Bölüm 18/ Dünyalar arasında bir insan

Start from the beginning
                                    

"Bana yalnızca İdea Sierra diyebilir. Sende tıpkı diğerleri gibi Prenses Sierra diyeceksin."

Normalde böyle iğrenç bir insan değilimdir ama bu kadın beni delirtiyor! Bana yardım eder gibi yapıp her şeyi kendi aleyhine çevirmiş olması çok sinsice!

"A-afedersin ama bu kısa bir süreliğine devam edecek biliyorsun değil mi?" Sinirlendin mi sen?

"Kısa bir süre yada değil, ben senin Prensesinim." Hormonlarım gerçekten tüm duyguları uçlarda yaşamama sebep oluyordu.

"Peki. Bak neden böyle davranıyorsun bilmiyorum ama minnettar olman gerekir." Gözleri yüzümde tutundu.

"Çocuğuna bakacağım ve hayatını kurtardım." Diye ekledi.

"Minnet ? " ellerimi önümdeki masaya yasladım. Bedenimi usulca üzerine doğru eğdim. "Kocamın ağzının içine düştüğün için mi? Ya da benim çocuğumu kendi çocuğun gibi sahiplendiğin için mi?! Bizim dünyamızda bunlar minnet duygularını değil öfke duygusunu besler Ola. Bil diye söylüyorum. Sana karşı sadece öfke var içimde."

Bakışları yüzümden terse döndüğünde sert bir nefes çekti içine. "Bunu benden isteyen İdea'ydı. Onu sorgula beni değil..." ardından hızla ortadan kayboldu.

Söylediği son söz öfkemi dahada arttırdığında önümdeki masayı sertçe geri ittirdim.

Gözlerimin önünde terasın diğer ucuna uçan masa duvara çarparak paramparça olduğunda şaşkınlıkla bakışlarımı ellerime çevirdim.

"N-ne?" Kafam olabildiğince karışırken. Terasın ortasına konan siyah karga ile hızla oturduğum sandalyeden havalandım.

"Yehuda!" Bağırtımla , Yehuda saniyeler içinde yanımda belirdi.

İkimizinde bakışları önümüzdeki kargada dolandığında saniyeler içinde Shaitan'a bürünen karga , korkunç suretini gözler önüne seriyordu.

"Şşşş. Beyaz bayrak..." alayla kıvrılan dudakları ile bana doğru ilerlerken Yehuda hızla beni arkasına çekti.

"Uzak durun efendim. Beni zor durumda bırakmayın." Uyarıcı sesiyle Shaitan onu ellerini kıvırarak yakalarından yakaladı ve yerden havalandırdı.

"Siktiğimin kölesi! Senin bana gücün yeter mi sanıyorsun?!" Öfkeli hırıltısı ile Yehuda havada öylece çırpınırken Korkuyla odanın içine doğru koştum.

"İdea!" Bağırtım odada yankılandığında, gözlerimin önünde ansızım belirdi.

"Korkma." Gözleri öfke ile ileriye dönerken adımları hiç durmaksızın terasa doğru ilerledi.

Bende peşinden çıkmaya karar veriyordum.

"Shaitan!" İdeanın bağırtısı terasta yankılandığında uzaktan yaptığı tek bir hamle ile kardeşini kollarından duvara yapıştırışını görüyordum.

Yehuda sertçe yere düştüğünde aceleyle toparlandı. Bakışlarım Yeniden İdeaya döndüğünde , O'nun kardeşine doğru tuttuğu eliyle , Shaitan'ı hareketsiz bıraktığını görüyordum. Adımları yavaşça kardeşine doğru ilerlediğinde tam dibinde durdu. Sıktığı dişlerinin arasından öfkeyle bir kaç kelime mırıldandı.

"Tacı giyeceğim o güne kadar bekle Shaitan. O güne kadar rezil hayatının tadını çıkar! Karımdan ve Çocuğumdan uzak durarak o boktan hayatının içinde bir domuz gibi yuvarlan! Daha sonra, tüm Moreslay benim Olduktan Sonra ,derinden kendime bir kemer yaptıracağım! Bedeninin parçalarını Pers dağlarının apayrı bölümlerinde harsal ateşlerinde kavurup iblislere etinle bir ziyafet vereceğim!" Elini hızla salladığında Shaitan'ı terastan aşağıya savurdu.

Beni Sen ÇağırdınWhere stories live. Discover now