İfade

105 64 21
                                    

Duyduğumuz sesle irkilirken  zihnim hala karmakarışıktı .  Kaçmalı mıydım  yoksa kalmalı mı ? Yanıp sönen sokak lambası sanki bize inat ediyor gibi açılmıyordu , ah kahretsin karanlıktan korkuyorum ve şuan zor durumdayım . Birden mahallenin başından bir siren sesi duyuldu . Öyküyle birbirimize bakıyorduk ki polis arabası yanımızda durdu . Biz şoktan hareket edemiyorduk , belkide korkudandı bilemiyorum .

" Merhaba hanımlar , biz bir ihbar üzerine buradayız . Bir cinayet ihbarı  bu konu hakkında bir bilginiz var mı ? "
Öykü söze girdi
" Hayır memur bey , biz sokaktan geçiyorduk ve birtakım sesler duyduk sonra da siz geldiniz "
" Ahmet olay yerini inceleyin "
" Ama yine de sizin ifadenizi almamız gerekiyor , bizimle karakola kadar geleceksiniz "
" Memur bey size bütün bildiklerimizi anlattık zaten "
" Hadi ama doğru söylediğini nereden bilebilirim ki "
" Ah , size neden yalan söyleyelim "
"Hiç bir suçlu suçunu itiraf etmez küçük hanım , ve ben bir polisim öyle herkese hemen inanamam "
Öykü daha fazla tartışmadan araya girdim
" Peki memur bey , sizinle geleceğiz "

Adının Ahmet olduğunu öğrendiğimiz kişi  koşarak polis memurunun yanına geldi
"Komserim herhangi bir kanıt bulamadık lakin duvarlarda bir kaç damla kan var . Suçlu kimse oldukça profesyonel"
" Tamam , başka şüpheli var mı etrafta "
" Evet , yukarıda genç bir adam var . Ama baygın , arkadaşlar ayıltmaya çalışıyorlar "
" Onu ve hanımları alalım derhal , karakola gidiyoruz "

Hemen ardından biz polis arabasına doğru ilerledik . Polislerin kolunda bir adam vardı sanki baygın gibi , polislerin üzerine yığılmıştı .
" Komserim bayılmış "
" Böyle nasıl ifadesini alabiliriz , hemen ayıltın şunu . "
" Komserim ayıltmaya çalıştık ama olmuyor "
" Neyse binin hadi karakolda bir şeyler düşünürüz "

Etraftaki sesleri duyamıyordum artık , kalbim acıyordu . Neydi bu kadar acımasının sebebi ? Öykü bana sesleniyordu ama benim tek gördüğüm polislerin kolundaki Mete ' ydi . Ama onun ne alakası olurdu ki , Mete kimseye bir zarar vermezdi .
"Kumsal "
"Öykü  bir şey olmayacak değil mi , bir şey yapmayacaklar değil  mi ?"
" Hayır Kumsal bir şey olmayacak , sağ salim eve döneceğiz tamam mı ? Korkma bak istersen sende kalayım biraz , eve dönünce "
" Öykü , Meteyi de almışlar "
" Biliyorum canım biliyorum o da suçsuz sen korkma "

Karakola gittik ve ifademizi aldılar  . Meteyi ise ayıltmışlardı , meteye soru sorduklarında bilmediğini ve bir şey hatırlamadığını söylüyordu . Sabaha karşı karakoldan çıktık ve eve gittik . Neyse ki bugün hafta sonuydu ve rahat rahat uyuyabilecektik .

Saat 15 : 40 ' ta uyanmıştım . Öykü hala uyuyordu ve rahatsız etmemek için yiyecek bir şeyler hazırladım. Sütlaç ' ın da yemeğini suyunu verdikten sonra onunla konuşmaya başladım .
   " Biliyor musun sütlaç , bazen o kadar korkuyorum ki sevdiklerimi kaybetmekten onlara bir şey olmasından o kadar korkuyorum ki , Meteyi 3 yıldır çok seviyorum ama onun bundan haberi yok , çok seviyorum ama söyleyemiyorum . Neden bilmiyorum ama kalbim onun için atarken kalbinin atışını dinleyememek , yanında olamamak ne kadar da acı ... O benim gözlerine bakınca tüm dertlerimi unuttuğum tek kişi ... "

" Kumsal , ne yapıyorsun burada "
" Hiiç , Sütlaç ' la dertleşiyoruz  "
" İyi misin ?
" Değilim Öykü değilim , ben artık insanlara iyiymiş gibi görünmekten yoruldum , paramparçayım ama iyi gibi davranıyorum . "
" Kumsal neyin var , ne oldu ? "
" O adam aradı sabah , para istedi yine eğer vermezsen anneni unut dedi . Annemi yanıma almak istiyorum . Ben babamı çok özledim Öykü , annem bu adamla evlendiğinden beri şiddet görüyor. Gel yanımda kal diyorum ama babansız olmaz diyor . Ne yapacağım ben Öykü "
" Kumsal bak az kaldı , sen avukat olunca alıcaksın anneni yanına . süründürürsün o pisliği de az kaldı dayan , ben anneme söyleyeyim de biraz onlarda kalsın hem kurtulur biraz "
" İyiki varsın Öykü , seni çok seviyorum "
" Ben de seni canım , ben de seni ... "
" Öykü  bugün sütlaç ' ın veteriner randevusu var da onu götürebilir misin ? " Dedim unuttuğumu fark ederek
" Tabi yemekten sonra götürürüm . "
Sonra yemeğin başına oturduk ve yemeğimizi yedik . Ben veterinerin adresini yazıp öyküye verdim . Sütlaç ' ı sürekli götürdüğüm bir veteriner vardı "Rüzgar Binici "  Rüzgar işinin ehli ve çok arkadaş canlısı biriydi. Uzun boyu , kumral saçları , kahverengi gözleri ile oldukça yakışıklı ve neşeliydi . Öykü hazırlanıp çıkmıştı .

İçimdeki Karanlık Where stories live. Discover now