1. Bölüm

5.6K 197 168
                                    

Naz YILMAZ'dan

Evet kaçtım sonunda başardım. Sonunda o berbat evden kurtul- . Ananı si...

"Gel lan buraya!" Aha şimdi sıçtım buldular beni. Gelip kolumdan beni sertçe çekmesiyle kolumda bir şeyler koptu gibi hissettim. Gözümden yaşlar akıyordu. "Abi yapma." Diyebildim.

Tam elini kaldırıp vuracağı sırada biri Kaan abimin yüzüne yumruk geçirmesiyle yere yapıştı. "Sen kimsinde bir kıza el kaldırırsın lan ibne!" Dediğini duydum. Korkuyla tekrar koşmaya başladım ama bu tabikide uzun sürmedi. Birinin tekrar kolumu kavramasıyla durmak zorunda kaldım. Ne istiyorsunuz amk kolumdan? Arkamı döndüğümde tanıdığım biri değildi daha deminki adamda değildi. 17-18 yaşlarında bir çocuktu.

Yüzüme çok değişik bakıyordu. Ne deniyordu lan o duyguya? Ha, hatırladım kaş yok ha tamam tamam aşk. Çocuk kolumdan tutarken asıl konuyu hatırladım amk çocuk benimle temas halinde ve ben hiç bir şey yapmıyorum. Hemen kolumu rahatsız olduğumu belirtecek şekilde çektim.

Yine koşmaya başlayacaktım ki burnuma kapatılan bezle bilincim kapandı. Son duyduğum şeyse "Artık mutlu olma zamanın geldi." ...

Nefes nefese uyandığımda gördüklerim rüya olduğu için bir nebzede olsa rahatlamıştım. Öğlen uyuya kalmıştım muhtemelen.

Odamdan çıkıp aşağıya indim. Mutfaktan sesler geliyordu. Kaan abim muhtemelen yine yemek yapıyordu. Sarsak adımlarla mutfağa ilerledim. Saat 16.33'tü. Abim bu saatte hiç evde olmazdı ki.

Mutfak kapısına yaslanıp abimi izlemeye başladım. Neden bana küçüklüğümden beri bu kadar kötü davranıyordu? Neden beni hiç sevmiyordu? Bunun gibi bir çok Neden? Sorusu vardı zihnimde.

Düşüncelerden sıyrılıp tekrardan abimi izlemeye koyuldum. Bu gün neden bu kadar sinirliydi acaba? İştense erken çıkmıştı. Hiii yoksa işten mi kovuldu? Eğer işten kovulduysa beni bu gün çok kötü benzetir. Ne yapsam? Ne yapsam?

Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Her korktuğum an ağlamak zorunda mıyım? Off çok korkuyorum. Dün akşam yediğim dayaktan sonra daha çok korkmaya başladım ondan.

Aklıma aylar öncesi gelince hemen odama koştum. Acaba yine tatlı bir kombin yapsam bana iyi davranırlar mıydı? Denemeden göremem. Yüzümdeki tebessümle üstümü değiştirmeye başladım.

2 ay önce
Bu gün pazardı yani abimlerin evde olduğu tek gün. Kaan abimin beni öküz gibi uyandırmasından bıktım amk biraz sevseniz götünüze sap girer zaten. Bir dakika... Acaba onlara tatlı görünsem beni severler mi? Denemem gerek. Yataktan hemen kalktım. Hemen lavaboya girip işlerimi hallettim.

Dolabımın kapağını açıp fırfırlı bir çorap ve fırfırlı bir elbise giydim. Saçlarımıda iki yandan balık sırtı örüp aşağıya indim. Evet evimiz villaydı, evet zengindik ama bunlar abimlerin beni sevdiği anlamına gelmiyordu. Abimler benden bu kadar nefret ederken ben niye onlara bu derece bağlıydım? Sorunun cevabı basit kimsesizlik ve yalnızlık duygusu yüzünden.

Abimler sabahları tam bir melek olurlardı. Tabikide bu birbirlerine karşı...  Akşamlarımı ise bok ederlerdi. Bana olan nefretlerini resmen kusarlardı. Bunu ilk önce çok içerlemiştim ama bazı şeyleri öğrenince onlarıda anlamaya başladım. Abimlere her akşam zorla uyuşturucu takviyesi yapılıyormuş. Ne kadarda güzel değil mi? Hayatımı o bok edenlerin ben ta şecere-i külliyesini s... Bunu ilk öğrendiğimde şoka girmiştim  bir iki haftada şokun etkisinden çıkamamıştım.

Yemek salonuna girdiğimde Atlas abim Kaan abime heyecanlı bir şekilde bişeyler anlatıyordu. Hafifçe öksürdüğümde abimler bana baktı. "Gelebilir miyim?" Dedim. Bunu bana küçükken Kaan abim öğretmişti. Bunu nerede yapsam oradaki insanların takdirlerini alırdım. Kaan abimin gözleri üzerimde gezindi bir süre. Hafifçe gülümseyip "Gelebilirsin." Dedi. Ne!? Bir dakika abim bana gülümsedi mi? Atlas abimin Alper abime "Sence de tatlı olmamış mı?" Diye sorduğunu duydum. Yüzümde oluşan tebessümle sofraya oturdum ve kahvaltımı etmeye başladım.

"Bunu sana ben almıştım değil mi?" Dedi Kaan abim. Kafamı aşağı yukarı salladım. Yemek yerken konuşmamaya özen gösterirdim. Bunuda bana Kaan abim öğretmişti. O nerede ne yapması gerektiğini hep bilen bir insandı. Ve bana da nerede yapmam gerektiğini her fırsatta öğretmişti.

Alper abim "Film izleyelim mi millet?" Dedi kafamı tabağımdan kaldırma gereği duymadım çünkü onlar beni asla çağırmazlardı. Kaan abim ve Atlas abim onaylayınca Alper abim ayağa kalktı. "Öyleyse ben film seçmeye başlıyorum." Dedi. Ben hala kafamı kaldırmazken Alper abim tekrar konuştu. "Sessizliğini evet olarak algılıyorum abiciğim."  Dedi. Dur... ne!? Bana abiciğim mi dedi? Alper abim bana abiciğim dedi.

Yüzümdeki gülümsemeylebkafamı kaldırdım. Gözlerim dolmuştu. "C-ciddi misin abi?" "Ciddiyim fıstığım. Film izlicek misin?" "E-evet." Fustığım demişti abim bana fıstığım demişti...

Şimdiki zaman
Üstüme giydiğim beyaz fırfırlı elbise ve beyaz fırfırlı çorapla çok tatlı duruyordum. Siyah saçlarımı altlar salık olacak şekilde iki yandan balık sırtı örüp renkli tokalarla süsledim.

Yavaş adımlarla aşağıya indim Alper abim ve Atlas abim çoktan eve gelmişlerdi.
"Abi, abi, ABİ!" Diye tepiniyordu Atlas abim.
"Ne var? Ne var? NE VAR?"
"Ne bağırıyorsun be mağara adamı."
"Atlas sana şurdan bi korum... tövbe tövbe... Noldu söylede bi git."
"Abi, sonunda peşimizi bıraktılar. O puştların Ege'den çekeceği var yalnız."
"Ege?"

Duvarın arkasına iyice sindim. İç sesim onları dinlemem gerektiğini söylüyordu.

"Ya boşver sonra anlatırım da sen niye bu kadar sinirlisin?"
"Boşver konuşuruz."

Evet kırk yılın başında bi abimleri dinleyeyim dedim o da çöp oldu. Duvarın arkasından çıkıp kapının önünde durdum. Önceki yaptığım gibi hafifçe öksürdüm. Atlas abim arkasını döndüğünde gözleri parlıyordu. Bana tebessüm edip "Benim aldığım elbise değil mi o?" Dedi. Konuşurken tebessüm yerini kocaman bir gülümsemeye bırakmıştı. Kafamı aşağı yukarı salladım. "Evet" dedim bende gülümseyerek. Yanıma gelip bana kocaman sarıldı. NEE!? Abim bana sarıldı mı!?

"Sen hep gülümse, gül, kahkaha at tamam mı?" dedi şoktaydım iyide... abim mi söylüyordu bunları bana? Kafamı kaldırıp yüzüne şaşkın şaşkın bakmaya başladım.

"Kafana taş mı düştü?" " Hayır güzelim sen beni düşürdün." Dedi. Bu günü not edin bu gün milat günü. Güzelim dedi abim bana güzelim dedi. Gözlerimden yaş akmaya başlayınca kafamı abimin göğsüne koyup ağlamaya başladım. Bu diğerleri gibi üzüntüden oluşan bir ağlama değildi aksine mutluydum. Ben ilk defa mutluluktan ağlıyordum. Abim saçlarıma öpücükler konduruyordu. O an tek bir cümlesine takıldım. "Artık mutlu olma zamanın geldi biriciğim."

   KESTİK KESTİK KESTİK
NASIL OLMUŞ???
Ayy umarım beğenmişsinizdir

Bozdağlar|AbilerimWhere stories live. Discover now