BAŞIMIZA GELENLER (TAMAMLANDI) 🖤

|29| Final Part 1

Bir önceki bölüme gelen yorumlara toplu cevap vermek istiyorum. Arkadaşlar ben masal yazmıyorum. Çoğunluğu romantik komedi olan bir roman yazıyorum. Ve mümkün olduğunca ilk bölümden beri çabam hayatın içinden bir şeyler yazmak. Ve bu kitabın başından beri olan bir kurgum vardı. O yüzden tabiki üzüleceğimiz bölümlerde olacak. İki bölüm acı olaylar yaşandığı için yapılan yorumlar sadece kırıcı. Kimse beğenmek zorunda olmamakla birlikte saygı duymak zorunda. Okuyan, destek olan, aylarca bölüm atamasam bile beni sabırla bekleyen okuyucularıma selam olsun.

Talha beklentiyle Hazel'e baktı. Aynı soğukluk hala gözlerindeydi. Ama bir şey diyeceğini biliyordu. Ona zaman verdi. Dakikalar birbirini kovaladı. Talha bekledi. Bir ömür olsa yine beklerdi o hasretini çektiği sesi duyabilmek için. Duydu da sonunda önce karısının sesiyle bayram etti kulakları sonra dünyası başına yıkıldı.

"Boşanalım."

"Anlamadım?"

Hazel'in bir kere daha aynı kelimeyi söyleyecek gücü yoktu. Yatakta doğrulmuş yeri izlerken Talha'nın bir şey demesini bekliyordu. Bir yandan akan göz yaşları, bir yandan yanan ciğeri kızarmasına neden oldu.

Talha ayağa kalktı. Odada bir ileri bir geri giderken bir sebep bulmaya çalışıyordu. Hazel'i kaybedecek olmanın verdiği korku aklını ele geçirdi.

"Boşanalım ne demek Hazel ne demek? Zor günler geçiriyorsun biliyorum. İki haftadır doğru dürüst ne uyuyorsun, ne konuşuyorsun, ne yiyorsun. Yanında olmaya çalışıyorum izin vermiyorsun. Yalnız kalmaya ihtiyacı var diyorum sabretmeye çalışıyorum. Aşık olduğum, sevdiğim, göz yaşına dünyayı yıkacağım kadın yanımda ama yok, gözümün önünde ama yok. O kadar korktum o kadar özledim ki dokunmak istiyorum. Sarılmak istiyorum. Sana seni sevdiğimi anlatmak istiyorum. Ne kadar korktuğumu senle paylaşmak istiyorum. Senin yaralarını birlikte saralım istiyorum. Seni koruyamadığım için özür dileyemedim bile."

"Talha" diye fısıldadı Hazel. Uzun zamandır ağzından dökülmeyen isim tam da olması gereken yerden döküldü. İsmi en çok Hazel'in ağzına yakışıyordu. En güzel o söylüyordu. Talha elini kaldırıp susturdu. Akan göz yaşlarını durdurmak için göz pınarlarına bastırdı. Derin bir nefes aldı.

"Bekle Hazel bekle ben bitireyim önce konuşmamı." Hazel Talha'nın her zaman söylediği güzelimi söylemediği için ağlaması daha çok arttı.

Talha Hazel'in karşısında tekrar diz çöktü. Ellerini ellerine alıp göz göze gelmelerini sağladı. İkiside ağlıyordu.

"Hazel ben seni koruyamadım biliyorum." Hazel başını hayır der gibi salladı. " Koruyamadım, elimden geleni yaptım ama koruyamadım. O gece dudağından akan kanın hesabını sormadan karşına cıkamazdım. O çocukları o adamın elinden almadan gelemedim karşına. Hallettim de ama uzun sürdü adam beni uğraştırdı. Çocuklar şimdi müdürünü tanıdığım bir sevgi evinde. Eğer bu olaylar başımıza gelmeseydi senle oraya gidecektik ertesi gün. Sana soğuk davrandım karakolda çünkü yanına gelseydim senin o akan göz yaşların artsaydı karakoldan çıkana kadar dayanamazdım. Hazel ben buyum. Her zaman sana açıklama yapamam, her zaman seni korumaya çalışırım ama ben süper kahraman değilim her zaman koruyamayabilirim. Ama gözünün yaşı akarsa hesabını sorarım. Ben seni seviyorum. Belki seni kaçırdığımız o depoda durduğun dik duruşunla, belki yaralandığım da benim için ağladığın gün bilmiyorum. Sana ne zaman aşık olduğumu, ama olduğumu biliyorum. Ben seni bırakamam. Senden ayrılamam ama sen illa gitmek istiyorum dersen seni zorla tutacakta değilim. Ben seni seviyorum kızım. Kimseyi sevmediğim gibi, nefes gibi seviyorum. İzin vermiyorsun ki birlikte saralım yaralarımızı. İzin vermiyorsun ki seni severken değiştirelim kötü anılarımızı, yerine iyi anılarımızı koyalım." Hazel Talha'nın daha fazla konuşmasına izin vermeden boynuna atladı. Hıçkıra hıçkıra ağladı. O ağladıkça Talha ağladı. Elleri sırtının her santiminde saatlerce gezdi. Ara ara başına buseler koydu. O halde ne kadar oturdular bilmiyorlardı. Belki bir saat belki iki. Hazel içini döktü. Ağladıkça ağladı. Kocasının kollarında hayat buldu. Talha sardı sevdiğini yanında olduğunu gösterdi ona. Kulağına güzel sözcükler fısıldadı.