Saçlarım hafiftende olsa kalçamın altına kadar iniyordu.Bunca zaman özenle uzattığım ve her türlü bakım malzemesini üstünde kullandığım için boyalı olmasına rağmen parlak ve canlı gözüküyordu. Birçok kişi tarafından pembe saç çocuksu ve ergence olarak bulunsada bu benim saç rengimi değiştirmem için bir sebep olmamıştı.Kendimi en çok pembe rengin içinde mutlu hissediyordum.İnsanların hakkımda ne düşündüğü umurumda dahi değildi.

Anneminde pembe güzel saçları vardı.Annem çok genç bir yaşta evlenmiş ve erken çocuk sahibi olmuştu.Bu yüzden pek olgun bir kadın değildi.İnsanlar anneme pembe saçın çocukça olduğunu ve çocuk sahibi bir kadın olarak daha sade bir renk kullanmasını söylerlerdi.

Annem ise "ben saçımı pembe seviyorum,insanların lafları kimin umurunda" derdi.

Annem kimseyi umursamayan, özgürlüğüne düşkün bir kadındı.Lisedeyken hep ona özenmiştim,halada özeniyordum.

Odadan çıkarak Ceren'in odasına gittim.Bir süre beni övdükten sonra makyaj malzemelerini çıkardı.Cildim için düzenli olarak cildiyeye gider ve en pahalı ürünleri kullanarak kusursuz olmasını sağlardım.Bu yüzden sadece hafif bir makyaj yaptım.Son olarak glossumu sürdükten sonra artık hazırdım.

Ceren kıyafetime uygun bir çanta ve topuklu ayakkabı verdikten sonra odadan çıktım.Merdivenlerden aşağıya indiğim zaman Doruk önümü kesti.

"Nereye gidiyorsun" diye sordu.Cehennemim dibine gidiyorum,sanane oğlum.

Vaktim kısıtlı olduğu için "Bir filmde oynamak için teklif aldım.Gidip imza falan atmam gerekiyormuş" dedim.

Önüme geçerek "Tamam bende geliyorum" dedi.Oğlum seni davet eden olmadı.

"Yalnız gidebilirim,sadece imza atıp geri geleceğim" dedim.

Gözlerimin içine bakarak "Murat abi seni yalnız bırakmamam gerektiğini söyledi.Yani ya gitmeyeceksin yada beraber gideceğiz" dedi.Oflayarak "tamam gel" dedim.Doruk ile beraber evden dışarı çıkarak arabaya bindik.

Tam beş dakika boyunca arabanın koltugunda oturarak Doruk'un arabayı çalıştırmasını bekledim.Doruk'a bakarak "Neyi bekliyoruz,çalıştırsana arabayı artık" dedim.

Gülümseyerek "Emniyet kemerini takmanı bekliyorum" dedi.

İlk başta şaka yaptığını düşünsemde gerçekten bunu bekliyordu.Gıcıklık olsun diye normalde takmazdım fakat şuan acelem vardı.Bu yüzden emniyet kemerini taktım.Bunun üstüne Doruk arabayı sürmeye başladı.Murat abinin kullanmam için bana verdiği telefondan konumu açtım ve konuma doğru ilerlemeye başladık.

Mesafe yakındı fakat trafik sebebiyle ulaşmamız tam bir saatimizi almıştı.Arabanın aynasından kendime bakıp saçlarımı düzelttikten sonra arabadan indim.Çantamda çıkardığım parfümü üzerime sıkıp tekrardan çantama koydum.Ofise girdim ve girişteki kadına bana mesajı gönderen kişinin odasını sordum.Kadın bana sorduğum kişinin odasına kadar eşlik ettikten sonra yanımdan ayrıldı.

Etraf elektronik eşyalarla doluydu ve bu beni korkutuyordu.Derin bir nefes alarak kapıyı tıkladım ve içeriye girdim.

Odada masada oturan adam pek güler yüzlü birine benzemiyordu.İçeride olan koltuklardan birine oturarak bekledim.

Adamla aramızda pek bir konuşma olmadı.Sadece açık sözlüydü ve girme sebebimin oyuncu eksikliği olduğunu söylemekten çekinmemişti.Bu her ne kadar kalbimi kırsada aynı zamanda işi aldığım için sevinmiştim.Kağıtta yazanları okuduktan sonra imza attım ve odadan çıktım.

İşi almanın sevinciyle merdivenler hızla inmeye başladım.Asansörle inecektim fakat malesef dibine kadar doluydu.Saatin kaç olduğuna bakmak için çantamdan telefonu çıkaracakken kazayla boşluğa bastım ve merdivenlerden aşağıya düştüm.

Element AvcılarıWhere stories live. Discover now