-sustur onları lütfen!
gözleri tamamen kapanmıştı, artık sıkmaktan bir hâl olan göz kapakları ve altındaki yara kızarırken elimi havaya kaldırarak adeta kükremiş idim.
"dağılın!
ve son ok sesi kulaklarda uğuldamış idi.
arkama dönme gereği dahi duymadan savuruvermiştim sağ elimde ki ucundan kan damlayan kılıcımı. o ufak iniltiyi duymam kısa sürmez iken yeni yetme prens ile göz göze gelmiştim. yanımda ki şövalye atlılara işaret edip bağırır iken prense yalnızca boş boş bakmış, şövalyeyi ardımda bırakarak siyah atımın bulunduğu ağaçlık alana doğru adımlamaya başlamıştım.
birbirini takip eden adımlarım eşliğinde gözlerimin önüne dökülen saçlarımı sol elimin serçe parmağı ile alnıma doğru ittirmiş, çalılıkları ayaklarım altına alarak sürdürmüştüm adımlarımı.
çalıların ardından gelen bir ses, sola doğru olan dönüşümü durdururken kaşlarım çatılmıştı. kılıcımı iyive kavramış, temkinli adımlar ile seçemediğim sesin yönüne doğru ilerlemeye başlamıştım.
"kim var orada?
sesim karşısında kesilmişti mırıltı.
"sinirmi bozma, çık ortaya her kim isen.
sinirli çıkan sesim eşliğinde bir kez daha duymuştum çalı sesini. bu kez direkt olarak soluma dönmüş, elimde ki kılıcı direkt olarak çalılara savurarak iki yana doğru sallamış, çalıların hiddetle savrulmasına sebep olarak dik duruşumu zerre bozmadan karşımda ki görüntüye odaklanmış bir vaziyette kılıcın ucunu sertçe yere vurmuştum.
bu da neyin nesi şimdi?
kömür karası gözleri ve titreyen bedeni küçücük kalmış, kafasını kaldıramasa bile elindeki kılıcı bana doğrultarak bakışlarını zerre ayırmıyordu bedenimden.
"kims-
- uzaklaş! yo-yoksa yaralarım!
kendince tehditvari çıkan sesi sonlarda kekelemesine sebebiyet verirken kaşlarımı sıkıntı ile çatarak kılıcı atik bir hamle ile bulunduğu zeminden kurtararak yüzüne doğru savurdum. savuruşumun etkisi ile korku dolu bir çığlık savurmuş, kahkaha atmama sebep olurken kılıcın ucunu kafasına geçirmiş olduğu mifere doğrultup hızla ittirmiş ve düşmesini sağlamıştım.
dağınık uzun saçlar, bambi gözler, ufacık süt beyazı yüzüne zıt olan vücudu.. ah tanrım bu köle jungkook'tan başkası değildi. dudaklarıma yer edinmek üzere olan gülüş anında solar iken yerini ciddi bir ifadenin kollarına, ciddi ifade ise yerini tamamen sinirin kollarına bırakmıştı.
"inanamıyorum sana! bu cüretti nereden buluyorsun!
titrek bir nefes alarak bulunduğu alandan kalkmaya çalışmış ancak yalpalanarak yere kapaklanmıştı kalçalarının üzerine. bakışları en nihayetinde bakışlarım ile kesiştiğinde sağ gözünün altındaki morluk, dudağının sol köşesindeki patlat dikkatimi çekerken kaşlarımı çatmadan edememiştim. lakin her şeyi bir kenara bırakırsak eğer, asıl konu o kömür karası gözleri olurdu.
yalnızca iki defa görmüştüm onu kendi milletinin sarayı içerisinde gerçekleşmişti bu göz hapsi. o vakitten bu vakite değişen şey nefret ile bakan gözleri olmuştu. tam dudaklarımı aralamışken gelen ses ile kafamı arkama doğru çevirip omzumun el verdiği ölçüde arkama bakmış, klâsik boğuşma seslerini ayırt ettiğim de ise geri önüme dönmüştüm ki paçamda sert bir tutuş hissetmem bir olmuştu.
bakışlarım aşağı doğru inerken jungkook'un bacağıma kollarını sararak dizlerinin üzerine çıkmış bir şekilde alt dudağını titreterek bana baktığını görmüş ve işte o an kaskatı kesilivermiştim.
TANITIM.
---- jeon jungkook, 25 yaşında. jeon krallığının 2 senedir başında olan ancak abisi ve ona arka çıkan halk sebebi ile tahtından olan sonra ise hayvan ve köle pazarlarında pazarlanmak üzere gezdirilen eski vasi. yaşananlara katlanamadığı için sabah karşı bir gün ansızın kimseye çaktırmadan son hız koşarak krallıktan kaçıyor, önüne gelenleri ise haklıyor. kaybolmayı amaçladığı ormanda bir çalılığın arkasına saklanan jeon üzerine giymiş olduğu şövalye donanımları ve kolları arasındaki kılıç ile gozlerini yummuş bir vaziyette gelen çığlık seslerini dinliyordu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
------
kim taehyung, kim kraliyetinin ilk oğlu ve 29 yaşında. jungkook'a oranla hayatı tıkırında ilerleyen, bu vakte kadar bulunduğu ortamda söz sahibi olan bir adam. gaddar tavrı, konuşma şekli ve hareketleri sebebi ile "cehennemin hükümdarı" lakabını kazanmıştır küçüklüğünden beri.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
selamlar, 414 ile ilk girişimizi yaptık. eh, ilk kurgum olsun o kadarı da, değil mi? en baştan şunu söylemek isterim ki her saniye bir gerilim bir aksiyon gereksiz sululuk falan filan katmayacağım. zaten o tür kurgulardan sıkıldığım için iki senedir aklımdaki kurguyu tamamlamaya çalıştım. 💥
