18. Bölüm ~ Sorgu

7 2 0
                                    




"Buraya da girmek istemedim..."dedim ve kendi kalbimi gösterdim. Sadece beni izliyordu." Buraya da gir demedim sana... Beni gör demedim ki kalbimin de seni görmesini ben istemedim. Sana aşık olmak da benim suçum değildi. Size göre herşey benim suçum ol-"derken susturdu dudakları beni.

Susturmasa devam eder miydim? Ederdim ama böyle de devam ederdim.

Ayrıldığımızda nefes nefese konuştum.
"Vazgeçtim. Bunun suçlusu ben olabilirim..." dediğimde güldü.
" Sen söylediğin hiçbir şeyde suçlu değilsin ama kalbimi çaldığın konusunda... Evet!"dediğinde bu sefer onu öpen bendim.

"Islaksın ve böyle durmaya devam edersen hasta olacaksın... On beş dakika veriyorum. Seni burada bekliyorum..."dediğinde başımı salladım. Hemen dolabıma yöneldim. Bana deminden banyo için sadece on beş dakika vermişti. Bu süre sadece krizim için alınmış bir önlemdi.

Eşyalarımı alıp banyoya geçtim. En son bu kadar kötü olduğumda kriz geçirmiştim ve beni nasıl bir halde bulduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Duşumu aldıktan sonra odadan çıktığımda koltukta oturduğunu gördüm. Komodinin üzerindeki saatten saatin dörde geldiğini fark ettim. Hava hâlâ karanlıktı. Beni fark edince hemen gözlerini açtı ama o da benim gibi uykusuzdu.

"On beş dakika dolmuş muydu?"dedim yanına giderken.

"On beş değilde yirmi beş dakikadır içerisin ama seslerin geldiği için bir şey yapmadım!"dediğinde ayağa kalkmıştı. Ellerini belime koymuştu. Ben de ellerimi kollarına koyarak dengemi sağlamıştım.

"Aç mısın? Ya da..."dediğinde sözünü kestim.

"Uyuyalım..."dediğimde başını salladı.

"Birlikte mi?"dediğinde gök gürledi ve şimşekler içeriyi aydınlatırken cevabım daha da netleşmişti.

"Evet..."dediğimde de başını salladı.

Birlikte yatağa doğru yürüyüp uzandığımızda başım onun göğsüne gelmişti. Kalp atışlarını duyabiliyordum ve bu çok iyi hissettiriyordu. Uzanıp yorganı da üzerimize çekip ellerini belimde birleştirdi.

"Sahil... Karanlık değil miydi? Korkmadın mı?"dediğinde kasıldım ama hemen toparladım. Yalan söyleyip söylemediğimi anlardı zaten.

"Karanlıktı ve korkunçtu..."

"Çok ağladın mı?"diye sorduğunda kafamı kaldırıp ona baktım. Siyah gözleri daha da siyahtı bu gece. Yorgundu ama uyumak yerine hâlâ benimle konuşuyordu.

"Ağlamadım ve bu yalan değil... Gerçekten zorladım ama olmadı..." dediğimde başını salladı. Kafamı tekrardan kalbinin üzerine koydum.

"Sabah hastaneye gideriz..."dediğinde gülümsedim ama bu histerikti.

"Öğleden sonra uyanacağız bu gidişle..."dediğimde beni onayladı.

"Bunu daha sonra konuşacağımızın farkında mısın peki?"dediğinde üç dört saat ortadan kaybolan ben değilmişim gibi ona döndüm ve kaşlarımı çattım.

"Neyin farkında mıyım?"dediğimde göz devirdi. Toprak Atılgan göz devirmeyi de biliyordu ve bunu sadece bana yapıyor gibiydi.

"Telefonunu hadi benim ceketime koydun da arabanın GPS sistemini ne ara yok ettin?"dediğinde ben de şaşırmıştım çünkü onu ne ara devre dışı bıraktığımı ben de bilmiyordum.

"Bak onu ben de hatırlamıyorum... Neyse bir ara aktif ederim!"dedim.

"Eliz! Telefonunda bin tane cevapsız arama var... "

Bir Akşam Sefası Tohumu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin