4😈

374 67 333
                                    


Bundan sonra yorum falan yapın demeyeceğim, sizden çok ben kendimi kötü hissediyorum. Ama bölüm de istemeyin lütfen, ben bölümü atacağım zamanı bilirim.

İyi okumalar...

Ağlıyordum. Jimin'i öyle yaralı ve baygın halde görünce yapacağım tek şeyi yaparak, ağlıyordum.

Alfa'mın bitkin halde uyuması canımı yakıyordu. Ben, onun galaksileri andıran gözlerindeki parıltıya, gülümsediğinde kıvrılan dolgun dudaklarına alışmıştım. Bu halde olması beni çok yaralıyordu.

Bayan Park'ın söylediğine göre trafikte fenalaşmış ve kaza yapmıştı. Sebebini ya kimse bilmiyordu yada bize söylemiyorlardı. Ama bir anda fenalaşması da normal gelmiyordu bana.

Vita'm, yanlış bir şeyler olduğunu hissediyordu.

Okuldan ve akrabalarından bir çok kişi haberi alıp gelmişti. Tabi bay Park hepsine teşekkür ederek göndermişti.

Ben ise gidememiştim. Zaten onlarda ısrar etmemişti. Jimin uyandığında annesi ve babasını ikna etmiş, benim yanında kalmamı istemişti.

Şimdi ise karşısındaki sandalyede oturmuş tırnaklarımla oynayarak gözyaşlarımı durdurmaya çalışıyordum.

"Saatlerdir ağlıyorsun Jungkook, yetmez mi artık? Bak iyiyim diyorum ama."

Dudaklarım titrerken başımı kaldırıp yüzüne bakmıştım. Tebessüm ediyordu bana.

"Biliyorum ama..Çok korktum hyung, sana bir şey olacak diye.."

"Olmadı ama."

Gülümsemeye çalıştım. Bu halde bile beni düşünüyordu. Derin bir nefes alıp gözyaşlarımı sildim. Gözleri, kızaran yüzümü tararken iç çekti.

"Çok geç oldu Jungkook. Uyusan mı biraz?"

"Olmaz hyung, başında beklemek istiyorum."

Duvarda asılı saate baktığında gözlerim onu takip etti. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Yatakta doğrulmaya çalışırken hemen ayaklanıp yardım ettim. Anında kolumdan tutarak beni yanına çektiğinde dudaklarım şaşkınlıkla aralandı.

"Hyung...."

"Yanıma uzan ve uyu. İtiraz istemiyorum."

Yaralı olduğunu, rahatsız olabileceğini söylemek istedim ama kelimeler dudaklarım arasından dökülmedi. Ona sarılarak, kokusunu soluyarak uyumak nasıl bir histi hep merak etmiştim. O yüzden başımı çevirip kızardığını düşündüğüm yanaklarımı gizledim.

Ayağımdan ayakkabılarımı çıkarıp yere bıraktıktan sonra benim için açtığı yere uzandım. Anında örtüyü üzerimize çekerken kokusunu solumak için biraz daha göğsüne sokuldum.

Lilyum'un ferah, iç açıcı kokusunu çaktırmadan içime çektim. Bir süre sonra feromonlarını yaydığında mayıştığımı hissettim. Daha sonrası yoktu. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken sevdiğim adamın göğsünde kokusunu içime çekerek uykuya daldım.

***

Gün ışığı odanın içine vururken zorlukla gözlerimi aralamaya çalıştım. Burnumu yastığa sürterken kendi yatağımda olmadığımı fark ettim.

Lilyum kokusu, kendi Lotus kokumla birleşmiş ve her yeri kaplarken çenemin altında hakaret eden çıplak ten yutkunmamı sağladı.

Biz bu duruma nasıl gelmiş olabilirdik ki..

Son hatırladığım, Jimin'in yanına uzanıp kokusu eşliğinde uykuya dalmaktı. Ben uyurken hangi ara soyunmuş olabilirdi ki? Yada biz bir şey yapmış olabilir miydik?

BERCESTE-JİKOOKWhere stories live. Discover now