Mutluluğun ardındaki acı

90 59 2
                                    

Kumsal'ın anı müzesi ;
  " Düşüncelerimin bir anlamı var mı insanlara göre bilmiyorum . Kim gerçekten fikrimi önemsedi  en son hatırlamıyorum . Bu zamana kadar hep kaybettim , hiç kazanamadım . Önce babamı , sonra güzel günleri , huzuru , aşkı ve onu . Ama beni en çok yıkan da onun kaybıydı . İnsanın can bildiğinin canından gitmesi ne demek bilir misin ? Hiç gitti mi birisi senden . Onun kaybına üzüldüğümde güldü insanlar , abartma dediler . Anlamadılar yüreğimde kopan fırtınaları, sahi kime ne anlatacağım bu saatten sonra aşkımı , sevgimi , hüznümü , sevincimi kime anlatacağım . Kime dayanacağım onun yokluğunda ... Sen , evet evet bu satırları okuyan sana sesleniyorum.  Dayanabilir miyim sana , sana anlatmama , sana dertlenmeme izin verir misin ? Bu kitaba başlamadan arkadaş olalım demiştik , peki kalbinde bir kişilik daha yer var mı ? "

Bu sabah o duymaya alıştığım alarm sesiyle değil de annemin sıcacık sesiyle uyanınca anladım uzun zaman önce beni terk eden huzurun nasıl hissettirdiğini  . Annem sabah namazına uyanmıştı . Dün akşam ondan beni uyandırmasını istemiştim . Bugün pazardı ve benim anneme sürprizlerim vardı . O yüzden erken uyanıp bir şeyler yapmak istedim . Güneş yavaş yavaş doğuyordu . Elimi yüzümü yıkayıp kendime hemen bir kahve yaptım ve balkona çıkıp oradaki koltuğa oturdum . En sevdiğim zaman dilimi bu saatlerdi sanırım , insan ve trafik seslerinden uzak , oksijenin en yoğun olduğu saatlerdi , hem kim sevmezdi ki bu saatleri .Ben de düşüncelere daldım kahvemi yudumlarken  . Güneş sıcacık ışıklarıyla iyice yeryüzünü aydınlatırken içeriye geçtim . Önce bir kahvaltı hazırlamalıydım . Bu annemle uzun zaman sonra beraber geçirdiğimiz ilk pazar günümüzdü . Özel ve güzel olsun istiyordum .

Önce çayı koydum , ardından kahvaltıyı hazırlamaya başladım . Masayı düzenledim sonra kırmızı pötikareli bir örtü serdim masaya , siyah servis tabaklarını koydum sonra , masa düzeni bitmişti . Masa kusursuz görünüyordu . Şimdi annemi uyandırmak kalmıştı sadece Sütlaç ' ın yemeğini verince uyandırırım diye düşündüm odama doğru usul adımlarla  ilerledim zira annemin uykusu pek hafifti hoş şimdiye kadar nasıl uyanmadı bilmiyorum ama Sütlaç ' ın yemeğini verdikten sonra tam kucağıma almak için hazırlanıyordum ki annemin sesiyle irkildim .
" Kumsal anneciğim nerdesin "
Sütlaç ' ı bırakıp annemin yanına doğru ilerledim . Annem mutfakta sofraya şaşkın bakışlarını gönderiyordu .
" Burdayım anne , günaydın "
" Günaydın kızım bugün ayrı bir hamaratız sanki , hayırdır"
"Ay anne her zamanki halim hem geçen yılları telafi edelim istedim"

Annemin gözlerini bir hüzün kapladı birden , bu konuyu açmam onu üzüyordu . Konuyu dağıtmak için yanına gidip sarıldım ve
" Ee hadi bakalım leydim . Bu mükellef  sofrayı bekletmeyin . Özel olarak sizin için hazırlandı "
" Hay hay efendim bu sofra geri çevrilir mi hiç ? "
Afiyetle yemeğimizi yedik . Annem sofrayı kaldırmaya yeltenmişti ki
" Aa leydim bugün bendensiniz keyfinize bakın lütfen , sarayımız ve ben emrinize amadeyim "
" öyle olsun bakalım " diyerek içeriye geçti annem ben de uzun zamandır ertelediğim mutfak temizliği için kolları sıvadım . Bulaşıkları , ocağı ve masayı hallettikten sonra aklımdaki planlar için annemin yanına gittim . Kitaplığımdan bir kitap bulmuş onu okuyordu . Annem çok kitap okumazdı ama severdi okumayı , zaten ben okumayı sevmeyen insanlara inanmam , herkes kendine uygun o kitabı bulursa sever okumayı , annem küçükken kitap okuyamamış şimdi de alışkanlık edinmeye çalışıyor . Kitaba o kadar dalmıştı ki beni fark etmedi bile
" Anne , "  kitaptan kafasını kaldırıp bana baktı
" Efendim kızım "
" Anne hadi hazırlan gidiyoruz"
" Aa nereye kızım oturuyorduk ne güzel "
" Anne sana sürprizlerim var bugün .Hem soru sorma söylemem sadece dediğimi yap lütfen hadi hazırlan "
" Tamam o zaman , bari nereye gideceğimizi söyle de ona göre giyineyim "
" Ya anne sen her halinle güzelsin giy bir şeyler  "

İçimdeki Karanlık Where stories live. Discover now