37

2.2K 135 13
                                    

dolu kadehi ters tut-nasıl kalalım ayrı?
"yollarımız aynı, yönlerimiz aynı.
sonlarımız aynı. nasıl kalalım ayrı?"

e yuh 60K olmusuzzzz⭐️⭐️

8 gün sonra

emre: hi miray
(selam miray)

emre: I've been waiting so long to have this conversation...
(Bu konuşmayı yapmak için o kadar uzun zamandır bekliyordum ki..)

emre: I had planned how I would say this from the very beginning. I was just looking for the right time.
(bunu nasıl söyleyeceğimi en başından beri planlamıştım. sadece doğru zamanı arıyordum. )

emre: her neyse
(anyway)

emre: I know I act like an idiot sometimes. Most of the time I make fun of everything, but even though I try to make fun of my feelings for you a total of times, I can't succeed.
(bazen salak birisi gibi davrandığımın farkındayım. çoğu zaman her şeyi dalgaya vururum ama sana karşı olan hislerimi defalarca kez dalgaya vurmaya çalışsam da başaramıyorum.)

emre: seni seviyorum miray
(i love you miray)

emre: not in the sense of friendship
(arkadaşlık anlamında değil.)

emre: I'm seriously in love with you
(ciddi ciddi sana aşığım)

emre: I have been continuing this conversation since we returned from Ankara, but each time I wrote and deleted the sentences.
(ankara'dan döndüğümüzden beri bu konuşmayı yapmaya çalışıyordum ama her defasında cümlelerimi yazıp yazıp sildim.)

emre: I'm so in love with you miray
(sana çok aşığım miray.)

emre: Your presence makes life more bearable
(varlığın hayatı daha da katlanılır kılıyor.)

emre: My love that stays with you for a long time
(sana uzun zamandır aşığım.)

emre: I put English words between my sentences in the group just so that we can talk more with you.
(grupta cümlelerimin arasına ingilizce kelimeler koymayı sırf seninle daha çok konuşalım diye yapıyorum.)

emre: My English is already at C2 level, but it is so nice to be stubborn with you...
(benim ingilizcem zaten c2 seviyesinde fakat seninle inatlaşmak o kadar güzel ki...)

emre: I love you so much miray
(seni çok seviyorum miray.)

emre: If your feelings for me are not the same as mine, please let's pretend this conversation never happened.
(eğer senin bana karşı hislerin benimkiler gibi değilse lütfen bu konuşma hiç geçmemiş gibi yapalım.)

emre: otherwise I can't stand it
(yoksa dayanamam.)

emre: i love you, good night.
(seni seviyorum, iyi geceler.) [03:00]

miray çevrim içi (10:36)

-görüldü. (10:37)

miray yazıyor... (10:46)

miray çevrim içi (10:58)

miray yazıyor... (11:00)

miray çevrimdışı (11:07)

çeviriden baktım hata olabilir
AY BÖLÜMDE EMRE YERİNE ONUR YAZMIŞIM VE BİR SAAT SONRA FARKETTİM SANKİ BÖLÜMÜ İLK KEZ GÖRMÜŞSÜNÜZ GİBİ DAVRANIN LÜTFEN
3.12.23'

ankara'yla bozuşuruz|textingWhere stories live. Discover now