♣️ 21. Bölüm - AŞIK OLDUM ♣️

33.8K 1.3K 306
                                    

Sellammm güzel ailem 🤍

Nasılsınız, neler yapıyorsunuz? Umarım hayatınız sizi üzecek olaylara şahitlik ettirmiyordur.

Arkadaşlar küçük bir olaya değineceğim sonrasında sizi bölümle başbaşa bırakacağım..

Evet, öncelikle şunu demek istiyorum; Mayıs'ın Doğu illeri ve insanları için söyledikleri lafların daha ağırlarını bizzat duyuyoruz..

Ve bunun bir kurgu olduğunu unutmayınız lütfen!!

Evet tabi ki kötü yorum alacağım, bu şekilde büyüyüp, gelişeceğim fakat bazı yorumlar kendi kişiliğime kadar dayandı.. lütfen bu konuda biraz daha empati yaparak yorum yapalım..

Ve elbette bu kadar kötü sözlerin hemen telafisi olmayacak..

Her şey adım adım...

Bu kadar yeterlidir. Anlayış göstereceğiniz için teşekkür ederim.

Keyifli okumalar dilerim 🤍

Bedenim uykuya doymuş olacaktı ki gözlerim güne kendisini araladı. Uzun çabalar sonucunda bedenim tamamen ayılmıştı. Doğrulup etrafa anlamsız bakışlar atarken saçlarım dağınık bir şekilde yüzüme yayılmıştı. Yataktan çıkarak odanın yanında banyo diye düşündüğüm çatı katı odalarına benzer bir yere girdim. Tahmin ettiğim gibi çıkarken küçük aynası olan musluktan elimi yüzümü yıkadım. Artık tam kendimde olacaktım ki odadaki yatağı toparlayarak aşağıya indim.

Bevan'ın nerede olduğunu düşünürken dünden beri kapalı kalmış olan şark odasının kapısını açtım. Oda oldukça soğumuşken gözlerim içeriyi taradı. Bevan şöminenin başında ki koltukta hafif yayılır bir şekilde oturmuş, sonrasında büyük ihtimalle uyuya kalmıştı. Kolları birbirine kilitlenmiş halde uyuyan adama baktığımda oldukça durgun ve bitkin gözüktüğü anlaşılıyordu. Odanın verdiği soğukluk vücudumu titretirken şark odasından çıkıp, lavabonun yanında bulunan odadan battaniye çıkardım. Odaya geri döndüğümde getirdiğim battaniyeyi açarak üzerine rahatsız etmeyerek yerleştirdim. Bir süre doğrulmadan yüzünü izlediğimde dünkü sözleri kulaklarımı doldurmuştu.

'Düşünmem gereken şeyler var' demişti sonra ne olduğunu sorduğumda ise 'mesela sen' diye yanıtlamıştı. Acaba gerçekten dün beni ya da bizi düşünmüş müydü?

Yavaş hareketlerle bedenimi dikleştirip mutfağa geri ilerledim. Ne yapacağımı düşünürken kahvaltı hazırlamanın en mantıklı hareket olduğunu anladım. Buzdolabına ilerleyip içinde ne olduğuna baktığımda çok bir şey olmadığını gördüm. Bevan buraya sıklıkla gelmediği belliydi. Dolabın kapağının üst rafından iki yumurta, domates ve biber çıkardım. Menemen yapacaktım ki sabah sabah soğan yemek istemediğim için soğansız yapmayı planlıyordum. Malzemeleri tezgaha indirip çay demliklerini aldım. Musluktan su doldururken su buz derecesine yakındı. Ocağı çakmakla yakarak doldurduğum çaydanlığı üzerine yerleştirdim.

Menemenimi yapmış kahvaltılıkları da masaya yerleştirmiştim ki oldukça güzel bir görüntü ortaya çıkmıştı. Az malzeme olduğu için çok şey yapamasam da oldukça güzel görünüyordu. Ivır zıvırları da yerleştirirken içeriden Bevan'ın telefonu çaldı. Kapatmak için harekete geçmiştim ki Bevan'ın sert bir şekilde Kürtçe cevap verdiğini duyunca yerimde durmak zorunda kalmıştım. Bir süre sonra Bevan tekrardan

"Ma min ji te re negot ger tu carek din gazî min bikî ezê te bikujim!?"
'Beni bir daha ararsan seni gebertirim demedim mi!?'

Sesi yüksek bir şekilde konuşunca korkmaya başladım. Onu ilk defa bu kadar sinirli görmek endişelenmeme sebep oldu. Ne yapacağımı bilmeyerek konuşulanları dinlemeye devam ettim. Bevan her kelimesinde sesinin şiddetini artırırken kalp atışlarım hızlanmaya başlıyordu. Yanına gitme konusunda hiç bir fikrim yoktu, öylece olduğum yerde durmuş olanları izliyordum. Telefonu kapatmış olacaktı ki odadan çıkınca göz göze geldik. Yüzünden sinirli olduğu belliydi ki küçük bir bakış masaya attığında yutkunmuştum. Hızla bana gözlerini kaldırarak "hazırlan gidiyoruz!" deyince ses tonu hala değişmemişti.

Elemkârâne Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin