4

263 51 11
                                    

Yorum yapmayı unutmayın lütfen 💞✨🫂💪

Hayatının tümünü yaşadığı saraydan kısa süreli ayrılacağı için mi yoksa bu duruma duyduğu heyecandan -yani sanırım heyecan- dolayı mı dün gece uyuyamadığını bilmiyordu genç adam. Saatlerce gözüne bir gram uyku girmeyince o da çözümü çizim yapmakta bulmuştu. Büyük daire şeklindeki salonun sağ tarafında bulunan upuzun koyu kahve masada çizimlerini yapmış, sabah saat dörde kadar devam etmişti. Birkaç saatin ardından ortaya çıkan tek şey birkaç karalamadan ibaretti.

Sayfalarca iç içe geçmiş çizgiler...

Bu onun daha da moralini bozmuş, genç adamın cam kubbenin tam altında, salonun tam ortasında bulunan yere öylece konuşmuş yatağına geri girmesine neden olmuştu.

Herhangi bir şeye bakarken bu son diyordu kendine. Sanki bir daha gelmeyecekmiş, geri dönmeyecekmiş gibi son diyordu kendine...

Teleskoplarına, icatlarına, çizim masasına, geceleri yattığı yerden yıldızları izlemesini sağlayan, kendi tasarladığı kubbeye...

Her şeye son kez diyordu.

Belki de bu yüzden uyuyamamıştı. Belki de bir daha gelmeyeceğini içten içe bildiğinden böyle huzursuzdu. Küçüklüğünden beri bu saraydaydı ve uzun zaman sonra bir süreliğine -sanırım öyle- gidecek olması onu huzursuz ediyordu? Kesinlikle öyleydi. Kendisinin ki büyük ihtimalle bir hevesti. Gördüğü an da kendi yurdunu özleyecekti.

Ya da sadece kendini kandırıyor...

Saatlerce yattığı yerden düşünmeyi saat yedi sularında bırakmıştı. Yattığı yerden kalkmış, üzerini değiştirmişti. Giysileri ve diğer eşyaları çoktan sandıklara konulmuş, faytonun bagaj kısmına yerleştirilmişti. Her ne kadar çalışanlardan birkaçı gözlemevi eşyaları için de yardım etmeyi teklif etse de, genç adam hemen reddetmiş, kendisinin hazırlayacağını söylemişti.

Önce daire salonun tam ortasına koyduğu yatağı kenara itti. Ardından masadaki çizimlerini -sadece karalama- kaldırdı.  Gözlemevinin bir tarafı tamamen teleskopları ve icatlarıyla doluyken diğer tarafında yatağı, büyük çekmeceli dolabı vardı. Yine de büyük daire salonda ciddi bir boşluk kalıyordu. İlk başta burası sadece çalışma alanıydı ancak Seungmin büyük alanı konaklama olarak da kullanmaya karar vermişti.

Pek burada kalmasa da...

Kauçuktan yapılmış, sadece çekmecelerden oluşan dolaba ilerledi. Alacağı pek bir şey yoktu. Sağdan üçüncü çekmeceden şişelere koyduğu, birçoğunu kendisinin yaptığı ilaçları küçük kututa yerleştirdi. İşi bittikten sonra kutuyu masaya koymuş ardından geri çekmecelere dönmüştü. Sarayda kendisi için olan karmaşadan habersiz yavaş davranıyordu.

Bir eskiz defteri, birkaç takı...

Bir an gözleri sol en üst çekmeceye gitti. Uzun zamandır açmadığı çekmeceyi açtı ve yavruağzı kadife takı kutusunu eline aldı. Nefesleri yavaşlamış, bedeni duraksamıştı.

"Tık tık"

Birden duyduğu Minho'nun sesi ile bedeni titrese de bu kısa sürdü. Büyük salonun kapısında öylece duran bedenin gözleri Seungmin'in elindeki kutudaydı. Kahve saçlı telaş yapmadan diğer eşyaları koyduğu çantaya attı yavruağzı kutuyu.

"Evet?"

Genç krala dönmüş, onun bu ziyeretine şaşırdığını göstermek istemişti. Aslında Minho'nun burada olması işine gelmişti. Genç Kral daha bilmiyordu onun bir süre orada kalacağını. Daha söylememişti Seungmin ona. Ancak illaki bir yerden duyduğuna emindi.

Don't leave me again || HyunSeungHoTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang