Aşk Yaprakları

85 58 3
                                    

Kumsalın anı müzesi ;
Bugün yavaş yavaş yazı arkamızda bırakıyoruz.Sonbahara giriyoruz. Sonbahar  bana hep ayrılıkları hatırlatır yıllardır bu böyle , sonbaharı çok seviyorum ama bütün kötü anılarımı sonbaharda yaşadım . Ayrılık ve sonbahar hayatın gerçekleri sanırım . Ağacın yaprakları en güzel rengindeyken onları bırakması bu aşka başta ihanet ediyor zaten . Sonra ilkbahar gelince  tekrar yaprakları ortaya çıkıyor. Ama eskisinin yerini tutmuyor . Tabi ağacın bundan haberi yok ona hiçbir şey olmuyor. Ama düşen eski yapraklar ya insanların üzerine bastığı önemsiz bir şey ya da çöpçülerin süpürdüğü birer yaprak haline geliyorlar. Hep sonbaharın ayrılık olduğundan bahsettik ama en büyük aşklar da sonbaharda ortaya çıkar. Çünkü doğa tüm kızıllığıyla en güzel manzarayı bizlere sunarken yeni aşkları da beraberinde sunar .
      Umarım sonbahar sana güzellikler getirir ... "

Bugün biraz daha erken kalkmak istedim . Okula yürüyerek gitmek istiyorum. Sonbaharı yaşamak yeni yeni soğuyan havanın yüzümde ve saçlarımda gezinmesini istiyordum . Hemen lavaboya gidip yapmam gerekenleri hallettim . Saçlarımı da taradıktan  sonra kıyafetimi seçmek için odaya gittim. Kahverengi bir kargo pantolon ve beyaz ince bir kazak  giydim. Saçlarımı topuz yaptım. Üzerime de mevsimlik bir trençkot geçirdim - sütlü kahve tonlarında - beyaz spor ayakkabılarının da bana eşlik etmesiyle sonunda evden çıktım. Dışarıya çıktığımda ağaçların  yer yer yapraklarını sararmıştı. Yaşlı olanlar yapraklarını döküyordu bile . Hafif bir rüzgar esiyor . Bu kızıllığı daha hoş kılıyordu. Yavaş yavaş ilerlerken saat daha erken olduğu için fırına uğrayıp birkaç simit aldım . Bugün ilk dersimiz boştu ve Öyküyle kahvaltı etmek iyi gelebilirdi . Fırından çıkınca karşımda direk Marmelat ' ı gördüm . O mahallemizin kedisiydi , her an her yerde karşınıza çıkabilirdi . Ve o kocaman göbeği, turuncumsu rengi olan görüp görebileceğiniz en obur kediydi. Kim onu beslerse onu daha çok seviyordu. Marmelat ' ı besleyen bir adam vardı. - eh tabiki şaşırmamıştık - biraz daha yanlarına yaklaşınca Marmelat ' ın beni görüp yanıma gelmesi uzun sürmedi . Genç adamın kim olduğunu halâ çıkaramamıştım . Bej bir bol pantolon tercih etmiş üzerin kahverengi bir sweatshirt giymişti. Bir banka oturdum ve yanıma gelen Marmelat ' ı sevmeye başladım. O da tabi kucağıma çıkmayı ihmal etmedi. Ben onu sevmeye dalmışken , yanımdan bir erkek sesi duydum. Bu Mete ' ydi . Yani Marmelat ' ı seven kişiydi.
- "Merhaba "  dedi bana doğru
- " Merhaba " diye yanıtladım onu
- Arkadaşın beni çabuk sattı. Sevmemiş olsa gerek
- O kim beslerse onu sever aslında  biraz oburdur  kendisi . Söylediklerim onu gülümsetmeye yetmişti
Bir anda Marmelat kucağımdan atlayıp başka bir adamın yanına  gidince anlamıştık ne kadar doğru bir şey söylediğimi .
Ortamda sessizlik hakim olurken Mete ' nin sesi  sessizliği bozmuştu.
- Hangi bölümde okuyorsun?
- Hukuk fakültesinde okuyorum.Sen peki  nerede okuyorsun ?
- Ben edebiyat fakültesinde okuyordum ama okulumu dondurdum.
Daha fazlasını sormak istiyordum aslında mesela neden okulunu dondurmuştu. Ama soramıyordum.
- Bu arada Mete ben , tanışmayı unuttuk sanırım.
Dedi ellerini bana doğru uzatırken.Gözleri öyle parlıyordu ki gülümseyerek yüzüme bakıyordu Elini sıktım ve cevap verdim
- Kumsal ben de , memnun oldum .
- Ben de çok memnun oldum Kumsal
Neyse dedim lafı daha fazla uzatmadan , şayet biraz daha burada kalırsam kalp krizi geçirebilirim ( ya elimi tuttu ya şuan bağıra bağıra dans etmek istiyorum )
- Neyse ben gideyim artık okula yetişmem gerek
- İstersen beraber gidebiliriz , benim de oralarda bir işim var zaten.

Olur dedim yavaşça , usul usul yürüyorduk ara sıra konuşmayı ihmal etmiyorduk tabi , ama ben çok heyecanlıydım . Okula yaklaşınca yaşlı bir ağaç vardı . Benim sonbaharı sevme sebebim bu ağaç olabilir , çünkü en güzel yapraklar hep o ağaca aittir , hep erkenden döker yapraklarını .Bir şehir efsanesi duymuştum bununla ilgili. Bu ağaç  kurtuluş savaşı yıllarından beri buradaymış. O zaman birbirine aşık olan insanlar bu ağacın altına gelip gizli gizli konuşurmuş. Ağaç da onların hepsini duyar ve yardımcı olurmuş . Gerçekten birbirini sevecek hiç ayrılmayacak olan insanların üstüne en güzel yapraklarını dökermiş .

Az İlerde bir çiftin kavga ettiğini gördüm . Kız , çocuğa " Ağaç bizim üzerimize yapraklarını dokmüyor 2 saattir burada bekliyoruz . Beni gerçekten sevmiyorsun "diyordu  . Çocuk da özür dileyerek onu çok sevdiğini dile getiriyordu.

O sırada Mete bana seslendi .
- Kumsal
- Efendim , dedim gözlerine bakmaya çalışarak  o da bana doğru döndü ve
- Gözlerin çok güzel Kumsal , sanki güzel olan herşey gözlerine aitmiş gibi ...
- Teşekkür ederim , ve tam o anda bir rüzgar esti , yaşlı ağaç en güzel yapraklarını bizim için döküyordu . Ve biz ağacın altında gülümsüyorduk . Yaşlı ağaç bize aşk yaprakları saçıyordu

                                                   (...)
Mete ' nin bana olan iltifatının üzerinden neredeyse yarım saat geçmişti ama ben hala aptal gibi sırıtıyordum . Öykü de karşımda ne olduğunu soruyordu ama gülümsemekten  cevap veremiyordum

- Söylesene kızım ya meraktan çatladım burada
- Ay Öykü hiçbir şey olmadı diyorum ya
- Aynen ondan aptal aşıklar gibi sırıtıyorsun sabahtan beri
- Ya yolda gelirken Mete ' yi gördüm . Konuştuk biraz
- Ya bu çok güzel bir haber ,ne  konuştunuz peki ?
- Tanıştık  , bölümlerimizi felan öğrendik işte bu kadar
- Tanıştınız mı ? Kızım zaten çocuğun herşeyini biliyorsun
- Ama o  bunları bilmiyor , dedim gülerek
- Kızım korkulur senden ya , ama sadece bunlar olsa sen böyle gülmezsin ki birşeyler daha olmuş
- Öykü bana ne dedi biliyor musun?
- Ne dedi ?
- Gözlerimin çok güzel olduğunu ve güzel olan herşeyin gözlerime ait olduğunu söyledi.
- Vay be buna ben bile düştüm , e aşık o zaman bu çocuk sana
- Saçmalama Öykü ya ne aşkı
- Bunun adı aşk ama siz bilirsiniz Kumsal hanım.
- Ama saat kaç olmuş , hadi derse girelim artık dedim . Konuyu değiştirmek için , tabi Öykü bu konuyu asla unutmazdı ya , hadi neyse

Öykü okulu bitirdiği için  ben dersteyken biraz gezeceğini söyledi ve bizim evde buluşmak üzere sözleşip ayrıldık.

Öykü ' nün ağzından ;
Kumsaldan ayrıldıktan sonra biraz gezmek için çarşıya gittim . Rüzgar ' ı aramak istiyordum fakat bir yandan da korkuyordum. Parmaklarım benden izinsiz telefona gitti ve aradım.
- Alo buyurun Öykü hanım ?
- Merhaba Rüzgar bey ben teklif ettiğiniz iş için aramıştım , eğer teklifiniz halâ geçerliyse tabi
- Maalesef Öykü , ben yeni birini işe aldım bile geç kaldın
- Peki o zaman ben sizi rahatsız etmeyeyim
- Dur dur şaka yaptım . Sen dururken başka kimi işe alabilirim ki , bugün gel başla hatta
- Çok teşekkür ederim tekrar , birazdan ordayım . Görüşmek üzere Rüzgar bey
- Görüşmek üzere Öykü

Çok heyecanlıyım . Bugün iş hayatına ilk adımı atıyorum ...






⭐Yeni bölüm nasıldı ?
⭐ Diğer bölümde Öykü - Rüzgar sahnesi okuyacağız.
⭐Mete bu bölümde biraz çekingen değildi .
⭐Peki Mete ' nın Kumsal ' a ettiği iltifat...

İçimdeki Karanlık Where stories live. Discover now