Beni kırıyordu, farkında değildi...

Hazen fazla uzağa gitme, dünü hatırla.

Bir kaç polisin yanımıza geldiğini gördüm. Hızlı hızlı göz yaşlarımı sildim. Yanımıza geldiklerinde gözleri üstümdeydi.

"Bir sorun mu var? " diye sordu en önde duran.

"Ha... Hayır bir sorun yok. Rahatsızlık çıkardık, üzgünüm. Şimdi gidiyoruz. " dedim. Polisler, Özgür'e bir süre baktıktan sonra yanımızdan ayrıldılar.

Dışarı çıktıktan sonra biraz ilerideki banka oturdum. Sırtımdaki yanık, acısını hissettirmeye başlamıştı. Sadece sitresli ve kasıldığım zaman acısını hissettirirdi.

Yaram yangında olmuştu. Evimizin ateşinde... Doğum günümde... Babamın beni kurtarmaya çalıştığı o yangında olmuştu.

Yangında korkudan bir köşe oturduğum da nerden geldiğini bilmediğim yanan bir tahta sırtıma düşmüştü. O anki acıyla attığım çığlığı unutmuyordum.

Aslında ben o gece olan hiç bir şeyi unutamıyordum.

Çok ağır bir yaraydı, yıllar geçmesine rağmen acıyordu. Yarama darbe yeseydim yada farklı bir şey olsaydı acısını düşünemiyordum.

Adım sesleri duyduğumda başımı kaldırıp baktım. Geliyorlardı. Özgür, bütün öfkesiyle geliyordu.

"Ya Hazen! Neden gittin!? Kime sordun, neyi düşünerek gittin!? " diye sordu.

Aniden içimi büyük bir öfke kapladı. Ayağa kalkıp karşısına geçtim.

"Lan gerizekalı! Seni düşünerek gittim! Senin nezarethaneden çıkman için gittim ve çıktın! Onunla konuşmasaydım şikayeti geri çekmeyecekti!"

"Ya gitme! Düşünme beni! Sana ne benim nezarethanede olmamdan!? Sana ne!? " diye kükredi.

"Benim yüzümden nezarethaneye düştün! Seni suçlamıştım da! Vicdanım sızladı! Anladın mı? Vicdanım!"

Öfkeli bakan gözleri tekrar farklı bir şekil aldı. Vicdan dedikten sonra...

Daha sakin bir sesle konuştu. "Yinede gitmeyecektin. Vicdanın sızlasada gitmeyecektin. Gördü seni, peşine düşecek! Neden bilmediğin işlere bulaşıyorsun!? Sen... Sen tek başına mı gittin!?" dedi sonradan yükselen sesiyle.

Doğukan gelip beni arkasına, Özgür'ü de karşısına aldı.

"Onunla gittim, kızın üstüne gitme. Soru sorup öğrenmek istedi ama senin ne yapacağını kestiremediğim için anlatmadım." diye beni savundu.

Doğru söylüyordu, öğrenmek istemiştim ama anlatmamıştı. Özgür'ün bakışları ikimizin üstündeydi. Siniri dinmemişti. İçinde olan tepkileri vermemişti. Belkide verememişti.

En sonunda gözü üstümde sabitlendi. "Ne dedi sana? Ne yaptınız? Ne dedin? Anlat Hazen, sen anlattıkça benim onu öldürme isteğim artacak. "

Çok dengesizdik. Birbirimize bağırırken anında sakinleşebilirdik. Dünden bu yana bunu anlamıştım.

"Konuşacağız tamam. Ama sen sakinleşmeden konuşmayacağım. " dedim. Başını yana eğip baktı. Gözleri her zamanki gibi bakıyordu, duygusuz.

"Sakinim Hazen anlat." dedi. Ona, 'hayır sakin değilsin' diye baktım. Dudağının sağ tarafı yukarı çekildi gibi bir şey oldu ama anlayamadım, o kadar hızlı olmuştu.

Özgür'ün arkasından Nevin'in ağır adımlarla buraya geldiğini gördüm. Onu gördükçe sinirlerim bozuluyordu. Geldi ve Özgür'ün yanında durdu. Neden Özgür'le aramızın iyi olmasını istemiyordu, bilmiyorum ama öğreneceğim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GECENİN ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin