....

262 19 9
                                    


"Film çok güzeldi."

"Evettt!"

"Bütün film ağladın neredeyse. Ağlamaktan izleyemedin sandım."

"Çok duygusaldı ama."

"Evet ama artık dinlenelim. Yarın önemli bir gün."

"Aile yemeği var evet."

"Unutma dışarda yiyicez. Bu yüzden ben işteyken sadece dinlenmeni istiyorum."

"Tamamm merak etmee."

Koltuktan kalkıcakken aniden beni kucağına aldı.

"Hey ne yapıyorsun?"

"Karımı ve çocuklarımı yatağa taşıyorum."

"Şapşal şey."

Yatağa girip birbirimize sarılarak uyuduk. Her zamanki gibi... Gözlerimi kapattığım gibi uyuyakaldım ve kendimi çok garip bir rüyada buldum. 

Kageyama ve ben lise yıllarındaydık. Spor salonunda antreman yapıyorduk.

"Hinata yakala!"

Kageyama'nın voleybol oynarkenki yüzünü neredeyse unutmuştum ama bu rüya bana onu tekrar hatırlattı. Top parmaklarına değdiği andaki o bakışı, nefes alış verişinin düzeni ve sayı aldıkça parlayan gözlerindeki o şevki tekrar gördüm. 

"Bu gidişle Japonya'nın en iyi pasörü Kageyama olucak."

"Amacım o zaten."

Bu konuşmayı hatırladım. Kageyama'nın hayallerinden biri de buydu. Milli takımda oynamak ve en iyi pasör olmak. Şimdi bir düşününce Kageyama hayallerinden vazgeçti. Ünlü bir oyuncu olmayı geç liseden sonra bir daha voleybol oynamadı. Bir daha konusu bile açılmadı. Oikawa  ve Akashi dışında şuan profesyonel olarak aramızdan kimse voleybol oynamıyor. Herkes için birer hobi olarak kaldı. Fakat Kageyamayı milli takımin formasıyla görmeyi çok isterim.

"Çalışmaya devam edin. Hinata, Kageyama ile şu özel atışınızı çalışmaya devam etmeniz lazım."

Tekrar ve tekrar devam eden çalışmalarda Kageyama'nın yüzü aklıma kazındı. Voleybol oynamak onun için çok değerliydi. Tuhaf bir kişiliği ile bilinmesine rağmen voleybol oynarken hep sessiz ve sakindi. Topa dokunmak ona hayat veriyor gibiydi. Onun o yüzünğ görmeyi çok özlemişim...

"Voleybol benim hayatım.."

Bunu söylerken gülen yüzünün aksine gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Bu rüya bana bir şeyi fark ettirdi. Kageyama benim için her şeyinden vazgeçti. Onu deli gibi yaşama tutan voleyboldan bile...."

"Hinata uyan! Bir şey mi oldu? İyi misin, bir yerin mi ağrıyor?"

"Ah iyiyim."

"Su içmek için kalktım ama bir baktım gözlerinden yaşlar süzülüyor. Bir şey olmadığına emin misin?"

"Evet eminim."

Elimi yanağına koyup gülümsedim.

"Sadece lisedeki halimizi gördüm ve biraz duygulandım sanırım. Her şey için çok teşekkür ederim ve özür dilerim."

"Özür dilenicek bir şey yapmadın ki birtanem."

"Voleybol.."

Bunu söylemem ile ortalık biraz sessizleşti.

"Tekrardan voleybol oynamak mı istiyorsun? Oikawa ve Akashi ile bunu ko-"

"Ben değil, sen. Senin oynadığını görmek istiyorum. Rüyamda liseden bir anımızı gördüm. Japonya'nın en iyi pasörü olmak istediğini ve voleybolun hayatın olduğunu söylediğin bir andı. Benim için çok şeyden vazgeçtin. Voleybolda dahil. Ama rüyamda seni tekrardan öyle görünce..biraz değişik hissettim. Rüyamda topa dokunduğundaki o yüz ifaden ve voleybola olan tutkun, her şeyi gördüm ve birazda o anları özledim. Sanki sahada sen ben ve sadece top varmış gibiydi. Öyle bir şevke sahiptin ki o an sanki voleybol senin nefesinde ve bu nefesini ben elinden aldım. Benim yüzümden sevdiğin bir şeyden vazgeçtin. Buna katlanamadım. Lütfen voleybol oynamaya geri başla. Hobi olarak da olsa fark etmez. Seni tekrardan öyle şevk içinde görmek istiyorum."

Geri Dönüş Yok   { Kagehina }Where stories live. Discover now