13 |Çığlık|

5.4K 264 5
                                    

Benim evimin önüne 'sonunda' geldiğimizde ona döndüm ve 'son kez' teşekkür ederek arabadan ineceğim sırada ilk başta ne olduğunu anlamasamda Savaş benim kolumdan tuttu ve kendine çevirdi.

''Gitme. Çantanı unutmuşsun. Bide bu çantayı sana vericem diye uğraşmıyim demi. Biraz bela olmaktan vazgeç'' dedi. Tabi iç sesim (nedenini bilmiyorum) Savaş'dan 'romantik' bir konuşma beklesede anında yüzümü buruşturdum. Yani biraz düşünün. Hiç Savaş ve romantik kelimesi bir cümlede kullanılır mı? Bu iç sese de ne oluyosa artık? Çantamı aldım ve arabadan indim. Ben eve girmeden Savaş gaza basıp gitti. Yan insan biraz düşünceli olur dimi? Ben eve girim öyle git. Neyse ya Savaş'da kim oluyosa artık. Eve girdiğimde annem salonda tek başına oturuyodu. Yanına gittim ve o güzel mi güzel öpücüğümden yanağına iki tane yapıştırdım. Tabi annem bu öpücüklerin kime ait olduğunu anladığı için anında söylenmeye başladı. Ama onu böyle öptüğümde ne kadar söylenmeye başlasada sonra aynılarını gelip bana yapıyo. Tabi yaptı da. Sonrada yanına kendimi bildiğin fırlatarak oturdum. '' Kim bu arkadaş kızım? Adı ne? Kız mı erkek mi? Neler yaptınız beraber? Nereye gittiniz?...'' ve soru yağmuru. Hepsini cevapladım. Selin'le olduğumu falan. Tabi anneme kaçırıldığımı söylemedim. '' Babam nerde anne?'' dedim. O da sıkıntıyla '' Bu aralar çok çalışması gerekecek. Durumumuz düzelene kadar bende çalışıcam tatlım. Hatta yarın yeni işime başlicam. Sende güzelce okuluna gideceksin'' dedi. Böyle sohbet ederken saat geç olduğu için anneme iyi geceler öpücüğünü verip odama çıktım. Üstümü değiştirdikten sonra yatağıma yatacağım sırada mesaj geldi. Mesajı açtığımda '' Bundan sonra başıma bela olmaman dileğiyle '' yazan bir mesaj. Sonunu okuduğumda kocaman harflerle SAVAŞ yazmış. Bende uykum geldiği için telefon numarasını hızla kaydedip yattım.

----Savaş---

Nazlı arabadan indikten sonra hızlıca oradan ayrıldım. Yolda giderken Nazlı'nın yüz buruşturması aklıma gelince istemsizce güldüm. O kadar komik gözükmüştü ki. Telefonu alıp Emre'yi aradım ve barda toplanmalarını söyledim. Zaten sinirliyim onlara tabi özellikle Emre'ye. Başıma iş açtıkları yetmiyo bir de Emre Bey tarafından korunuyolar. Zaten bugün baya söylendim ona bu yüzden. Barın kapısına geldiğimde Cankut '' Hoşgeldiniz Savaş Bey'' dedi bende ona başımla selam verdim. İçeri girdiğimde her zamanki yerimize doğru ilerledim hepsi toplanmıştı. Gidip yanlarına oturduğumda hepsi keyifli gözüküyodu. Emre '' Kardeşim sinir - stres kalmadı valla'' deyip güldü. Diğerleride buna katıldılar. Sonra bugün ben gittikten sonra yaptıklarını bana teker teker anlattılar. Ertan piçini sorduğumda hastanenin kapısına bıraktıklarını söylediler. Kaç gün kendine gelemez piç.

Bir süre sonra herkes etrafa dağılmaya başladı. Anladınız siz. Masada ben ve Ali kalınca bizde biraz daha içip kalktık. Eve geldiğimde direk duş alıp yatağa geçtim. Sonra elime telefonumu almış karıştırırken Nazlı'nın numarasını gördüm. Rehberde adını ' Bela ' diye değiştirdim. Gerçekten çok yakışmıştı. Mesaj bölümüne girip '' Bundan sonra başıma bela olmaman dileğiyle - SAVAŞ '' yazıp gönderdim.

---Nazlı---

Sabah alarmla uyandım. Yataktan kalkıp banyoda rutin işlerimi hallettim. Tabi bu sırada okulu icat edene sövmeyi de unutmuyoruz! Okul kıyafetlerimi üzerime geçirdikten sonra saçlarıma kırık bir fön çekip birazda rimel, kalem tamamdır. Hızlıca çantamı alıp aşağıya indiğimde evde kimsenin olmaması canımı sıksada kahvaltımı yapıp evden çıktım. Okula yaklaştığımda okulun önünde beni bekleyen bir Selin'le karşılaştım. Konuşmasına izin vermeden '' Günaydın şeker'' dedim ve hızla koluna girip sınıfa sürükledim. Zil çalınca Savaş ve arkadaşları geldi. Tabi ben onların tarafa bakmamaya özen gösterdim. Sınıfa hoca geldiğinde büyük bir hayal kırıklığı ile MATEMATİK dersini dinlemeye çalıştım. Dinliyorum, dinliyorum, dinliyorum. Yok yani olmuyo bir insan hiç mi bir şey anlamaz!

Selin'imle bir okul gününde sonuna geldiğimizde mutlu bir şekilde okuldan çıktık. Savaşlar okul çıkışı yoktu. Çünkü ilk derse girdikten sonra gitmişlerdi. Onlardaki rahatlık bende olsa... Biz kol kola Selin'in her zaman gittiği kafeye yol aldık. Orda beraber kahve içerken bir yandanda sohbet ettik. Selin tek başına yaşıyomuş. Ailesi Sivastaymış. Bir kaç sene burda yaşadıktan sonra memleketlerine dönmüşler. İki seneden beride tek yaşamak zordur yani. Akşam olunca yani insanın akılına bin türlü şey geliyo. Tabi benim gibi karanlık korkunuz olmazsa güzel bir şeydir. Bir süre sonra kalktık ve evlerimize gittik.

---Savaş---

Bugün ilk derse girdikten sonra abim bizi yanına çağırdı. Yine ne oldu kim bilir de yanına çağırıyo! Arabalarımıza atlayıp holdinge gittik. Burda benim kim olduğumu bilmezler. Nedenini bilmiyorum ama abimin özel isteklerinden biri. Hepimiz kata çıktığımızda bizi güzel bir sekreter karşıladı. Fena değildi valla. Abimde nerden buluyosa bunları. Sekretere '' Oğuz Mertoğluyla görüşücez'' dedim . İlk başta ağzımın içine düşüceğini zannetsemde hemen telefona sarılıp abime haber verdi ve bizi geçirdi. Sanki biz yolu bilmiyoz. İçeri girdiğimizde hepimiz koltuklara oturduk. Tabi ben onun tam karşısına oturdum. Nedenini bilmiyorum ama aramızda babam öldüğünden beri bir soğukluk var. '' Bugün beni iş ortaklarımdan biri aradı ve oğlunun sizin tarafından dövüldüğünü ve artık ortaklığa devam etmeyeceğine söyledi. Şimdi hesap verin. Neden dövdünüz lan çocuğu''. Emir lafa gireceği sırada ben lafa girdim. '' Canımız çok sıkıldı. Bizde dövecek en iyi kişiyi bulduğumuzda'' dedim ve abimin sinir olduğu bir şekilde güldüm. Ama o her zaman bu gülüşümün arkasında ki siniri çok iyi bilir. '' Defol lan burdan daha fazla uğraşamicam. Yeter bu kadar çocukluk '' dedi. Bende hızla ayağa kalktım ve '' Tabiki abicim'' deyip odadan çıktım. Bizimkilerde arkamdan gelirken arabalara bindik ve bara yol aldık. Bara girdim ve direk bir sigara çıkarıp içmeye başladım. Ardından gelen biraları içtikten sonra yanıma gelen orospulardan kurtulup eve gittim. Bizimkiler beni bildikleri için holdingden beri hiç soru sormadılar. Eve gelince direk kendimi yatağa attım.

----Nazlı---

Akşam babam ve annem evdeydiler. Akşam yemeğinden sonra hep beraber oturup sohbet ettik. Onlarla böyle sohbet etmeyi gerçekten özlemişim. Telefonum çaldığında arayanın ' Kankam ' olduğunu görünce annemlerden izin alıp odama çıktım. Telefonu açtım '' Canımcık'' o da '' Naber bebeğim'' dedi. Biz böyle telefonda sohbete dalmışken Selin aceleyle onu beklememi söyleyip gitti. Telefonda onu beklerken ' Acaba telefonu parayla mı yoksa suyla mı çalışıyo ' diye düşünmedim değil. Ama bir süre sonra korku filmini aratmicak bir çığlıkla ne yapacağımı şaşırdım. '' Selin... Canım ordamısın?''. Korkuyla ona ulaşmaya çalışırken telefonunun kapanmasıyla içimdeki endişeyi arttırdı.

Serseri#SavNaz#Where stories live. Discover now