♣️1. Bölüm - SEÇİLMİŞ AĞA♣️

108K 3K 4.5K
                                    

Multimedya: Bevan Aksoy

Başlıyoruz..

İyi okumalar güzel ailem 🤍

Bevan Aksoy'dan

"30 sal in ez li vê eşîrê hukum dikim."
'30 yıldır bu aşireti yönetiyorum.'

Diyen dedemden bir saniye gözlerimi ayırmıyor can kulağı ile dinliyordum. Aşiret için neler yaptığını anlatmış şimdi ise asıl konuşmasını geçmek üzereydi.

"Ji bo hilgirtina paşnavê min canê xwe feda kir."
'Soyadımızı taşımak için hayatımı feda ettim.'

Konuşmasına devam eden dedemi hüzün çökmüş bir sessizlik edâsı ile dinliyor bu konuşmanın sonucunun nereye varacağını merak ediyorduk.

"Lê ev pêvajo êdî westiyaye."
'Ancak bu süreç artık sona ermiştir.'

Deyip duraksadı ve karşısında oturmuş 28 adama baktı. Gözlerimin yeşilliğini aldığım, hiç düşünmeden canımı vereceğim dedemin bakışları en son benim üzerimde durdu ve

"Niha ev malbat dê hewceyê torgilokek din be."
'Şimdi bu ailenin başka bir ağaya ihtiyacı olacak.'

Dedi. Herkes dedemin son söylediği söz ile uzun süren sessizliği bozup kendi aralarında konuşurken dedem bakışlarını hala üzerimden çekmemişti. Bana neden baktığını anlamıyor aynı bir ifade ile bende ona bakıyordum.

Büyük amcam Rojhat:

"Dû re li gor edetê ez ê piştî te bibim axa bavo."
'O zaman geleneklere göre babonun halefi ben olacağım.'

Dediğinde dedemde olan bakışlarımı ona çevirdim. Ses tonu heyecanlı ve istekli çıkan amcama göz devirdim. Bir ağalık için herkesi harcayabilirdi, bunu ona baktığım an da ki isteği göstermişti. Gözlerimi tekrar dedem ile buluşturduğum sıra dedem amcama

"Ne tu kur."
'Sen değil oğlum.'

Dedi. Bakışlarım ondan ayrılmazken bu sefer amcam yüksek bir ses tonu ile

"O zaman kimdir babo!?"

Sordu. Dedem amcama bakmayı kesip oğullarından sonra oturan yirmi beş tane olan erkek torunlarını inceledi. Gözleri tekrar kendi gözlerinden aldığı torununda yani bende durunca bu sefer 'ne oldu' bakışlarımı uzattım. Dedem kafasını 'bir şey olmadı' der gibi sallayıp gülümsedi ve

"Neviyên min."
'Torunlarım.'

Dedi. Amcaoğullarım, halaoğullarım kendi arasında konuşurken babam ile göz göze geldik. Bakışlarım bir kaç saniye siyah gözlerinde mola verirken tekrar dedeme döndürdüm. Yüzüm genel görünüşü gibi sinirli bir vaziyetteydi. Bu sefer en küçük amcam Sedat:

"Çawa bi kevneşopî dixebite, bavo? Navê me ne emanet neviyên min, li kurên me ye."
'Gelenek nasıl işler baba? İsmimiz torunlarımıza değil, oğullarımıza emanet.'

Dedi. Dediği geleneğe çok bağlıymış gibi uyarken dedem sadece ona tebessüm etti. Bakışlarım amcamların üzerinde gezinirken birbirlerine açtıkları iç savaşı görebildim. Vücutlarını yavaş yavaş hırs büyüyecek ve bu hırs yüzünden belki de birbirlerine harcıyacaklardı...

"Kevneşopiya min,Hûn çawa diwêrin mudaxele bikin!?"
'Gelenek benim, nasıl karışmaya cüret edersin!?'

Dedemin bağırması fısıldaşmaları durdurmuş tekrardan sakinliği sağlamıştı.

"Ger kesek dîsa behsa karê min bike, êdî ew ne ya vê malbatê ye!"
'Biri, bir daha işime karışırsa, o artık bu aileden değildir!'

Öfke ile etrafa alev saçıran dedemin niyetini anlamak istiyordum. Bu yüzden az önce ki uyarısını çiğneyip

Elemkârâne Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin