Sert yutkunuşlarım boğazıma dizildi. Çaresizlik boynuma bir urgan misali dolandı. Dudaklarım titrerken yavaşça araladım. "Nereye gideceğim peki? Benim bu kasabadan başka gidecek bir yerim yok." dedim çaresizce.
Çaresizliğin bir dermanı yoktu.
Göz b...
Bölümde içerik uyarısı var. Okumak istemeyenler diğer bölümden devam edecekler çünkü bölüm sonuna kadar devam ediyor içerik.
*
Bölüm On Dokuz: Tutkuyla Yanan Bedenler & Aşk Isırıkları
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*
!!!İçerik Uyarısı!!!
Elimi avcunun içine aldığında ve beni kendine çektiğinde hafifçe ona doğru yalpaladıgövdem.
Sol elimi göğsünün alt kısmına bastırarak ona çarpmaktan son anda kurtuldum. Orantısız güç uyguladığından denge sağlayamamıştım. Elimin altında hissettiğim kas boğumlarıyla ayak parmaklarımı içe büktüm.
Avına yaklaşan bir aslan gibi kısılan gözleriyle bedenimi baştan aşağıya, baktığı her noktayı aklına kazımak istercesine acelesizce süzüyordu. Karşısında çırılçıplakmışım gibi hissetmekten alıkoyamıyordum kendimi.
Hoş geceliğin iç çamaşırından pek farkı yok gibiydi. Beyaz saten kumaşın etek kısmı bir karış ya vardı ya yoktu. Bacaklarım uzun olduğundan bana biraz fazla mini olmuştu sanki. Göğüs kafesimi saran kısımları ise dantellerden oluşuyor ve incecik ip askılar sırtımı belime kadar çıplak bırakarak ipler çapraz şekilde arkama kadar uzanıyordu. Sabahlık çok az da olsa çıplaklığı gizlesede birazdan onu da çıkaracağım gerçeği zihnimin bir köşesinde dönüp duruyordu. Utanmak istemesemde bu duygudan kurtulamıyordum.
Kalın dudakları hırıltılı bir soluklaaralanmış ve dilini bir tur dudak etlerinde dolandıraraknemlendirmişti. "Yavrum," dedi tok bir ses tonuyla konuşmaya başlarken. İçimi sıcacık bir his sardı. İsmimden başka sıfatlarla seslendiğinde kalbim çok farklı çarpıyor ve midemde kelebekler kanat çırpıyormuş gibi hissediyordum. İç gıdıklatıcı bir etkisi vardı. "Senin bana kastın mı var?"
