öpüşmek kadar ölçüsüzdü aşk, ansızın da öyle durdu zaman anbean

257 18 38
                                    

lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin <3

güzelsin ya elbet, eminim sen banasın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

güzelsin ya elbet, eminim sen banasın.

yağmur damlalarının birbirinden hayat bulduğu bir günden, bazı şeylerin düzelmesi içime huzur veriyordu. içim ve zihnim artık bir yangın değil, çiçek bahçesiydi. bahar sabahıydı.

hayatımdaki tek eksik Minji gibiydi. Minho'ya da bahsetmiştim Minji'den, her şeyden. Minji'ye karşı hissettiğim bu suçluluk duygusu, içimde o kadar büyüyordu ki, bütün bedenimi kaplıyordu ve beni feci baş ağrılarıyla baş başa bırakıyordu. bu yüzden kendimi değiştirmeye çalıştım ve buna saçlarımdan başladım. zaten tanıdığım çoğu kadınlar da kendini değiştirmek istiyorsa saçlarından başlardı. onlara özendim fakat neden böyle bir şey yaptıklarını bilmezdim, bilmeyi de istemezdim. sadece bana göre saçlar bazen anıları saklardı. denemek istedim.

onu terk etmişim gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum. kendimi değiştirmeye çalışma sebebim de buydu aslında. belki yeni bir kişiliğe bürünürsem bunları unutabilirdim.

neredeyse boynuma kadar gelen uzun, kahverengi saçlarımı kestim. kestiğimde gözlerim dolmuştu. ama katili olduğum saçlara ağlamamıştım, sadece anılardan bir makas yardımıyla kurtulamayacağımı fark ettiğim için ağlamıştım. bu yüzden siyah bir boya aldım ve boyadım. çevremdeki çoğu kişi siyahın bana yakışacağını söylerdi. siyahı denemek istedim. simsiyah saçlara sahip oldum. Minho saçlarıma bayılmıştı, çok sevdi. sürekli iltifatlar yağdırıp durdu. bu beni oldukça utandırsa da çok hoşuma gidiyordu.

fakat daha sonra kendimi değiştirebilmek ve kötü anılarımdan kurtulabilmek için dış görünüşümü değiştirmemin bir işe yaramayacağını anladım.

Minho, her zaman bu düşüncelerime saygı duydu. hep yanımda oldu ve bana öğütler, teselliler verip durdu. bir kış akşamı Minho'nun garajında, yine beraber vakit geçirirken kendimi tutamayıp Minji için ağlamaya başladığımda gözyaşlarımı silerken bana verdiği teselliyi asla unutamıyorum. söylediği her bir sözcük, her gece zihnimin duvarlarında sürüklenip duruyordu, her bir köşesine çarpıyordu. hatta bazı geceler, o sözcükler o kadar sert çarpıyordu ki bütün zihnimde, bedenimi bile titretircesine yankı yapıyordu.

"bir yeri terk ettiysen zaten oraya hiç ait olmamışsındır, oradaki yaşam sadece mecburiyettir. arkana bakmana ve geri dönmene gerek yok, gittiğin yerde çiçekler açıyorsa onlarla büyümeyi ve iyileşmeyi öğren yeter."

çok etkilemişti beni bu dedikleri. haklı olduğu için mi bilmiyorum ama, yine de onu dinledim. geride bıraktığım ayak izlerini görmezden gelmeyi öğrendim. hâlâ öğreniyordum. Minho'yla birlikte.

şimdiyse kollarımızı başımızın altında kenetleyip geziyorduk gökyüzünde. kumlar bütün sırtımıza yapışmış olabilirdi ve gökyüzü, simsiyahtı. ve tam bu an, zihnimde çok sevdiğim bir sanatçının güzel cümleleri canlandı: Sonsuz gökyüzü, tıpkı Tanrı'nın kimilerine bahşettiği sınırsız hayal gücü gibi. yorgunluğumu unutuverdim. yerini mutluluk ve heyecan almıştı. fakat sonsuzluk ne kadar bizi cezbetse de gökyüzünün bu duru güzelliği ve uçsuz bucaksızlığı, bir süre sonra ürkütmüyor değildi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 02, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

kırık düşler bulvarıWhere stories live. Discover now