Bölüm 9: Akşam Yemeği

239 58 11
                                    

Helloooooooo.
Bir tık uzun bir bölüm oldu. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar. ♡

Bölüm şarkısı: Muhteşem Yüzyıl Kösem Müzikleri - Sır.

Medya: Meleki Kalfa ve Şehzade Beyazıt.

Medya: Meleki Kalfa ve Şehzade Beyazıt

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Aradan günler, haftalar geçmişti. Yaz gelip çatmıştı. Her şey sürüp giderken ben gidemiyordum. Geçmiyordu. Midemin bulantısı ve eş zamanlı şekilde başıma giren ağrı ile başa çıkmaya çalışıyordum. Elimi alnıma götürüp ağrıyan başımı ovuşturdum. Artık elimi yüzüme götürdüğümde yaralarım elime gelmiyordu.

Ayşe, Sultan Murad'a bir evlat daha verecekti. Üstelik bir erkek evlat verirse baş kadın olacaktı. Bir aileleri vardı ve ailelerine birisi daha katılacaktı. Peki ya ben? Ben burada hangi konumdaydım? Tam olarak da Ayşe'nin dediği konumdaydım.

"Sen bugünlerde pek iyi değilsin Turhan. Bir şeyin mi var?" Atike Sultan'ın sözleriyle başımı kaldırıp ona baktım. "Bir şeyim yok sultanım. Sadece halsizim." Gülümseyerek imalı imalı konuştu. "Bu aralar halsizsin, miden de bulanıyor."

"İki hafta evvel hekim kadına göründüm sultanım. Öyle bir durum olmadığını söyledi."

"Sen öyle diyorsan öyledir." Elindeki kumaşlarla ilgilenmeyi bıraktı. Oturduğum yere göz attı. "Kalk yerde oturma. Gel de şu kumaşlara bakalım." Kaftanımın eteklerini toparlayıp ayağa kalktım. Oturduğu sedirin yan tarafını eliyle gösterdi. Gösterdiği yere oturup ellerimi kucağımda birleştirdim. Elindeki yeşil taşlı kumaşı üzerine tuttu.

"Sence yakıştı mı bu renk? Nasıl?"

"Size ne yakışmaz sultanım? Güzelliğinizle etrafa ışık saçıyorsunuz. Hem bu renkte size çok yakıştı." Sesli bir şekilde güldü. Kumaşların arasında gözüne bir kumaş parçası kestirdi. Kırmızı kumaşı eline aldı. İyice açıp elinde inceledi. Kumaşı üstüme tutup bana baktı. "Bu renk sana çok yakıştı."

"Sultanım-"

"Turhan." diyerek susturdu beni. "İtiraz etmeni dinlemek istemiyorum." Kucağındaki kumaşların hepsini sedirdeki boş yere bırakıp ayağa kalktı. "Bana kılıç talimi yapacağımıza dair bir söz vermiştin."

"Evet sultanım söz vermiştim lakin Kösem Sultan buna ne der bilmiyorum."

"Validemin bir şey demesine gerek yok. Çoktan has bahçeyi bizim için hazırlattım. Üstelik..." Duvarın içinde olan dolabın kapaklarını açtı. Bohça tarzında bir kumaş çıkarıp sedirin üstüne koydu. Ardından dolabına geri dönüp kıyafetler çıkarmaya başladı.

Su yeşili tonlarında bir pantolon, üstüne giyebileceği etek tarzında kumaş çıkardı. Lakin bu eteğin bel kısmından başlayan uzun yırtmaçları vardı. Talim yaparken rahatlıkla hareket edebilirdi. İçine giyeceği uzun kollu ayni renkte bir parça çıkardı. Üstüne diz kapaklarının biraz üstünde olan kolsuz, pahalı kumaştan yapılmış bir yelek çıkardı. Onun üstüne de sadece omuzlarını kapatacak şekilde koyu yeşil bir pelerin çıkardı.

Yeniden Osmanlı: Fatih-i BağdatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin