4-Tanışma

1K 25 47
                                    

Not:Bölümde rahatsızlık verici unsurlar olabilir. (Şiddet, küçük düşürme vb.)

----

1 hafta sonra

Zayıflamıştım 1 haftada. Ağzıma sıçmışlardı deyim yerindeyse. İlk iş bir hastaneye götürülmüştüm korumalar eşliğinde. Kaçmamdan korkuyorlardı galiba. Hastanede tüm vücut taramasına girip aşılarımı yaptırdıktan sonra da konağa geri dönmüştük. Koruma abilere aşılarım tam artık sizi ısırmamdan korkmazsınız dimi diye sorup kendi kendine güldüğüm için IQ seviyemi ölçtürmek için tekrardan hastaneye götürüldüğüm kısmı ise üzülerek belirtmek istiyorum. Girdiğim o kadar ders, üstüne spor yüzünden beynimin pekmezi kulaklarımdan akıp gitmişti.

Ve sonunda o kutlu gün gelip çatmıştı. Sabahtan beri Yeol-san ile yeni gelin gibi kapıda dikilip eve gelenleri karşılıyorduk. Köle locasında olan çoğu kişi gelmişti efendi locasındansa sadece 2 kişi gelmişti ve kapıdan içeri girerken merak dolu bakışlarını üzerimde hissetmiştim. Herhalde ilk defa gördükleri birisinin neden kapıda gelen kişileri karşıladığını merak ediyorlardı ki inanın aynı şeyi bende merak ediyordum. Son bir haftadır yoğun programım yüzünden bay Lee'yi hiç görmemiştim.

Yorgunlukla bilmem kaçıncı kez iç çekerken Yeol-san en sonunda hafifçe omzuma dokunmuştu.

"Yuki köle locasına gidip gelen kişilere eşyalarını yerleştirme konularında yardım et."

Onaylayan bir mırıltı sesi çıkartıp arkamı döndüğüm gibi büyük salona ilerlemiştim. Dün akşam normalden daha fazla derse girmiştim üstüne spor salonunda çalışmam gerekmişti ve gece kas ağrısından saatlerce yatakta yuvarlanmıştım. Sabahın erken saatlerindeyse uyandırılmış birkaç saat yapacak hiçbir işim olmadığı için ortalıkta boş boş gezinmiş, yakınlaştığım koruma abilerden gizlice sigara aşırmıştım. En son Yeol-san (ona öyle seslenmemi istiyor) ortalıkta boş gezmeme dayanamamış ve beni de yanına alarak gelenleri karşılamak için kapıda dikilmemi sağlamıştı.

Büyük salonda hiç kimsenin olmamasıyla birkaç saniye etrafa bakmış merdivenlerden birisi inmeye başladığında hızlıca köle locasına girmiştim. Şimdi kimseden izin almakla uğraşamazdım birde iş falan kitlemeye kalkarlardı aman aman.

Odaya ani girişim yüzünden dolaplara kıyafetlerini yerleştirenler suratıma bakıp geri önlerine dönerken ilk geldiğim gün lavaboda denk geldiğim ikiliyi fark etmemle yanlarına doğru yaklaşmıştım. Odada ki herkes çekingen bir ifadeye sahipti. İlkokula yeni başlayan bebeler gibiler. Ananızı da çağırayım mı?

"Naber fıstığım?"

Makyaj malzemelerini kullanmama izin veren çocuğun koluna omzumu atarken hafifçe kızaran yanaklarıyla gülmüştüm. Mırıldanarak iyi olduğunu söylerken yüzümde ki sırıtış büyümüştü.

"Benim adım Yuki sizlerin adı ne?"

Yüksek sesli konuşmamla bakışlar tekrar bana dönerken odanın içerisinde göz bebeklerimi hızlıca gezdirmiştim. İlk cevap veren dudaklarından öptüğüm pembe saçlı çocuktan gelmişti.

"Benim adım Woomin. Tanıştığımıza memnun oldum!"

Yarım dereceyle eğilip heyecanlı bir ifadeyle selam verirken hafifçe kıkırdayıp yanına yaklaşarak saçlarını okşamıştım. Etraftanda gülüşme sesleri yükselirken ilk girdiğim zamanki gerginlik ve çekingenlik hissi yavaş yavaş odadan kaybolmaya başlamıştı. Koyu kahverengi hafif dalgalı saçlara sahip olan kısa boylu birisi konuştuğunda herkes teker teker kendini tanıtmaya başlamıştı.

MASTER B×BWo Geschichten leben. Entdecke jetzt