9

9.7K 914 361
                                    

Düz yazı..

1k okunuyor bölümler ama çok az volte ve yorum alıyor. Bence 200 volte 200 yorum olursa güzel olur. İstek değil ihtiyaç 😘


..

Üniversite okumak için Busan'dan ailemin yanında ayrılıp Seoul'e taşınmıştım. Tuttuğum öğrenci evinde yalnız yaşıyordum. Bir süre sonra ailemin harcamalarım için gönderdiği para yetmez olmuştu. Bunun sebebi ev arkadaşımın yanımdan ayrılmasıydı. İşe girmek zorundaydım ve part time olarak bulabildiğim iş bir kafede garson olarak çalışmaktı.

Patronum olacak alfa bozuntusunu ilk başta iyi biri sanmıştım ta ki instagram hesabına girip onun tam bir omega avcısı olduğunu anlayana kadardı bu. Bu beni ona karşı harekete geçiren bir sebepti çünkü ben ve omega arkadaşlarım gıcık olduğumuz alfalarla uğraşmayı severdik. En basitinden önce onlara yanaşır flört ederdik ve sonrasında yüz üstü bırakırdık.

Kim Taehyung'un bu kadar çapkın olma sebeplerini göz önünde tutarsak çok yakışıklı olması, güçlü ve baskın olmasını sayabilirdim. O omegaların onun ağına düşmesi için eminimki hiç birşey yapmıyordu bile. Bir bakışı bile tüm omegaları onun önünde diz çökmesine sebep olabilirdi, ben hariç.

Ondan etkilenmedim demem hata olurdu ama benim için karakter dış görünüşten daha önemliydi. Biriyle olacaksam eğer herşeyden önce ona güven duymam gerekirdi. Bu yüzden patronumun bana sevgilim olalım dediğinde onu reddetmiştim elbette. Zaten bu planın bir parçasıydı ki gel gelelim ben onun bana olan ilgisine de inanmıyordum zaten.

Kurdum ise kafayı yemiş olmalıydı. Aptal omega! Alfayla bağ kurmak istiyordu. Ondan deli gibi etkilendiği bir gerçekti ama bu mümkün değildi işte. O benim sadece patronumdu, bense onun sadece çalışanlarından biri...

Dün gece ilk kez bana karşı ağır konuşmuştu ve bu beni sandığımdan daha fazla üzmüştü. İnstagrama onu kışkırtmak için attığım Chaenyol'la olan fotoğrafları görmesinin ardından öfkesinden deliye dönüp bana söylemediği kırıcı söz kalmamıştı. Onun teklifini kabul etmeyip başkasıyla olduğumu düşünmesini gururuna yedirememiş olmalıydı. Ama tüm bunlara rağmen işi bırakacağımı söylediğimde, böyle söylemiştim çünkü zaten beni kovacağını düşünmüştüm ki o işe devam etmemi söyledi. Bu şaşırtıcıydı işte.

Şu an işe gitmek benim için çok berbat hissettiriyordu. Gururum gitme kafeye, bırak işi diyordu. Cebimdeki son kalan bozukluklar da amınokudumun fakiri gurur senin neyine diyordu.

Neyse ki Kim Taehyung hazretleri artık kafeye gelmeyeceğini söylediği için içim biraz rahattı.

İki katlı kafenin kapısından içeri girdiğimde Baek'i görüp gülümsedim. Şef garsondu ve bir betaydı. "Hoş geldin Jungkook. Bugün biraz yoğunuz hemen hazırlansan iyi olur." dediğinde kafenin dolu oluşuyla dudaklarımı büzdüm. Bazı günler böyle yoğun oluyordu ve minnak bedenim çok yoruluyordu bu yüzden.

"Baek Hyung, şey patron burada mı acaba?"

"Gelmedi neden sordun ki?"

"Hiç öylesine. Hemen hazırlanıp geliyorum." dedim ve çalışanların hazırlandığı odaya geçtim. Kıyafetlerimi çıkarıp işte giydiklerimle değiştirdim.

Akşam olana dek başımı kaşıyacak vakit bulamamıştım. Çok yorulmuştum ve canım çıkmıştı resmen. "Hyung ya acıktım ben." diye isyan ettiğimde Baek Hyung gülerek bana baktı. "Tamam sen arkaya geç bir şeyler ye, burayı ben hallederim." dediğinde koşa koşa arkaya geçmiştim.

Çalışanlarla oturup yemek yediğimiz oda boştu. Kendime dışarıdan söylediğim ama saatlerdir yiyemediğim yemek poşetini elime alıp masanın üzerine koydum. İçindekileri çıkarıp hızlı hızlı yemeye başladığım sırada Minji içeri girdi.

Patron Çıldırdı - Taekook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin