Yedinci Bölüm

15 3 3
                                    

Bu mesajla beraber ikinci kez yazıyordu. Ve ilk başta engellediğim numara olduğunu düşünsem de bu bir saçmalıktı çünkü engellediğim halde yazması mümkün değildi.
Yani sonradan fark etsem de numaranın farklı bir numara olduğunu anlamıştım.

Ama içimden bir ses yazanın aynı kişi olduğunu söylüyordu. Aynı uslüp, aynı yazım şekli. Ve bu düşünce beni oldukça korkutuyordu. Allah aşkına kim bu böyle.

Mesaja çok fazla odaklanmış olmalıyım ki Afran'ın "O kim" dediğini çok uzaklardan zar zor duymuştum.
Onlara anlatmalı mıydım. Bu bir kuruntu muydu yoksa birisi bile isteye bana mesaj mı atıyordu gerçekten?

Ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum. Yalan söyleyemezdim ve birşeyi olağanüstü bir yetenekle saklama gibi bir özelliğim de yoktu. Korkuyorsam bunu gizleyemezdim. Mutluysam da öyle. Duygularımı gizleyemem, en sevmediğim ve bana sürekli zorluk çıkartan bir özelliğimdi. O yüzden kızlara olanları ve düşündüğüm herşeyi anlatacaktım.

Eslem'im yerinden kalkıp yanıma geldiğini ve bana bir süredir seslendiği koluma dokunmasıyla ancak idrak edebilmiştim.

"Hayırdır kuzen dondun kaldın. Kim o. Kötü bir şey mi oldu?"

Art arda sıraladığı soruları duysam da cevaplayamıyordum. Hadi ama böyle birşey için şoka girmiş olamam. Bu sefer sabrı taşan Afraydı.

"Kuzen bak korkutma bizi, konuş artık. Ağzına kira mı istiyorsun anlamadım ki"

"Kira istiyorsan da o kadar merak ettim ki ne kadar istiyorsan verebilirim."

Afra'nın Eslem'e çok güzel bakışlar attığını tahmin ediyordum. Bu da bir anlık kıkırdamama sebep olmuştu.

"Tamam otur yerine sen de. Anlatacağım. Dedim Eslem'e. Lafımı ikiletmeden hızla kalktığı yere oturdu. Bu kız gerçekten başka bir alem. Onalrı daha fazla bekletmek istemediğimden söze girdim.
" Kötü bir şey mi bilmiyorum ama iyi bir şey olmadığı kesin kızlar." dediğimde tam binbir çeşit soru yönetmek için ağızlarını açıyorlardı ki onları durdurdum.

"Sözümü kesmeyin ve ben bitirene kadar da tek kelime etmeyin. Yoksa anlatmam kalırsınız bön bön." dediğimde ikisi de ağızlarına hayali birer fermuar çekip birbirlerine verdiler. Evet bu da küçüklüğümüzden beri yaptığımız bir hareket. Boş bir yere atmak yerine birbirimize verir sonrasında konuşmak için geri alırız. Kısaca gereksiz ama çok fazla anısı olan bir hareket.

Sahte bir öfkeyle " O elinizdekileri hemen bana verin. Çünkü tamamen konuşmamanızdan bahsediyorum ve ben izin verene kadar da böyle olacak."

Konuyu dinlemek için hızla ellerindeki hayali anahtarları avucuma koydular. Sonra ise olan biteni hızlı hızlı tek nefeste anlatmaya başladım.

" Ha şöyle. Tamam şimdi ciddileşelim çünkü gerçekten korkmaya başladığım bir mevzudan bahsedeceğim. Öncelikle kaba taslak olarak biri bana mesaj atıyor. Ve bu sınava girdiğimiz günden sonra başladı. Aslını isterseniz henüz iki mesaj var ve ikisi de farklı numaradan ama bana neden bilmiyorum yazan aynı kişiymiş gibi geliyor. Bir tarafım bunun bir kuruntu olduğunu söylese de diğer tarafım bu düşünceme hak veriyor. İlk mesajda yanlış atıldığını düşündüğüm için sadece engellemiştim. Şuan başka bir numaradan mesaj geldi evet ama ikisinin yazım şekli de uslubu da okurken verdiği hissiyat da aynı. Bunu size kanıtlayamam ama zaten içimde birinin beni takip ettiği konusunda ve bu mesajların da bununla bir alakası olduğuna dair bir şüphe var. Şimdi soru, tahmin, tavsiye veya varsa dalga geçmelerinizi dinleyebilirim.

Eslem lafımın bitmesiyle bana doğru elini uzattı. Bir şey istiyor gibiydi. Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum. Ama bu hareketini ısrarla tekrarlıyor  ve hımlayarak derdini anlatmaya çalışıyordu. Ben de ona hala anlamadığımı onu yaptığı gibi hımlayarak anlatmaya başladım.

iyi polis kötü polis Where stories live. Discover now