Onca konuşma seslerinin yanında yukarı çıkan adım seslerini duydum. Ciddi bir panik atak geçiriyorum ama hareket bile edemiyorum.

Terasa ilk Iraz çıktı. Iraz'a hiçbir şey olmadı.

Siktir! Siktir!

Iraz değilse kim kime ne olacak? Nefes alamıyorum.

Rüzgar sertçe eserken Nazlı'nın küçük oğlu balonu takip etme için paytak adımlarla trabzanlara gitti. Nazlı hemen peşinden koşarken kapıdan Ömer ağa girdi.

"Hadi bakalım. Şimdi oturup keyifle eskileri konuşma vakti." Deyip güldü. Kolunu Iraz'ın omzuna attı.

Her saniye bin yıl gibiydi. Konuşanlar, çocukların sesi, kahkahalar o kadar ağır çekimde ve boğuktu ki.. Ya da ben boğuluyorum.

Ömer ağa masanın baş köşesine geçmek için adım attı. Attığı an Ömer ağa yere yığıldı.

Siktir! Siktir! Siktir!

Ömer ağa alnından vurulmuş yerde kanlar içinde yatıyordu. Herkes şaşkınlıkla kalırken Nazlı'dan ufak bi çığlık geldi. Gözlerimi yerde yatan adamdan almaya çalışırken Nazlı kanlar içinde ki karnını tutuyordu.

Ömer ağa kafasından vurulmuş, Nazlı kurşunun saçmasıyla yaralanmıştı.

İlk yerinden sıçrayan Beran abiydi.

"Hayır hayır hayır hayır hayır!" Deyip ayağa fırladı. Başını kaldırıp önce babasına baktı sonra büyük adımlarla Nazlı'ya ulaştı. Küçük oğlu deli gibi ağlıyordu.

Iraz'ın çığlığı herkesi uyandırmıştı.

Bütün gün boyunca beynimde rutin çalışan sesli saat şimdi susmuştu. Ben nelere sebep oldum böyle. En derinlerimde acı yangını bütün vücudumu sardı. Titreyerek ayağa kalktığımda herkes ayaklanmış Ömer ağanın çevresinde toplanmıştı. Kimse ne yapacağını bilemiyor sanki uyanacak gibi sarsıyorlardı.

Gözlerim Bars'a takıldı. Hemen babasının yanına diz çökmüş öylece bakıyordu. Kendi kanında boğulmaması için babasını hafif doğrulttu ellerini omuzlarından ayırmadı. Sait gibi ağlamadı, Aran gibi bas bas bağırmadı, Beran gibi sinir krizi geçirmedi.

Öyle sessiz babasına bakıyordu ki sebep olduğum boktan durum daha çok canımı yakıyordu. Bu sefer çok ileri gittim Mert'e güveneceğimi nasıl düşünürüm.

Nazlı'ya baktığımda hala bilinci açıktı. Ellerini yaranın üstüne koymuştu. Mert'in elinde ufak bir fırsat olsaydı bu gece bu konakta ki herkesi öldürürdü.

Ömer ağanın bu akşam için tuttuğu hizmetliler çocukları odalarına götürürken Dare neneyi ilk defa ağlarken gördüm. Sandalyeye oturmuş bastonuna başını dayamış hıçkıra hıçkıra ağlıyordu kocaman kadın.

Bir diğer hizmetli kendini döven Iraz'ı tutmaya sakinleştirmeye çalışıyordu.

İlk başta Bars'a gidip teselli etmek istedim ama tek yapabildiğim bir adım geri atıp sebep olduğun kaosu izlemek oldu.

Aradan epey zaman geçmişti ama taziyeler hala devam ediyordu. Heja'nın cenazesi bu kadar kalabalık değildi. Bütün şehir Ömer Ağa'nın cenazesindeydi. Uzun süre gelenler bitmemişti.

Gün içinde gelen gidene koşuşturuyorduk akşam ise kimse birbiriyle konuşmayıp odalarına çekiliyordu. Nazlı ise bir hafta hastane de yatmıştı. Çok ciddi bir yaralanma yaşamamıştı.

BERDELWhere stories live. Discover now