25. BÖLÜM < Esrasız Olmak >

3.8K 205 18
                                    

Ayşe KARAMAN'DAN


Esra abla ve zeynep konak'tan çıkalı bayağı olmuştu, neredeyse gün bitecekti ama hala ortalarda yoklar.

Giderken biraz didiştik ama olsun... Esra abla istediği kadar inkar etsin o da abimi seviyor, o da diyorum çünkü abimden bahsetmeme gerek yok, tüm konak abimin esra ablaya nasıl baktığını biliyor.

Saate baktım, annemin ilaç saati geliyordu. Sabah ne olduğunu anlayamadan birden şekeri yükseldi, Halbuki annem dikkat ederdi kendine. Nasıl oldu da birden çöktü? Zehra yenge olmasa kimse fark etmeyecekti kadını...

Odamdan çıkıp mutfağa indim, dolaptan bardak alıp sürahiye boşalttım. Tepsiye bir bardak su ve ilacını koyup salona çıktım. Kapıyı çaldım, annemin sesini duyunca aralık kapıdan yavaşça süzüldüm "Gel"

"Anne?" dedim

"Gel ayşe" Yanına yanaşıp tepsiye uzattım "Şimdi nasılsın?" Ben bağdaş kurup yanına otururken ilacı ağzına atıp suyu kafasına dikmişti

"Biraz daha iyiyim" Dedi, sabahki halini gördükten sonra bu sözleriyle biraz rahatlamıştım. Başımı sallayıp rahat bir nefes aldım

"Bizim gelin nerede, hâlâ gelmedi mi?" Aldığım nefes boğazımda kaldı, istemsizce öksürme ihtiyacı duydum

Annem diye demiyorum ama tersi çekilmez. Hele hasta hali hiç çekilmez, bahanesini buldu ya tüm gün söylenir

"Abimin yanına gitmişlerdi. Ama yok, hâlâ gelmediler" Annem homurdanmaya başladı, hıncını benden çıkaracağından korkup ayaklandım

"Ben bir berivana bakayım annecim, eksik iş bırakmış mı diye" Beni dinlemiyordu bile, kendi düşüncelerine dalmıştı çoktan. Salondan çıkarken zehra yengenin odasına doğru gittiğini görüp seslendim

"Yenge" Gri gözleri beni bulduğunda dudağının kenarı kırıldı "Efendim ayşe" Elimdeki tepsiye bakarak

"Annemin ilaçları mı?" Başımı sallamakla yetindim "Esra abla geldi mi? Gördün mü?"

Başını olumsuz anlamda salladı "Sabah işi olduğunu söyleyip gitmişti, sonrasında bugün hiç görmedim"

Dikkatle bana baktı "Bir sorun mu var?" Dedi, bıkkın bir nefes verip "Annem diline dolamış bir gelin lafını, söylenip söylenip duruyor"

Zehra yenge başını salladı "Ben yanına gideyim" dedi

"Ben de tepsiyi mutfağa bırakıp diğer işlerime devam ederim" dedim ve mutfağa doğru ilerledim. Zehra yenge de peşi sıra ardımdan salona girdi, tepsiyi tezgaha bıraktığımda aybüke ile berivan abla oturuyorlardı.

Berivan abla yeğeninin iş bilmezliğinden yakınırken aybüke dinliyormuş gibi yapıyordu. Elindeki çayı karıştırıyor, kim bilir ne düşünüyordu. Dikkatini çekebilmek için elimi omuzuna koydum "Aybüke"

Yavaşça Gözleri beni odağını aldığında "Hı?"dedi

"Esra abladan haber var mı? annem söylenmeye başladı yine" Gözleri bana bakıyordu ama ruhu başka yerdeydi sanki, söylediklerimi duymuyordu.

Ne oldu bu kıza? Dün de acil bir işim var diye çıkmış, geldiğinden beri kimseyle konuşmamıştı. Hatta yemekten sonra mutfakta sohbet ederken de hiç yanımıza gelmemişti

Telefonum çalmaya başlayınca aybukeyi düşünmeyi bıraktım, tezgahın üstündeki telefonu elime alıp kimin aradigina baktım

   Tuğrul

Bir süre telefona bakakaldım. Tuğrul kaç gündür aramalarıma cevap vermiyordu, şimdi ise o beni arıyordu. Berivan ablayla aybükenin gözü telefon ısrarla çalmaya devam edince bana döndü.

BİR GARİP GELİN Where stories live. Discover now