2. Bölüm

2K 116 20
                                    

"Hadi bir daha ağlayalım
Yaşanmışlıklara, yaşanmamışlara ve
Asla yaşanamayacaklara... "

Kurtuluyordum

Tüm geçmişimden. Bazı korkularımdan kurtuluyordum...

Ben tüm bu yaşadıklarımı düşünürken eve gelmiştik bile. Hemen arabadan indim ve eve girdim. Babam o her zamanki alay içeren kahkahasından attı.
Artık korkudan titriyordum.

Kilere girip hemen kapısını kapattım. 'Şimdi neden kilere girdin diyenler olacak, benim odam falan yok ben kilerde kalıyorum.'

Babam bir yandan bağırarak kapıyı açmamı söylüyor bir yandan da kapıyı kırmaya çalışıyordu.
En sonunda babam kapıyı kırınca hemen en köşeye geçtim.

Kaç adım atarsa o kadar titremem artıyordu.
Babam en sonunda beni yakaladığında 'senden kurtuluyorum lanetli' diyerek saçıma asıldı. Bir yandan da yumruk atıyordu. Bir tane daha yumruk attığında ayaklarım artık beni taşıyamamış ve yere düşmüştüm. Şimdi de karnıma tekme atmaya başlamıştı. Bu kadar acıya daha fazla dayanamamış ve acıdan bayılmıştım. Uyandığımda ise saat sabah 5'e geliyordu. Uyandıktan sonra direkt kanlı kıyafetlerimi çamaşır makinesine attım ve hızlıca duşa girdim.

Duştan çıktıktan sonra, çok kıyafetim olmadığı için küçük bir çantaya koydum tüm kıyafetlerimi.

Bir yandan heyecanlıydım ama diğer yandan çok korkuyordum. Ya yeni ailemde babam gibi olursa.

Ya onlarda ben acıdan bayılana kadar döverlerse.

Ama Ilgın Hanım hastanedeyken bana şefkatle bakmıştı. Belki beni dövmeyebilir ve çok güzel bir hayata başlayabilirdim.

İnşallah ikinci söylediğimdir.

Bizde ne gezer o şans

Bencede iç ses bencede...

Tüm bu düşündüklerimi bir yana bırakarak babama kahvaltı hazırladım. Babam kahvaltısını yaptıktan sonra, çantamı alıp dışarı çıkmamı söyledi.

Hemen kilerden çantamı alıp dışarı çıktım. Babam da kapıda telefonla Emin Bey ile konuşuyordu. Babam telefonu kapattıktan sonra bana dönerek;

"Sonunda senden kurtuluyorum, sırf velayet davası çok uzamasın diye de para aldım. Eğer bana kızımı vermesinler ya da ona kötü birşey olsun varya seni herzaman ki dövdüğümün 10 katı daha çok döverim. Ona göre yani, ayağını denk al."

Sanki çok normal birşey yapıyormuş gibi söylemişti hepsini. Babamın cümlesi bittiğinde hemen gözlerim dolu dolu oldu.

10-15 dakika daha bekledikten sonra Emin Bey gelmişti.

Şimdi ise babam -iyi baba rolü- yapıyordu.

Yanımda babam, karşımda Emin Bey sessizce birbirimize bakıyorduk.

En sonunda sessizliğe sıkıldığı belli olan ses tonuyla Emin Bey konuştu;

"Lâl artık gidelim mi babacım? "

Yüzünde gülümseme vardı.

Olmaz.
Şuan olmaz.
Lâl azcık sabret sonra ağlarsın.

Korkma.
Emin Bey sana birşey yapmaz.
Korkma Lâl.

Kendime içimden teselli verirken fazla beklediğimi hissedip hemen başımla onayladım.

Bunu gören Emin Bey'in gözleri parlamış, 'hadi gidelim' demiş ve elimdeki çantayı almıştı.

LALWhere stories live. Discover now