43.BÖLÜM: GÜZEL RUHLAR

Start from the beginning
                                    

"Güzelim daldın gittin."

Barlas'ın ilgili sesi kulaklarıma ulaştığında gülümseyerek düşüncelerimden ayrıldım. Elimde uzaktaki kırmızı balonu gösterdim.

"Acaba o balonun içinde kim var? Mutlu mu? Yada neden burada? Hikayesi ne? Hiç merak etmiyor musun?"

Barlas'ın gözleri elimle işaret ettiğim balonu bulduğunda hafifçe gülümsedi.

"Aslında hiç merak etmedim. Şu ana kadar... Belkide bizim kadar mutlu iki insan vardır."

"Belkide yalnız biridir."

Barlas'ın yeşilin en güzel tonuna kaçan gözleri gözlerimi buldu.

"Yalnız bir insan neden burada, o balonun içinde olsun ki?"

"Belkide ruhunun kıymetini anlamış bir insandır. Belkide güzel bir ruha sahiptir ve hiç yalnız hissetmiyordur."

Barlas mest olmuşçasına gözlerime bakarken yeniden kırmızı balona döndü gözlerim.

"Yalnızlık çok derin bi mesele. Nasıl yalnız olduğuna bağlı. Bedenen yalnız olmak yanında kimsenin olmaması ama asıl önemlisi ruhunun yalnızlığı bence. Güzel bir ruha sahip değilsen yanında ne kadar insan olursa olsun yalnız  değil misin zaten?"

Gözlerim Barlas'ı bulduğunda, onunda benim gibi kırmızı balonu izlediğinde gördüm.

"Haklısın. Güzel bir ruhumuz yoksa yalnızdık. Ve güzel ruhumuza eşlik edecek başka bir güzel ruh yoksa yine yalnızdık."

Gülümseyerek gözlerim Barlas'dan kaçırdığımda ne kadar haklı olduğunu anlamıştım. Güzel bir ruhumuz olması yalnızlığımızı gidermeye yetmeyebilirdi. Asıl mesele Barlas'ın dediği gibi güzel ruhumuza eşlik edecek başka güzel ruhtu.

"Hadi güzelim bir şeyler ye acıkmışsındır."

Barlas'ın ilgili sesiyle gözlerim, önümdeki çeşitli yiyeceklerde gezinmeye başladı. Sarma, poğaça, sandviç, kek her şey vardı! Önümdeki tabağa bir kaç şey alıp iştahla yemeğe başladım. Bir süre Barlasla sohbet edip neredeyse getirdikleri her şeyi yedikten sonra yeniden bulutlara dönmüştük.

"Belki bulutlar dansımıza şahit olmak ister."

Barlas'ın yeniden gelen dans perileriyle, elimi, bana uzattığı elinin arasına bıraktım. Ayağa kalktığımızda Barlas cebinden çıkarttığı telefonunda oyalandıktan  sonra sonunda bir şarkı bularak telefonu yeniden cebine koydu. Kulaklarıma dolan tanıdık melodiyle gülümsedim. Yedinci ev- utanıyorum halimden...

Bir elim Barlas'ın elinde, bir elim omzundaydı. Barlas'ında bir eli elimde, bir eli belimdeydi. Gözlerimiz birleştiğinde kendimi Barlas'ın kollarına, şarkıdan gelen melodiye teslim etmiştim.

"Satırlar bile bıktı benden
Anlatamıyorum seni
Yaptığım son şarkı utanıyor halinden
Anlatamıyorum seni..."

Barlas'a dolu gözlerle baktığımda onunda gözleri dolmaya başlamıştı. Bir zamanlar bana, dolu gözlerinle gözleri dolacak bir adama aşık olacaksın deselerdi gülerdim. Ama evet, dolu gözlerimle gözleri dolan bir adama aşıktım.

"Dokundum dokundum ezberlettim tenime Kokladım kokladım doldurdum içime Dokundum dokundum ezberlettim tenime Kokladım kokladım..."

Şarkı kulaklarıma dolmaya devam ederken, gözlerimden akan mutluluk göz yaşıyla gülümsedim. Bulutlar bugün burada dansımıza şahitlik ediyordu. Dün hayalini kurduğum anın misliyle gerçeğini yaşıyordum.

SİRİUSWhere stories live. Discover now