11

147 33 39
                                    

"Uslu dur tamam bebeğim?"

"Tamam baba."

Seungmin bugün kızını, arkadaşı Jisung ve Minho'ya bırakıyordu. Sınavları yaklaştığında genellikle böyle yapardı.

Kızından ayrıldıktan sonra çalışmak için her zaman gittiği sakin kafeye gitti.

Sipariş ettiği kahve gelince kitaplarını ve bilgisayarını çantasından çıkardı. Gözlüğünü de takıp derse başladı.

Saatler geçtikten sonra Seungmin'in gözleri yavaştan kapanmaya başlamıştı. Ayık kalmak için kahvesinden bir yudum daha alacaktı fakat kahvesi bitmişti.

İç çekti ve kafasını masaya koyarak gözlerini kapattı.

Birazcık dinlenmekten zarar gelmez.

- - - -

Hyunjin şirketten ayrıldıktan sonra arabasına bindi. Motoru çalıştırmak üzereydi ama yorgunluktan ve uykusuzluktan dolayı esnedi.

"Bu şekilde araba sürersem muhtemelen ölürüm." Dedi ve arabadan inip en yakın kafeye doğru yola çıktı.

Kahvesini aldıktan sonra çıkacaktı ki kaderi ona daha farklı şeyler planlanmıştı.

Seungmin'in bir sürü kağıt yığının içinde mışıl mışıl uyuduğunu gördü ve yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

Kafeye neden geldiğini bile tamamen unutmuştu, gencin masasına ilerledi ve karşısında ki sandalyeye oturdu.

"Hiç değişmemişsin, hâlâ çok çalışkansın."

> FLASHBACK <

"Gelecek için bir hedefin var mı?"

Seungmin, karşısında ki gence kocaman gülümsedi. "Evet, var! Doktor olmak istiyorum!"

Hyunjin onun bu heyecanına kıkırdadı. "Bunu yapabileceğine inanıyorum."

"Aslında o kadar da kolay değil."

Hyunjin gülümseyerek sevgilisine yaklaştı ve kollarını beline doladı.

"Sen Kim Seungmin'sin, her şeyin üstesinden gelebilirsin." Diyerek alnına minik bir öpücük kondurdu.

> FLASHBACK SONU <

"Sonunda hayallerine ulaşıyorsun Seungmin, sadece birkaç adım daha atman gerekecek."

Önüne gelen saçlarını nazikçe geriye iterek baktı küçüğüne. "İyi olduğuna gerçekten sevindim ve sana yaşattıklarım için gerçekten üzgünüm, çok acı çekmiş olmalısın."

Hyunjin beş yıl önce yaşananları hatırlayınca duygulandı. Seungmin, sevgilisinin geri dönmesini beklemişti ama o asla geri dönmedi. Ve bunları düşünmek Hyunjin'i suçlu hissettiriyordu.

"Minnie, bunca yıl sonra bile seni seviyorum."

Birkaç dakika sonra Seungmin gözlerini yavaşça açtı ve karşısında ki adama şaşkınlıkla baktı.

"Hyunjin?" Kollarını açarak kısa bir esneme seansı geçirdikten sonra konuşmaya devam etti. "Neden buradasın?"

"İşten yeni çıkmıştım, çok yorgun olduğum için bir kahve almaya geldim ve seni gördüm."

Seungmin az önceki rahatsız pozisyondan dolayı ağrıyan boynuna masaj yaparak başını salladı.

"Anladım."

Masadaki eşyalarını toplarken bir yandan da Hyunjin ona yardım ediyordu.

"Seungmin?"

"Hm?"

"Yürüyüşe çıkmaya ne dersin?"

"Olur."

Birlikte eşyaları topladıktan sonra kısa bir yürüyüşe çıktılar. İkisi de konuşmadığı için attıkları her adım duyulabiliyordu.

Hyunjin derin bir nefes aldıktan sonra konuşmak için cesaret göstermeye karar verdi.

"Bir şey sorabilir miyim?"

"Tabii ki."

"Minji'nin babası hakkında bir sey biliyor musun?"

- - - -

Nasılsınız tatlış ayıcıklarım 🧸

Detached -HyunminWhere stories live. Discover now