red fire | tk|

1.TK

••••(geçiş bölümüdür)

Jeon jungkook yine her zaman ki köşesinde oturmuş, onu çıldırtmak için tüm vücudunu kullanıp zarifliği ile yavaşça dans eden genç oğlan, Kim Taehyung'u izliyordu. Zevk ve şehvetle.

Küçük gümüş ve kuru kafatası işlemeli sehpasında duran düz viski bardağına vuruyordu işaret parmağının ucuyla. boş ve sessiz odada 'tık sesi çıkarıyordu sadece.

Üzerindeki siyah kadife kumaşlı, beyaz düz yakalı bornozuyla ve yeni yıkandığını belli eden ıslak saçlarıyla dağılmış görünüyordu Jeon Jungkook. Ve üstüne de karşı apartmanın açık camından delisiye dans eden oğlanı onu daha da dağıtıyordu.

Nefesini kesiyordu...

Mahvediyor

Öldürüyordu

Onu arzuluyordu

Tek istediği tadına bakmak ve hiç bırakmamak, ince beline yapılı kollarını sarmak, boynuna ve vücudunun çeşitli yerlerine izlerini bırakmak...

Kim Taehyung onun azrailiydi
Jeon Jungkook ise azrailine tapan bir kul misali...

Jungkook ona daha çok yakın olmak istiyordu.

Fakat,

Uyarılmıştı. Kim Taehyung'un babası tarafından bizzat uyarı almıştı. Oğlundan uzak durması gerektiğini, sadece görevini yapmasını istemişti. Ama jungkook bunu takmamayı tercih etmişti.
Oğlanın babasının verdiği uyarı umrunda değildi.

Çünkü 2 yıldır takip ettiği bu güzel, tapılası çocuğa aşık olmuştu. En başlar da davranışları hoşuna gitmese de, bir gün bir hareketi ile onu kendine bağlamıştı. 21 yaşındaki kim Taehyunga, onun tabiriyle 'küçüğüne ve bebeğine' tapıyordu.

Taehyung'ta ona karşı boş değildi. Acayip şekilde ondan hoşlanıyordu ve Jungkook'u deli etmeyi seviyordu. Özellikle de kalçasının 1 karış altında biten renkli gömleklerini giyip onu çıldırtana kadar.

İkisi de birbirine deli olsa da, hiçbir şekilde bir açılma yaşanmamıştı aralarında. Birçok cinsel temas ve anları olmuştu. Ama hiçbir şekilde yine bir birliktelik olmamıştı.

Sınırları aşmak için, bazı engelleri de geçmek gerekiyordu. Özellikle de Taehyung'un babası gibi. Genç oğlanın babası orgeneraldi. Kim tae-gi oğlunun eşcinsel olduğunu bilse de, yanına hiçbir şekilde erkek yaklaştırmak istemiyordu. Onu korumak istiyordu her şeyden, herkesten.

O yüzden de jungkook'u görevlendirmişti. Ama jungkook'un da eşcinsel olduğundan ve sürekli oğluyla temastta olduğundan bihaberdi. Oğlunu, jungkooka emanet ettiği için kendisi ilgilenmekten vazgeçmişti. belki de kontrol etmeliydi.

Her neyse

Sonuç olarak jungkook Taehyunga aşıktı. Taehyung ise hislerinin aşk olduğundan emin değildi.

Genç adam,  çocuğun yatağa kendisini atmasını fırsat bilerek hızla bardağının yanında duran telefonunu kaptı. Onu aramalıydı. Ne kadar baştan çıkarıcı olduğunu söylemeliydi.

Hızlıca rehbere girerek adını buldu ve arama tuşuna basarak kulağına doğru götürdü. Kulağında telefon varken bile Taehyungu izlemeyi ihmal etmiyordu.

Üzerindeki siyah gömleğinin kolu omzundan aşağıya düşmüştü. Sarı uzun wolfcut kesim saçları alnına yapışmıştı, dağılmıştı. Kalçasının altında bittiği için her kolunu kaldırdığında, giydiği ince iç çamaşırı gözler önüne seriyordu.