♣️ 41.Bölüm - DEJA VU ♣️

15.6K 979 569
                                    

Deja vu: Yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusu. Anı daha önceden yaşamışlık hâlidir...

Sellam güzel ailem, nasılsınızzz?

Sizi özledim..

Bölüme geçmeden önce sizi neden bu kadar beklettiğimin açıklamasını yapayım.

Uzun süredir uğraştığım bir baş dönme mevzusu olduğundan çok şey yapmam gerekti. En sonunda ise vitamin eksikliği, uykusuzluk ve çok fazla telefon ışığına maruz kaldığım için olduğu anlaşıldı.. ee tabi bu üçü de benim hayatımın bir parçası 😌

Her neyse, bununla uğraşırken aynı zamanda yoğun bir hastalıktan geçtim. İkisi bir arada olunca çok fazla etkilendim haliyle ve hiç bir şey yapamaz oldum.. baş dönmem için ailem çok fazla vitamin içeren şeyler yediriyor, içiriyor ben de telefon ile oynamama ve uykusuz kalmamaya özen gösteriyorum.

Şuan iyiyim, soran herkese teşekkür ederim 🤍

Hepiniz iyi ki var..

Eee hayatınız nasıl gidiyor, Mayıs ve Bevan'ı özlediniz mi?

Sizden küçük bir ricam olacak bu arada

Uzun süre bölüm yazmadığım için tıkanmış bulunmaktayım fakat yine de sizi daha fazla bekletmek istemiyorum. Umarım eksikliğim olursa af görürsünüz..

O halde daha fazla bekletmeden sizi bölümle baş başa bırakayım

Keyifli okumalar dilerim 🤍

Mayıs Aksoy'dan

Yıllardır eksikliğini, iliklerimde hissedecek kadar özlem duyduğum anne hasreti, canımı her geçen gün biraz daha yakıyordu.Bu hasret yılların verdiği boşluk ile yozlaşmışken, Bolu'ya geldiğimden beri her saniye daha da alevlenmişti. Evin her köşesinde anılarımın olduğu kadını, hayatımı oluşturmama öncülük eden o kadını çok fazla özlemiştim..

Onun düşünce sisteminden yararlanmış, kaybetsem bile kendimi onun kızı olarak yaratmaya devam etmiştim. Her geçen gün biraz daha ona benzemek için çaba sarf etmek, bazen çok fazla yormuş bazen de hislerimi kırmıştı. Duygularımın vermiş olduğu boşluk hissini, annemin özlemi doldururken içimdeki burukluğun sebebi de oydu. Onun göstermiş olduğu şefkatı, hiç bir yerde bulamamış ona güven duyduğum şekilde kimsenin yanında o hissiyatı yaşayamamıştım. Hayatıma girip çıkmış bir çok insan, en azından bir iz bırakmışlardı fakat hiç biri özümü hatırlatacak kadar etki verememişti.

Ben kendimi gün geçtikçe bataklığa sürüklemiş, asıl olan beni unutmak için her şeyi göze almıştım. Asıl hayallerimin bulunduğu kişiliği unutmak ne kadar kolay olabilirdi ki ben bu kadar basit unutabilmiştim?

Asel'in hayalleri çok farklı, Mayıs'ın hayalleri çok farklıydı. İkisinin birbirinden bağımsız oluşu ile nasıl da başa çıkabilmiştim bunca yıl?

Kafamda dönen binlerce soruya cevap aramak, gün geçtikçe zorlaşırken karşıma o çıkmıştı..

Hayatımı karanlığa iteceğini düşündüğüm o kişi..

Bevan Aksoy!

Onu ilk tanıdığım zamanlarda nefret etmiş olmak, ona karşı yapmış olduğum en büyük haksızlıktı. Hiç bir suçu yokken kafama sokulmuş yalanları, yüzüne çarpmak ise yaptığım en utanç verici olaydı. Bazen olanlar yüzünden hâlen yüzüne bakamadığım zamanlar oluyordu.

Elemkârâne Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin