tanıtım

21.3K 1.6K 1.3K
                                    

Haiii ben geldiim! Yine yeni bir fic ve yeni maceralar. Bu kurgu hem omegaverse hem fantastik bir fic olacak!

Buraya fice başladığınız tarihi alabilirim! Xx

+++++

Jungkook|

Okul çıkışı herkes dağılıp gitmişken, ben yetiştirmem gereken proje ödevi için soluğu fakültenin kütüphanesinde almıştım.

Ansiklopedileri masaya yığarcasına dizmişken iç geçirdim.

Gözlüklerim aniden soğuktan sıcağa geçmiş gibi camları buğulandığında kaşlarımı çatarak gözlüğümü çıkartıp camlarını kazağımın kenarıyla silerek temizledim.

Gözlüğümü sildikten sonra yeniden gözlerime takıp kalemimi elime aldım. Parmaklarımın arasında çevirdiğim kalemimle not almam gereken yerleri temize geçtim.

Ansiklopedilerden birindeki yazılara hızlıca göz gezdirirken, kalemi dudaklarıma hafif hafif vurarak çarptım.

Tam o sırada, bir esinti kulağıma doğru yayılırken saçlarım uçuştu ve içimden bir ürperti geçti. Başımı hızla ansiklopediden kaldırıp kütüphanenin bulunduğum açıdan görünen pencerelerine baktım. Camlar açık değildi.

Başımı iki yana sallayıp masadaki vitaminli içeceğimin kapağını açarak koca bir yudum içtim. Bir kısmını da ağzımda bekletmeye son verip yutarak içeceğimi masaya bıraktım.

Tam o sırada kütüphanenin sol ve sağ kısmı olmak üzere tüm raflıklar deprem oluyormuş gibi sarsılmaya başladığında hızla ayağa kalktım.

Çantamı alelacele toparlayıp ansiklopedileri yerlerine yerleştirmeden masada bıraktığım gibi harekete geçtim. Çıkış kapısına ulaşmak için geçmek zorunda kaldığım rafların önündeyken en üst raftan mavi deri kaplamalı ve üstünde lotus çiçeği işlemesi bulunan bir kitap ayaklarımın ucuna düştü.

Bu irkilmemi sağlarken duraksamak durumunda kalmıştım.

Kitabın üstündeki farklı bir dilde olan yazıyı sesli bir şekilde okumaya çalışırken kitap bir anda açıldı ve sayfalar ışık hızında rüzgara maruz kalmışçasına çevrilmeye başladı.

Tüm o sarsıntı ve rafların titreşimi de bu kitabın yere düşmesiyle sona ermişti. Sayfalar akarak kitabın en orta noktasında durduğunda, iki sayfayı da neredeyse kaplayacak kadar büyük beyaz tüylü kanat figürü çizimi gördüm. "Melek kanatları mı?" diye mırıldanıp yere çömelerek kitaba uzandım.

Parmaklarım açık olan sayfaya temas ettiği anda sayfadaki kanatlar canlanmış gibi, tüyleri tek tek kopmaya başladı. Sayfanın her yeri teker teker büyük beyaz tüylerle kaplanırken, o büyük tüyler sayfadan dışarıya fırlayarak kütüphanenin zeminine düşmeye başlayınca gözlerim faltaşı gibi irileşti.

"Aman Tanrım." diye fısıldarken hızla kitabı kapatmak için harekete geçtim. Kitabı kapatarak rafa geri yerleştireceğim sırada avuçlarımın altında hissettiğim ısı ile kitabı yerine bırakamadan zemine geri düşürdüm.

Elim kızgın bir ateşe tutulmuş gibi yandığı için nefesimi avcuma üfleyip bileğimi hafifçe salladım. 

Bakışlarım yere, aynı noktaya geri düşen kitaba kaydı. Sayfalar yine müthiş bir hızla akıp geçerek açıldı ve en ortada duraksadı. Bu kez o kanatların olduğu sayfa bomboştu.

Zemindeki beyaz tüyler o esnada siyaha dönüşürken sertçe yutkundum. Korktuğum için onu yerine geri koymaya çalışmak yerine arkamı döndüğüm gibi kütüphanenin kapalı çıkış kapısına koşturdum.

STUCK WITH U • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now