Gerçekler

4 2 0
                                    

Jack Elizabeth'in önüne atlamıştı fakat Rosalie'nin elindeki kılıç her ikisinin de içinden geçip onları öldürmeye yetmişti.

Sarah şok içindeydi. Em yakın arkadaşı ve aşık olduğu adam... Aynı anda ölmüşlerdi. Jack son kez Sarah'ya baktı ve zar zor son sözlerini söyledi:
-S-eni seviyorum.
Elizabeth ise hiçbir şey demeden ölmüştü. Sarah herkesi kaybetmişti be artık kaybedeceği hiçbir şey yoktu. O acı ve çaresizlik hissi ile Rosalie'yi gözünü bile kırpmadan eline aldığı bıçak ile öldürmüştü.
.
.
.
.
.
-Kızı yakaladık Bay Johnson. Ultra korumalı bir odada psikolojik testler yapılıyor. Kızın her an ne yapacağı belli olmuyor. En son Jack diye haykırıyordu.
-Jack? Şu yoğun bakımda olan mı? Bıçaklanan?
-Öyle düşünüyoruz efendim.
-Kıza herhangi bir teşhis konuldu mu?
-Psikolog şizofreni olduğunu düşünüyor. Ama henüz testlerin hepsi bitmemiş.

Bu sırada içeriye bir polis memuru girdi:
-Bay Johnson. Hastanın teşhisi konuldu. İleri düzey şizofreni. Ve bipolar bozukluk. Hasta kendine geldi. Hemen sorguya çekmeye başladık. Ne zaman kafayı tekrar sıyıracağı belli olmaz diye. İsterseniz siz devam edebilirsiniz sorguya.
-Teşekkürler John. Ben Jack Turner'ı sorgulayacağım. Yoğun bakımdan almışlar. Şu an bilinci yerindeymiş.
-Tamamdır amirim.
.
.
.
-Merhaba Jack. Ben David. Seninle konuşmaya geldim. Öncelikle başına gelenler için çok üzgünüm onu belirteyim. Sana ve diğer kurbanlara yapılan şey çok canice.
-Evet Bay David. Evet. Asla unutamayacağım.
-Şimdi izninle sorulara başlıyorum. Tabii hazırsan?
-Sorabilirsiniz.
-Sarah Williams'ı nereden tanıyorsun?
-Kendisi benim mahalleden ve okuldan arkadaşım.
-Peki Sarah'nın seninle bağı neydi?
-Sarah benim sadece arkadaşımdı. Hatta onunla çok iyi anlaşırdık. Ama sonrasında ailesi bir araba kazasında öldü ve zaten bütün her şey böyle başladı. Sarah zaten benden hoşlanıyormuş ve ailesinin ölümünden sonra biz iyice yakınlaştık. Ama sadece arkadaş olarak görüyordum onu. Ve o bir gün bana olan hislerini söyledi. Ve ben  de onu arkadaş olarak gördüğümü söyledim.
-Peki, Sarah'nın bu duruma tepkisi neydi?
-Pek de sorun etmedi. Arkadaş kalmak istediğini söyledi.
-Peki, Sarah teyzesi Rosalie Williams ile kalıyordu değil mi?
-Evet, anne babası öldükten sonra teyzesi ile kalmaya başladı.
-Peki, Sarah'nın hobileri neydi?
-Orta çağ ile ilgili olan her şey onun hobisiydi diyebilirim. Sürekli o dönemleri araştırırdı. Hatta yanlış hatırlamıyorsam o dönem ile ilgili bir hikaye bile yazmıştı.
-O hikayenin nerede olduğunu biliyor musun?
-Sanırım Sarah'nın kendi bilgisayarında.
-Teşekkürler Jack. Şimdilik seninle konuşacaklarım bu kadar. Başka sorum olursa... Bir dakika, aslında bir sorum daha var. Sarah sizin yanınızda hiç halüsinasyon gördü mü ya da yanınızda sayıkladı mı?
-Hatırladığım kadarıyla öyle bir şey olmadı. Neden bize bunu yaptığını öğrendiğinizde lütfen bana söyleyin Bay David.
-Tamam dostum. Sen iyi olmaya bak. Cevapların için teşekkürler.

David'in aklında yavaş yavaş parçalar oturmaya başlamıştı. Kız şizofrendi ve kendini en sevdiği dönemdeymiş, kendisi masum bir kız olarak hayal etmişti.

David kızın bilgisayarını bulmaya koyuldu:
-John, şu Sarah Williams'ın eşyalarının koyulduğu yeri gösterir misin?
-5 nolu arşiv 27. sıra. Dosyalar ve eşyalar orada.

David bilgisayarı bulmuş be açmıştı. Vakanın son  araştırması olacaktı bu. Ve hikayeyi bulmuştu:

1854 Kasaba

BÖLÜM1

"Yıllardır burada ona dadılık yapan teyzesi ve uşakla yaşıyordu.Büyükannesi bu sefil adamla tren garında karşılaşmıştı.O zamanlar uşak 29 teyzesi Rosalie ise 40 yaşındaydı 7 yaşındaki yeğenini güvendiği bir dostuna bırakıp birkaç evrak işi için şehre yolculuğa koyulmuştu...
Sefil adam 15 yaşından beri gün yüzü görmemişti.Ailesini o yaşta kaybetmişti aç kalmamak için kömür madeninde ve çiftliklerde işçi olarak çalışmıştı.Aradan yıllar geçmişti.Son zamanlarda bir iş bulmuştu.Bir malikanede kapıcıydı fakat işvereninin ölümü üzerine işini kaybetmişti.Artık hayatı yaşamaya değer bile görmüyordu.Yeni bir iş bulma umuduyla kalan son parası ile bir trene bindi,düşüncelere daldı gözleri kapalı.
Karşısına birinin oturduğunu hissedince gözlerini açtı düşünceler arasında bunalıp gitmektense bir iki laflamayı yeğlerdi.Karşısındaki kadın konuşkandı:
-İsminiz nedir  bayım?
+Alfred efendim.
-Nereden geliyorsunuz acaba?
+İş aramak için şehre gidiyorum efendim işverenimin ani ölümü ile işsiz kaldım ve şu an kalan son param ile bu trene bindim.
Sohbet böyle başladı ve uzadıkça uzadı Alfred ailesini kaybedişini, yıllarca çalıştığını, ve asla meteliksizlikten kurtulamadığını, Rosalie ise eşini ,çocuklarını ve kız kardeşini  kaybedişini onunla yaşayan sekiz yaşındaki yeğenini ve çiftliğini anlattı.
-Kabul edeceğinizi umarak bir şey sormak istiyorum Madam?
Kadın buyrun dercesine kafa salladı.
-Anlattığım gibi ne yerim ne yurdum yok açıkçası yatacak bir yatağım bile yok cebimde para da kalmadı artık,lütfen beni çiftliğinize alın her konuda yardımcı olurum çok bir şey de istemiyorum sadece yatacak yatak yiyecek yemek ve ihtiyaçlarımı alacak kadar harçlık.Lütfen Madam Rosalie teklifimi bir düşünün.
Kadın ne dese bilemedi açıkçası çok sempatik ve güvenilire benzeyen bir adamdı sözleri onu tatmin etmişti fakat yine de düşünmek için zaman istedi.
+Teklifinizi düşüneceğim bayım bu kentte bir iki günlük evrak işlerim var iki gün sonra aynı saatte aynı garda buluşalım lütfen net kararımı açıklarım.
Tahmin ettiğiniz üzere aradan iki gün geçti garda buluştular ve trene beraber bindiler konuşa konuşa çiftliğe vardılar...".............

Evet. Bütün her şey kızın yazdıkları gibiydi. Kız kafasındaki hikayeyi gerçeğe çevirmişti. David hikayenin sonuna kadar okudu. Ve en sonda bir not yazıyordu. Uzun bir not.

sizce o notta ne yazıyor? hepsi diğer bölümde ve maalesef ki diğer bölüm final çünkü kitap daha fazla ilerlemiyor. oy verip yorum yaparsanız sevinirimmm

The Serial Killer: 1854 Kasaba                                            Where stories live. Discover now