3

739 40 42
                                    

Masada ölüm sessizliği vardı bu sabahki olayın üzerine Ali'yle hiç konuşmamıştık. Gerçi ne konuşacaktık ki her ne kadar yok uykumdan uyandım yok onu uyandırmaya çalıştım uyanmadı diye bahneler sunsam da kendime yaptığım şey hiç doğru değildi. Aynı şey bana karşı yapılsa ben de az köpürmezdim sonuçta. İşin garip tarafı bunu yapmama rağmen hâlâ tek parça halinde durabiliyor olmamdı. Acaba beni neden dövmedin diye sorsam sinirlenir miydi...

Bence sinirlenmezdi sonuçta çok mantıklı bir soru. Gözlerinde göz bebeği yerine buz kütlesi bulunan aynı ortamda kaldığınızda kabızmışsınız gebi gerim gerim olduğunuz birinin telefonunu açtığınız halde (heleki kız arkadaşıysa) üzerine bir de telefonu yüzüne kapatınca ve o kişi hiç bir şey demeden odayı terk ediyorsa bu terslikte bir iş vardır..

Konuşmak için boğazımı temizler gibi bir ses çıkarınca Ali"nin göz altından bana baktığını hissettim ne olursa olsun açıklama yapmam gerekiyordu.

Elimdeki çatalı tabağın kenarına bırakıp bardağımdan bid yudum su içtim sonuçta susuz ölmek hoş olmazdı. Tekrardan Ali'ye döndüğümde onun zaten beni izlediğini gördüm.

"Söyle artık ne söyleyeceksen salak saçma davranışlarını kes." Buz gibi sesini duyunca istemsizce gözlerim dolmuştu. Aptallar ne diye olur olmadık yerde doluyorsunuz yani ne gerek var bunlara.

Konuşma hevesim kaçtığı için masadan kalkmak için bi hamlede bulunduğumda alinin bileğimi tuttuğunu gördüm fark etmesin diye hemen diğer elimle gözlerimi silerek kendisine baktım konuşmak için tekrar ağzını açınca onun sözünü kesip.

"Sadece sabah için özür dileyecektim yaptığım yanlış bir şeydi bir daha olmaz. Yüzümü süzdüğünde rahatsızca kıpırdanıp bileğimi elinden kurtardım.

"Zaten bir daha olmasın velet bir dahakine bu kadar sakin kalmam. Ota boka da ağlayıp durma sana bir şey dediğim yok."

Bu adam ciddi miydi gerçekten. Bir şey dediğim yok mu her kelimesinde kırıp döken kişinin böyle bir savunmada bulunması aşırı ironik değil mi gerçekten yoksa ben mi abartıyordum. Sinirlerimin gittikçe hat seviyeye ulaştığını hissedince masadaki bardağı kaldırıp karşıdaki duvara fırlattım. Ali karşımda gözleri fal taşı gibi açılmış bir şekilde ayağa kalktı.

"Bir şey dediğin yok mu gerçekten her cümlende nefretini kustuktan sonra acaba bu da bir insan kalbi var kırılabilir diye düşünmeden konuştuktan sonra onca dediğim şeyden sonra hâlâ yanımda uyuyabiliyor diye 1 saniye düşünmedikten sonra bana bunu söyleyebiliyor musun. Bana aşık olmayabilirsin Ali ama nefret etmek zorunda değilsin ha istersen nefret de et ama lütfen bunu bana yansıtma bir diğer darbeyi de senden yemek istemiyorum. "

Diye bağırdığımda boğazımın acıdığını hissettim elimin tersiyle hızla gözlerimi silip put gibi karşımda duran adamın yanından geçip ayaklarıma ayakkabımı geçirip dışarı attım kendimi.

Yürümem lazımdı uzaklaşmam lazımdı en azından o uyuyana kadar oraya dönmemem lazımdı...Lazımdı da gerizekalı çıkarken ne diye montunu almazsın ki tabiri caizse şu an götüm donuyordu.

Allah'tan cüzdanım yanımdaydı adımlarımı her zamanki mekana doğru yöneltip oraya yürümeye başladım en azından bir şeyler içer kafa dağıtırdım. Ne cesaretle o bardağı kırdım ne cesaretle bağırıp çağırdım bilmiyorum ama biraz rahatladığımı hissediyordum belki davranışları biraz olsun yumuşardı kim bilir...

~

Mikrofonu elimle ayarlayıp arkaya şarkının ismini söyleyerek melodinin duyulmasını bekledim. Kısa bir süre sonra müzik sesi duyulunca kabalıkta uğultu da müzik sesinin aksine azalmaya başlamıştı bakışlarımı bir tur kalabalıkta gezdirip yeniden ayaklarımı izlemeye başladım şarkıya girip söylemeye başladım yarısına kadar da kafamı yerden kaldırmamıştım. Ne kadar düşünmek istemesem de aklım Ali'deydi aniden öyle çıkmıştım ama acaba yemeğini yemiş miydi...

Sen ne saçmalıyorsun Arel adam ağzına sıçıyor hâlâ şu anne modundan çıkamıyorsun..Bakışlarımı ayaklarımdan çevirip kalabalığa diktim bi' saniye ben kafayı Ali'yle bozmuştum sanırım yoksa o ne arasın böyle bir yerde hele ki sesimi duyunca midesi bulanan kişi...

Aştım yollarıı aşkı önüme koydumm..
Bir zeytin dalı bir çift göz yeter doydum.

Bu dağlar taşlar şahidim olsunn
Kalbime sırlarımı gömdüm.

O kişi Ali mi emin değildim ama yine de gözlerimi ayırmıyordum kendisinden o değilse belli ki mekân çıkışında yine büyük olay çıkacaktı zira adamın beni baştan çıkarıyordun gibi cümlelerini şimdiden duyar gibi olmuştum.

Gel anla dikenimden..
Güllerim uyansın bahçelerimden oo

Gel öyle bi' apansız ellerim yansın ah ellerinde..

Gell anla halimden güllerim uyansın bahçelerinde ooo
Gell öyle bi' yıkanki tan yeri boyansın aşk hançeriyle...

Şarkının bitmesiyle gözlerimi adamdan ayırıp ne zaman aktığını bile bilmediğim gözyaşlarımı sildim.Tamam artık ne olursa olsun ağlamayacaktım. Ali bana ne derse desin ağlamayacaktım her zamanki 1'e 1 kuralımı hatırlayıp gülümsemeye başladım.

^1 kişi için bile 1 saniye üzülme^

Yerimden kalkıp merdivenleri inerek bar kısmına gittim buz gibi bir bira söyleyip bi yere kuruldum gözlerimi az önceki yere çevirdiğimde hiç kimseyi görememiştim eh ne bekliyordum ki Ali"nin pişman olup peşimden gelmesini mi hah çıkıp bana "karıncalar konuşabiliyor" deseler daha kolay ikna olurdum.

...

Gözlerimi kolumdaki saate çevirip kaç olduğunu çözmeye çalıştım

"25.46 eh çok da geç olmamış ya biraz daha oturayım" diye mırıldanmamla karşımdaki barmenin kahkaha atması nir oldu.

" Ne gülüyorsun be görmüyor musun depresyondayız burada saygı lütfen saygı." Dememle çocuk dudaklarını dişleyerek gülümsemesini bastırmaya çalıştı.

"Özür dilerim efendim ama 25 diye bir saatyok ayrıca şu an saat gece 3 sanırım evinize dönseniz iyi olacak.."

Karşımdaki kişinin konuştuğunu sadece dudaklarının oynamasından anlıyordum acaba ne diyordu küfür mü ediyordu yoksa kalkıp dövsem mi yok yok ben yine de dövmeyeyim yazık sonuçta tek parçayken de gayet yakışıklı bir birey sonuçta..Düşüncelerimden sonra ayağa kalkıp tökezleyerek çıkışa ilerlemeye çalıştım birine çarptığımda kendimi yerde buldum..

"Sen kimsin de bana çarpabiliyorsun önüne baksana ezik şeyy."

Duyduğum çığırtı benzeri sesle kulaklarımı kapattım ardından yüzümü buruşturarak- bi saniyee bana ezik mi dedi o..

Hiç düşünmeden karşımdaki çakma sarışının saçlarına yapıştım.

"Yolarım kızım seni sen kimsin de bana ezik diyebiliyorsun haa" diye bağırmamla kız da benim saçlarıma yapıştı. Evet çekebildi çünkü saçlarım kulaklarımı geçiyordu.

"Bıraksana saçlarımı.. Bıraaakkk.. Ali çek şu ruh hastasını üzerimden gebertirim ben bunuu" diye bağırmasıyla ellerim gevşemişti Ali mi ahh ne çok karşılaştım bugün bu isimle bu suretle kız ellerimin gevşemesini fırsat bilip çekilirken arkadan biri kızın ince belini sarıp benden uzaklaştırdı. Kafamı kaldırdığımda ağlamak istedim benim kocam beni değil karşımdaki kızı mı koruyordu.

Benim yanımdaysa az önceki barmen çocuk vardı çocuk ellerini belime koyup beni oradan uzaklaştırırken Ali"nin bana değil de barmene baktığını gördüm o an gözlerini bana çevirdiğinde göz göze gelmiştik o an ona nasıl baktım bilmiyorum ama bakışlarının değiştiğini fark etmiştim. Ali ilk defa mahçup bir şekilde bakıyordu.

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Canlarım ciğerlerim guzu şişlerimmmm. Çok beklettim özür dilerim ama okulla ilgilendiğim için bu kadar beklemem gerekiyordu affedinn 🥰🫠

Oylayıp yorum yapmayı unutmayın lüüüttffeeennnn öpücüklendiniz😚😚😚

Gel (BXB)Where stories live. Discover now