There Will Always Be Protagonists With Delusions of Starting a Harem

15-Zorba kayınbirader bana aşık oldu.

Çatışma eve yakın olmasına rağmen, Bai'nin babası Yang Wei'den haber aldıktan sonra hızla sakinleşti. Bai Li'ye yardım etmesi için bir avukat gönderdi ve delil yetersizliği ve suçlama geçerli olmadığından, Bai Li suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. Ye Zhizhou zaten bu sonucu bekliyordu. Bai Li'nin kasıtlı yaralanmadan şüphelenilmesine rağmen, o bunu gerçekleştirmeyi başaramadı. Ayrıca önemli bir sakatlığı da olmadı. Serbest bırakılması an meselesi.

Serbest bırakıldıktan sonra Bai Li, eve dönmek için en hızlı bileti aldı ve muhtemelen imajını bir daha kaybetmesine neden olan bu topraklara adım atmayacak.

Ye Zhizhou, uçağının köşeden uçup gitmesini izledi. Yüzünü örten eşarbını açtı, bulutlu gökyüzüne baktı ve mırıldandı: "Kar yağacak ah......" Yıl sonu yaklaşıyordu, insanlar sevdiklerine kavuşmak için telaşlı, neşeli bir yüzle telaşla yürüyorlardı. Ye Zhizhou, kalbinde eşi benzeri görülmemiş bir duyguyla onları izledi ve sonra ayağa kalktı. Bu tuhaf dünyada bu tuhaf görevi yerine getirmek zorundaydı ve gelecekte nerede olacağını bile bilmiyordu.

Telefon aniden çaldı. Ye Zhizhou'nun ruhu duygusal durumdan geri döndü. Onu çıkardı ve açtı.

Yang Wei'den bir e-posta. Yang Wei gizemli adamın kim olduğunu bilmiyordu; bu yolu ancak minnettarlığını ve şüphesini ifade etmek için kullanabilirdi. Minnettarlık çünkü Bai ailesi gerçekten de iyi bir evlilik adayı değil. Gizemli adamın amacının ne olduğunu bilmemesine ve çok üzülmesine rağmen, gerçekten fayda görüyor; Şüphe, gizemli adamın kimliğini merak etmesinden kaynaklanıyordu. Bu adam pek çok özel bilgiyi bulabilirdi; becerisi ortalama olarak tanımlanamaz. Ayrıca bu kadar iyi bir hackerın ona neden yardım ettiğini de merak ediyordu. Sonunda, gizemli adama bilgilerini koruması gerektiğini de nazikçe hatırlatır çünkü Bai, Yang ve He ailesi onu arıyordur.

Ye Zhizhou okuduktan sonra sadece güldü. Kısa cevaptan sonra tüm postaları sildi ve çıkış yaptı. Ayrıca tüm izlerini de sildi.

Okyanusun karşı tarafında, Yang Wei yeni cevaba baktı, çaresizce başını salladı ve güldü, "Adalet meleği ha..." Postayı kapattı ve masaüstündeki dosyaları açtı. Bai Li ve kendisinin çocukluktan yetişkinliğe kadar olan fotoğraflarını dikkatlice inceledi. Gözlerinde bir hüzün izi vardı ve uzun bir tereddütten sonra sil tuşuna bastı.

Çocukluk kızı zaten büyüdü ve tanıdık olmayan biri haline geldi...... Hoşçakal tatlı kızım.

[Yang Wei ve kahramanın aşk olasılığı %30'a düştü. Lütfen ısrarcı bir çaba gösterin, Sunucu.]

Bu ekranı gören Ye Zhizhou önce şaşkına döndü, sonra şaşkına döndü. Ah hayır, aslında Yang Wei'nin aşk şansının hâlâ sıfır olmadığını unutuyor! Kahramanın ayrılışı görevin tamamlandığı anlamına gelmiyordu!

Hepsi Yun Ke'nin tacizi yüzünden! Ona önemli bir şeyi unuttur!

"Neden hala %30? Yani Yang Wei'nin hala baş kahramana karşı hisleri var...... şimdi ikisi de zaten yurt dışında. Bu kalan %30'u nasıl halledebilirim?" Çılgınca saçlarını yakaladı, kafasını yere çarpmak istedi.

Yun Ke zamanında aradı, telefonda ifadesiz bir yüz göstererek elini indirdi. Üç kez çaldıktan sonra nihayet cevap verdi. Karşı tarafın konuşmasına fırsat vermeden hemen şöyle dedi: "Kardeş Yun, yurtdışında okumak istiyorum!"

Yaramaz çocuğa yemek yemek için eve dönmediği için bağırmak isteyen Yun Ke'nin yüzü aniden karardı.

Ye Zhizhou kararlıydı, yurt dışına gitmek istediğini, yurt dışına gideceğini söyledi. Kimse onu durduramadı! Birincisi, o zaten büyümüş ve bir vasi olmadan özgürce hareket edebiliyor; ikincisi, parası vardı ve Du'nun hisselerinin çoğu zaten onun adınaydı. Yıllık ikramiye zaten kaygısız bir hayat sürmesi için yeterli; ve sonuncusu; hem sistemi hem de manevi gücü elinde tutuyordu. Bu dünyada onu kim durdurabilirdi!