𝐍𝐢𝐧𝐞𝐭𝐞𝐞𝐧

93 14 21
                                    

🌷

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


🌷

Hava çoktan kararmış yerini geceye bırakmıştı bile. Gökyüzü siyahtan bile koyuyken yerküreyi aydınlatan şeyler fenerlerdi. Rengarenk fenerler özenle dizilmişti. Konulmadık yer kalmamıştı. Dükkan önlerinde, ev girişlerinde-çatılarında, tezgah önlerinde, yol kenarlarında ve hatta su yüzeyinde bile yüzen lotus fenerleri vardı.

Sadece fenerlerin bırakıldığı yerler haricinde insanların tuttuğu feneler de vardı. Budist kişilerin hepsi tapınaktaki tanrı fenerlerini ziyaret edip kutsandıktan sonra bir fener de kendileri teslim ederek ellerine aldıkları fenerlerle adak yapar gibi geziniyorlardı.

Jungkook heyecanlı bakışlarıyla etrafa bakınıyordu. Her yer ışıl ışıldı ve bu onu heyecanlandırıyordu.

"Biz de bir fener yakalım!"

Jungkook etrafına heyecanlı gözlerle bakıp söyleyince hyungları güldü. Bu hareketiyle küçük bir çocuktan farkı yoktu.

"Emredersiniz efendim! Hatta bir değil iki tane yakalım!"

Jin dalga geçer gibi söyleyince Jimin gülüp ona baktı.

"Ne? Dalga geçmiyorum. Zaten 4 kişiyiz bir tane olmaz. İki kişiye bir fener olsun."

Jungkook heyecanla köprüden ışıklı yere bakıyorken onları duymuyordu bile.

"O zaman ben de sizinle geleyim. Beraber taşıyalım."

"Olur."

Jimin başıyla onaylayıp Jungkook'a döndü.

"Jungkook biz döne-"

Jungkook orada değil gibi etrafı heyecanla izliyordu.

"-ceğiz..Kime diyorum ki.."

Jin gülüp Jimin'e seslendi.

"Karışma gel."

Jimin başını sallayıp Jin'in yanına ilerledi.

Jungkook heyecanla tüm fenerlere bakmaya çalışıyordu. Hepsi çok güzel ve farklı duruyordu. Tanrı şeklinde olan fenerler, düz renkli fenerler, yazılı olan fenerler ve festivalin adını aldığı nilüfer çiçeği fenerleri.

Hepsi ayrı ayrı karanlık yolu aydınlatıp yol gösterirken gülümsedi Jungkook. Bu defa yer aydınlanıp gökyüzüne yansımaya çalışıyor gibiydi. Büyülü şekilde güzellerdi ama karanlık gökyüzünü parlatmaya yetmiyorlardı tabi.

"Keşke dilek fenerlerinden olsaydı..Gökyüzü aydınlanırdı."

Jungkook dirseklerini yaslamış çenesini de avucuna gömerek etrafını izliyorken duyduğu patlama sesiyle sıçradı. Çiçek şeklinde patlayıp gökyüzünü aydınlatan havaifişeğe baktı. Havaifişeğin gökyüzüne çizim yapılıyormuş gibi yavaşça çizilip rengarenk patlayan ışıkları Jungkook'un parlak gözlerine yansıyıp yanıp sönerken Jungkook nutku tutulmuşça izledi. Dileğinin saniyesinde tutmuş olması mıydı onu heyecanlandıran yoksa çocukluktan beri aşık olduğu havaçiçeğini (evet küçüklükten beri böyle derdi) görmesi miydi.

Library Where stories live. Discover now