç paşam" alayla söylediğim cümleyi ciddiye alıp bi anda içeri girdi. Arkasından baktım kapıyı hızlıca kapatıp içeri girdim kolundan tutup durdurduğumda bana döndü düşücek gibi olunca koluma tutundu ve yüzüme bakıp konuştu.
" Neden beni affetmiyorsun ?" Dediğinde bana bakan gözlerine baktım ve konuştum " Sen yaptığın şeyin affedilecek bir yanı olduğunu mu düşünüyorsun!?" Dediğimle başını iki yana salladı.
"Düşünmüyorum ama nolur sende beni anla mecburdum!!" dediğinde sinirle konuştum. "NEYE MECBURDUN ARAZ !! KEYFİN İÇİN ÇEKİP GİTTİN SEN !!" dediğimle dolmuş gözleriyle yüzüme baktı. "Ben çok pişmanım gerçekten" dediğinde bu sefer birşey demedim dediğini hiçe sayarak konuştum. " Yürü gel elini yüzünü yıka" bir adım atıcakken düşecek gibi olunca kolundan tuttum.
Aramızda olan mesafe bu sebepten iyice kapanmıştı. Başını kaldırıp yüzüme baktığında aslında ne kadarda yakın olduğumuzu yeni farketmişken gözleri dudaklarıma kaydı ardından gözlerime bakıp "seni seviyorum" diye fısılayıp bi anda dudaklarıyla dudaklarım arasındaki mesafeyi kapatıp dudaklarımızı birleştirdi.

Devam edecek...

Uzun zamandır bölüm gelmiyordu görüşmeyeli nasılsınızzz?

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Araz'ın safir öpmesi hakkınds ne düşünüyorsunuz?

Sizce safir ne tepki vericek ?

İkinci yazar: heartcathers
Takip edinnnn...

SAFİR BÜYÜSÜ حيث تعيش القصص. اكتشف الآن