9. Bölüm

1.1K 80 45
                                    

-----------------------------------------------------------------
Tüm hayatımı düşündüm.

Yaşadığım acıları, yediğim dayakları babamın bana ceza olarak bodruma kitlediği zamanları...

Karanlık korkum vardı bu yüzden hep odanın kapısı aralık bir şekilde duruyordu ve gece lambası sürekli açık oluyordu.

Tüm hayatımı düşünürken uyuya kaldım...
-------------------------------------------------------------------
Kalbin..kanıyor!
-Sakin ol sakin..
-nasıl sakin olayım kalbin
kanıyor! Kimse yok mu..
lütfen...
-beni d-dinle..
Dedim titrek sesimle
-zaten kalbim hep
kanıyordu.. ama içime,
şimdi dışarı kanıyor
merak etme acımıyor..
alıştım...
-N-ne

Sabah alarmın sesi ile uyandım.
Hemen lavaboda işlerimi halledip okul formamı giydim.

Keman çantamı ve sırt çantamı da alıp yemek odasına doğru yürümeye başladım.

Acaba bana kızgınmıydı?

O gün onu konuşmak için çağırmasaydım şimdi hayatta olabilirdi.

Beni tanımasaydı hayatta olabilirdi.

Çok halsiz hissediyordum bugün.
Her an yere yığılıp kalabilirdim.

Yemek odasına geldiğimde birkaç gündür nereye oturuyorsam oraya oturdum.

Babamın 'Afiyet olsun' demesi ile herkes kahvaltı yapmaya başladı.

Tabağımdaki yemeklerle oynuyordum.
Ateş sıkıntı ile nefes verip "Lâl niye yemiyorsun?" dedi.

Sadece omuz silkmekle yetindim. Çünkü bana önyargılı davranan Ateş'ti.

Artık daha cesur davranmaya karar vermiştim dün uyumadan önce.

Sen hiçbir zaman cesur olamazsın. Bir kere cesur davranmaya çalıştın ve sonuçlarını gördük.

Utku gözlerini açarak bana baktı.
"Sen neden bu kadar küçüksün biliyormusun? Niye saf saf bakıyosun kızım. Bir bizim boyumuza bak bir de kendi boyuna bak. Biz ayı gibi yerken sen az az yersen böyle küçük kalırsın işte." Sanki küçük çocukla konuşuyordu.

Elindeki çatala patates kızartması batırıp ağzıma uzattı.

Başımı iki yana salladım. Çünkü iştahım hiç yoktu.

"Bunu yemezsen bir yere gidemezsin ona göre yani" dedi ve yüzündeki kazanmışlık içeren gülümseme ile bana baktı.

Gülümsemesinden korkmuyordum.

Ama bir yandan içimde bir sıkıntı oluyordu.

Utku dışarı çıkmama izin verse bile diğerleri izin vermeyecekmiş gibi bakıyorlardı.

Sıkıntı ile oflayıp ağzımı açtım.

...

Sonunda okula gelmiştim.

Utku ben ısrar etmeme rağmen fazla fazla yedirmişti yemeklerden.
Bir süre sonra benim doyduğumdan emin olmuş olacak ki bana kahvaltı yaptırmayı bırakmıştı.

Bende hemen masadan kalkıp bahçeye çıkmıştım.

Şimdi ise direkt olarak mezarlığa gidecektim.

İlk dersin başlamasına daha 15 dakika vardı.
Okul güvenliğine gözükmeden hemen okuldan çıktım.

Yavaşça yağmur yağmaya başlamıştı.

LALOù les histoires vivent. Découvrez maintenant