Tanıtım

1.8K 26 8
                                    

"SAPIK VAR!!"

- Noluyor lan!

Gözlerimi açar açmaz gördüğüm şeyle şoka uğramış ve yatakta bağırmaya başlamıştım.

Şu an hiç tanımadığım bir adam yanımda anadan üryan uzanıyordu.

Çığlığımla ne olduğunu şaşırarak uyanmış ve dağınık saçları ve fazla güneşten dolayı kısmak zorunda kaldığı gözleriyle olayları anlamlandırmaya çalışıyordu.

Fakat ben daha fazla bu halde o yatakta durursam komaya girecektim. O yüzden üstümdeki beyaz yorganı vücuduma sarıp arkama bakmadan yataktan kalkarak bu ırz düşmanı adamın yanından uzaklaştım.

- Hey nereye?

Allah'ım burası neresiydi böyle? Bir otele mi getirmişti bu sapık beni? Neden hiçbir şey hatırlamıyordum.

- Bir dakika sen kimsin?

Gözlüğüm neredeydi? Lanet olsun.

Sinirle arkamı dönüp elime gelen ilk şeyi üzerine fırlattım.

"Şerefsiz. Masum ayağına yatma bir de. Dün akşam sokakta beni bayıltıp, ellerimi kollarımı bağlayıp, kafama poşet geçirip, zehirleyerek ve siyah bir jipin içinde bana devlet sırlarını zorla itiraf ettirdikten sonra beni zorla buraya getirdin. Hatırlıyorum her şeyi. Pislik herif."

- Ne diyorsun kızım sen? Ben niye hatırlamıyorum bunları.

"Ama ben hatırlıyorum çok geç. Polise şikayet edeceğim seni."

Yerde gördüğüm kocaman spor ayakkabısını kafasına doğru firlattıktan sonra bu boxerlı haline daha fazla katlanamayacağımı düşünerek yerdeki kıyafetlerimi toplamaya başladım.

Gözlüğümü de nihayetinde bulur bulmaz koşarak yanından uzaklaşıp kapıyı açtıktan sonra kocaman bir salonun ortasında bulmuştum kendimi.

Bir otelden ziyade evdi burası. Daha önce hiç gelmediğim bir ev.

Bu yabancı adam tekrar karşıma çıkınca sinirle ona baktım. Bu evin kapısı neredeydi?

Ve şükür ki pantolon giyebilmişti.

- Bak otur, düzgünce konuşalım her şeyi. Dediğin hiçbir şeyi hatırlamıyorum. İsteyerek hiçbir şey yapmadığıma yemin edebilirim.

"Yalan söyleme. Biliyoru-..."

Bir şey bildiğim veya hatırladığım yoktu. Aksine hafızam beyaz bir kağıt kadar boştu. Ama eminim ki aklımdan geçen her şeyi yapmıştı bana.

- Hayır doğruyu söylüyorum, sen ne kadar rahatsızsan ben de o kadar rahatsızım. Tanımadığım bir kadını sabah evimde görmek güven verici bir şey değil.

Bu laf ebeliği bana bir şeyleri anımsatıyordu ama hatırlayamacak kadar başım ağrıyordu.

"İnanmıyorum sana."

Pişman bir yüz ifadesiyle kendi üstüme baktıktan sonra gözlerimden düşündüklerimi bir nebze anlamış olacak ki sakinleştirmek istercesine bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

- Eğer gerçekten duymak istediğin buysa dün gece aramızda hiçbir şey olmadı tamam mı? Ben bir şey hatırlamıyorum, görüyorum ki sen de pek bir şey hatırlamıyorsun. Hatırlamıyorsak hiçbir şey yaşanmamış demektir. İnan bana hiçbir şey olmadı.

Sesi boş salonda yankılandıktan sonra devam etti.

- Lavobo hemen arkanda. Üstünü değiştirmek istersen ben şimdi seni rahat bırakıp sen evden çıkana kadar önüne çıkmayacağım. Çıkış kapısı da alt katta. Anlaştık mı? Sakin olur musun artık.

Önüme düşen saçlarımı ittirdikten sonra kaçarcasına lavaboya girip onu arkamda bıraktım.

Gerçekten, dün gece neler olmuştu öyle?

Başladık bakalım devam ettirebilecek miyiz

NONTOUCHABEL Where stories live. Discover now