♣️ 47. Bölüm - KARŞILAŞMA ♣️

En başından başla
                                    

Bu sene benim için bir çok şey adına adımlarımı atacağım o sene olacağına, kendime şuandan itibaren söz verdim. Siz de benim gibi yapmalısınız:))

Hayallerinizin peşinden koşacak bir yıl olması dileğiyle

Sizleri seviyorum 🖤

(Meşhur siyah kalbimizi bırakıyoruz alta 🥺)

🖤

Mutlu yıllar ailem...

(Bu bölümü yılbaşında atacağım için bu cümleleri yazmışım, biliyorum yılbaşı mı kaldı ama yine de sıcak bir sohbet olduğu için silmek istemedim..)

Keyifli okumalar dilerim 🤍

~Yorum yapmayı da unutmayalımm~

Mayıs Aksoy'dan

"Sen bu ölü ruhumu, aşkınla ateşe verdin Mayıs. Benim yaptığım ne ki?"

Kurduğu cümlenin etkisiyle irislerim genişlemiş, vücudum titreşim altına girmişti. Parmaklarım teninini sahiplenircesine hareketlenmeye devam ediyordu ki Bevan bakışlarımı örtmek amacıyla kafasını eğdi. Bir kez daha nefesine tanıklık etmek isteyerek kendime çektiğimde, zorluk çıkarmadan dudaklarını benimkilerle birleştirdi. Üst dudağı, titreyen dudaklarımın arasında adeta kıvranıyormuş hissini veriyordu. Sakallarının arasında bulunan parmaklarım, onu daha çok isteyerek kasvetli dokunuşlarını sergiliyordu.

"Boğulacağız gülüm!"

Bevan dudaklarımızın arasından fısıldadığında, rahatsız olduğumu belirterek daha çok kendime çektim.

"Biraz daha"

deyip öpmeye devam edeceğim esnada Bevan kollarımdan tutarak, beni kendisinden uzaklaştırdı. Yüz hatlarım sinirlendiğini belirterek sertleşince, Bevan'ın dudağıma yerleşen tadını emdim.

"Hakkımı burada kullanmak istemiyorum Sarı Ufaklık!"

"Sen beni kendinden uzaklaştırarak bütün hakkını kullandın beyefendi!"

Karşılık verip, yanımızda bulunan taya tekrardan yöneldim. Yan tarafta olan yemden biraz daha elime aldığım sırada Bevan kulağıma doğru eğilmişti.

"Tutkulu işlerimizi neden tuhaf yerlerde yapma taraftarısın karıcım?"

sorduğu soruya karşılık, farkettirmeden kıkırdadım. Elimdeki yemi ata verirken Bevan'a da cevap vermeyi ihmal etmedim.

"Tuhaf yerlerde romantiklik yaptığın için olabilir mi acaba kocacım?"

dediğimde o da benim gibi yemden bir avuç almıştı. Yanıma gelerek tayın başını okşayıp, yemesini sağladı. Bakışlarım onu takip ederken attan çekindiğini farketmiştim. Aklıma Kapadokya'da ata hiç binmediğini söylediği gelince, sinsice sırıttım. Harada olan diğer atlara bir bakış atarak tekrardan Bevan'a yöneldim.

"Binelim mi?"

sorumu ilettiğimde Bevan bana bakmadan "bilmiyorum ki!" cevabını verdi. Ellerimi birbirine vurarak kalan tozun gitmesini sağlayıp "öğretiriz yavru!" diye karşılık verdim. Bakışları bu sefer beni bulmuştu ki alttan alta sırıtıyordu. Kendimden emin duruşumdan ödün vermeyerek karşılık verdiğim esnada, o da benim gibi ellerini birbirine vurdu.

"Göster bakalım marifetlerini bayan!"

diyerek elini yer verirmişcesine yana uzattı. Açık olan saçlarımı arkaya savurup, yanına ilerledim. Sert bakışlarımı gözlerinden ayırmadan "Düş bakalım önüme adam!" yanıtladım. Bevan ses tonumun verdiği hissiyat ile kafasını yere eğip, baş parmağı ile burnunu kaşıdı. Kısa süren hareketinin ardından üstten bakışlarını uzatınca, sağ elimi omzuna vurup ilerledim.

Elemkârâne Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin