4.BÖLÜM

182 62 404
                                    

Bölümü pazartesi günü atmayı düşünüyordum ama yılbaşı olduğu için atmadım. Yoğun olabilirdiniz çünkü :)

İyi okumalar ♡
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım..


Aslında insanı en çok acıtan şey;
hayal kırıklıkları değil.
Yaşanması mümkünken,
yaşayamadığı mutluluklardır...


Ölüm olmuş olmasaydı acaba ne olurdu?

Ailem ölmüş olmasaydı acaba ben nerde, nasıl olurdum?

Tek bir insanın ölümü onlarca insanın hayat neşesini koparabiliyor.

O öldü diye insanlar kahrolurken, cansız beden nasıl hissediyor?

Keşke her şeyin cevabı olsa.

Keşke babam, annem yanımda olsa.

Keşke onlar olmadan büyümüş olmasaydım...

"Ne düşünüyorsun?" dedi arabayı kullanırken Özgür.

Hastaneden taburcu olmuştum. Özgür tüm işlemleri tamamlamış beni de eve bırakmak istemişti.

Ona dönüp yanağımı araba koltuğuna yasladım.

Keskin yüz hatları vardı. Doktor eli deymiş gibi küçük kalkık burnu, hafif dolgulu dudakları.

"Ölüm olmuş olmasaydı acaba ne olurdu? Bunu düşünüyordum, " dedim sakin ve kısık sesimle.

Yüzünü bana dönüp birkaç saniye baktı ve tekrar önüne döndü.

Sesli nefes alıp verdi.
"Sanırım ölüm olmuş olmasaydı hiç bir şeyin sonu olmazdı," dedi.

Kaşlarımı çattım, cümlesinin devamını merak etmiştim.

"Her şeyin bir sonu vardır Hazen. Mutluluğun, hüzünün, acının ve hatta sevginin. Bunların sonu varken yaşamın sonu olmazsa diğerlerinin de sonu
olmamalıydı" dedi. Söyledikleri çok anlamlı ve doğruydu.

Arabının içine dolan telefon zil sesiyle gözüm Özgür'e çarptı.
Benim telefonum yanımda değildi.

Bir elini cebine götürüp telefonu çıkardı.
Arayan kişinin ismini okuduktan sonra gözlerini devirdi.

Telefonu açıp hoparlöre aldı.

"Efendim Doğukan?" dedi.
Kardeşi yada arkadaşı olmalıydı.

"Özgür nerdesin? Emrah ve kızlarla ocakbaşına geldik seni bekliyoruz," dedi arayan kişi.

Beni bıraktıktan sonra sanırım oraya gidecekti.

"Gelmiyorum Doğukan. Şuan başka işim var," dedi.

O başka iş ben miydim?

"Ne işin var be aga. Gel işte ne olacak? Biraz kafa dağıtırız, " dedi bir başka ses.

Buda enerjikti ama ismini yeni öğrendiğim Doğukan kadar değildi. Böyle enerji dolu insanların içinde Özgür nasıl yer edinmişti?
Özgür sakin ama bir o kadar da değil gibiydi. Özgür çok karmaşıktı..

Bana baktı.

"Tamam. Geliyorum yarım saatte," dedi.

Telefonu kapatıp tekrar cebine koydu.

"Et yemeyi sever misin?" severdim. Çok severdim de benim et sevip sevemem ne alakaydı şuan?

Dur! Beni de mi götürecekti?

GECENİN ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin