Jungkook güney Kore'nin önde gelen Gangnam karakolunun en sert komiseriydi. ama bu sertliği bir tek kim Taehyunga geçerli değildi. Ayrıca Jungkook, genç oğlanı camdan izlemeyi seviyordu. hoş! Taehyung'ta bundan şikayetçi değildi ya.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Foto çok hoşuma gitti...
Şey ara satır yorumlarınızı eksik etmeyin 🥺🤏🏻 30+ yrm 30+oy
•••
"Bay Tae-gi." Dedi Jungkook zorla gülümseyip, kapıyı açıp adamı karşıladığında. Karşısındaki yaşlı adam siyah paltosunun içinde, yumuşak ve uzun dokulu daha yeni yeni beyazlayan saçları ile çok asil şekilde karşısında duruyordu. Ve bu hali tıpkı Taehyung'u ona hatırlamıştı.
Siyah deri eldivenle kapalı duran ellerini paltonun cebinden çıkarıp, jungkook'un sonuna kadar açtığı kapıdan içeriye doğru adımladı. Adam içeriyi yavaşça süzdükten sonra ezbere bildiği oturma odasına geçiş yapmıştı.
O sıralarda ise Jungkook stresten dudaklarını kemirmeye başlamıştı. Çünkü Taehyung şuan odasında bekliyordu. Muhtemelen kapıyı dinliyor olmalıydı. Maalesef ki, tam zamanında yakalanmışlardı ikisi de.
Genç adam derin nefes alarak, onun arkasından oturma odasına girdi. Sürekli odanın etrafını izleyen adamla daha göz göze gelmemişlerdi, ne yazık ki.
Adamın neden geldiğini bilmiyordu. Durduk yere gelmesinin başka bir nedeni olabilir miydi ki? Sürekli kendisine görev veya başka bir emir vereceği sırada evine ziyayete geliyordu.
Kim Tae-gi hâlâ bakışlarını gence vermemişti.
Bu jungkooku daha çok strese sokuyordu. Neredeyse oğluyla beraber basılmak üzereydiler. Kim böyle bir olay yaşamak isterdi ki? Özellikle jungkook bunu hayatta istemezdi. Babasının emrinde olan bir insandı kendisi. Ona verilen emir kurallarını çiğniyordu.
"Bir şey içer misiniz efendim?" Kibarlık ve jungkook? Hayatta yanından geçen bir kelime değildi 'kibarlık' sözcüğü. Herkese karşı dobra olan jungkook, bugün karşısındaki rütbesi yüksek adama karşı nazikçe (?) konuşmuştu. -ki Taehyung bunu çoktan duymuş, odada kıkırdamaya başlamıştı bile. Daha fazla dinlemek istememişti bunları ve jungkook'un misk kokulu yatağına uzanmıştı.
Kendisine karşı kirli konuşan herifi bugün babasına karşı süt dökmüş kedi misali olmuştu. Koz olarak kesinlikle kullanacaktı bunu.
"Her zaman ki viskinden getirebilirsin, Jeon." Kim Tae-gi oturduğu tekli koltukta geriye doğru yaslanıp bacak bacak üstüne atmıştı isteğini söylediğinde.
Ah, Taehyung gibi babası da ona 'jeon' diyordu. Ne garip ikiliydi. Tip olarak olsun, karakter olarak olsun genç çocuk her türlü babasına benziyordu. Cidden ne inanılmaz aileydi...
Jungkook daha fazla adamın yanında bulunmayıp viski kilerine gitmek yerine yatak odasına doğru ilerlemişti. Şuan içerideki gencin ne yaptığını fazlasıyla merak ediyordu.
Kapının kulbunu yavaşça tutup aşağıya indirdiğinde, kapıyı yavaşça aralamıştı. Kafasını yatağına doğru uzattığı sırada gördüğü şeyle gözleri hızla büyümüş, bedeni dona kalmıştı. Gördüklerinin şaka olması için sertçe yutkunup bedenini tamamen odanın içine sokmuş ve kapıyı kapatmıştı sessizce.
