EXO PLANET LORDLARI

Bölüm 2

BÖLÜM - 2

Gravity Dağı'nda karanlık bir gece daha. Etrafı saran lotus çiçeği kokusu. Hafif bir meltem esintisi içinde uzaktan bir ışık hüzmesi görünür gecenin karanlığında. Ağır adımlar ile lotus çiçekleri arasında dolaşan biri. Simsiyah pelerini ile gecenin karanlığına bütünleşmiş bu kişi elindeki feneri büyük bir kayanın üzerine koyarak kırmızı lotus çiçeği toplamaya başladı. Çiçeklere oldukça nazik davranıyordu. Elindeki kesesine ihtiyacı kadar lotus çiçeği topladıktan sonra fenerini alıp ağır adımlarla geldiği yoldan geri döndü. Yolun sonu ormanın derinliklerindeki bir kulübede bitti. Nispeten büyük olan bu kulübenin küçük camından belli belirsiz bir ışık yansıyordu. Gizemli kişi gıcırdayan kapıyı açıp ağır adımlarla içeri girdi. Onu buz mavisi gözleriyle Xiumin karşıladı. O kocaman mavi gözlerinde endişe ile, "Güneş batalı çok oldu bu vakte kadar neredeydin. Başına bir şey geldi diye endişelendim. Her yerde Exo Planet'in muhafızları dolaşırken böylesine hareket etmen hiç doğru değil Suho." Dedi. Suho soğuk bir ifade ile "Merak etme Xiumin başımın çaresine bakabilirim" dedi ve belli belirsiz bir şekilde sırıttı. Elindeki keseyi masa üzerine bırakıp " Diğerleri nerde çoktan uyudular mı?" diye sordu. "Hepsi çoktan uyudu" dedi Xiumin ve ekledi "Bu kadar lotus çiçeği ile ne yapacaksın Suho". Suho sinsi bir gülümseme ile cevap verdi. "Birileri için ufak bir sürpriz diyelim" dedi.

Suho bitkiler ile ilgili çok fazla bilgiye sahipti. Onlarla her türlü ilacı ve zehri yapabilirdi. Xiumin'de iyi bir zanaatkardı. Çok iyi kılıçlar ve oklar yapardı. Sürgüne gönderilmeden önce ikisi de orduda önemli görevleri olan şövalyelerdi. Diğer dört arkadaşı gibi. Suho, Xiumin, Lay, Chen, Do ve Kai görevlerine ihanet ettikleri için iki sene önce sürgün yemişlerdi. Buna sebep olarak Exo Planet'in dokuz asil lordunu sorumlu tutuyorlardı. Hepsi geçen iki senede intikam ateşi ile yanıp durdular. Dokuz asil lordun sahip oldukları makam ve mevkinin kendilerine layık olduğunu düşündükleri için iki sene önce yapmamaları gereken birşeyler yapmışlardı. Sonucunda ise sürgün ile cezalandırıldılar.

Suho bu ekibin lideriydi. Zeki ve kurnaz biri olduğu için kendi çıkarları doğrultusunda diğer beşini de kendi yanına çekerek elini kuvvetlendirdi. Çünkü onlarda ordunun önemli isimlerindendi. Suho, Jun Myeon'dan hiç hazzetmezdi. Onun sahip olduğu göreve kendisinin layık olduğunu düşünüp Jun Myeon'a kin beslerdi. Kendisini her zaman ordunun asıl komutanı olarak görürdü. Onun en büyük destekçisi her daim Xiumin olmuştu.

Lay, Chen, Do ve Kai'de çok iyi savaşçılardı. Lay bir kılıç ustasıydı. Savaş sanatını çok iyi bilirdi ve iyi dövüşçüydü. Süvari Birliğinin başına geçmek en büyük hayaliydi. Baek Hyun'un Birinci Süvari Birliği Lideri olmasını hazmedememişken Se Hun'un genç yaşında İkinci Süvari Birliği Liderliğine getirilmesi onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Bu yüzden Suho'nun tarafına geçti. Chen iyi bir savaşçı iyi bir stratejistti. İstihbarat ve arabuluculuk işlerinde çok iyiydi. Önemli görevlere her zaman Lord Kim Jong Dae ve Lord Kim Min Seok'un gönderilmesi onu öfkelendiriyordu. Chen sakin görünen ama içten içe oldukça acımasız olan biriydi. Suho'nun tarafına geçtikten sonra içindeki acımasız kişilik daha çok ortaya çıkmıştı. Xiumin bir demir ustasıydı. Kyung Soo ile çok iyi anlaşırdı. Fakat ordunun kullanacağı kılıçların yapım görevi Kyung Soo'ya verilince Xiumin bunu kendine yapılmış bir hakaret olarak düşündü. Çünkü Kyung Soo'dan daha kıdemliydi ve ondan daha iyi bir usta olduğunu düşünüyordu. Do sessiz sakin bir o kadar da bilgili biriydi. Civar kentleri çok iyi bilir onlarla ilgili araştırma yapmayı severdi. Exo Planet Temsilcisi olmak tam ona göreydi. Ama diplomatik ilişkilerde her zaman Lord Yixing Zhang'in gönderilmesi onda içten içe bir kıskançlığa yol açmıştı. Zaten ilk zamandan beri Yixing'den hiç hoşlanmıyordu. Kai ise oldukça iyi bir okçuydu. Jong In ile en başından beri kişisel problemleri vardı. Onu hiç sevmezdi. Bir eğitim sırasında Jong In istemeden Kai'yi yüzünden yaralamıştı ve o yara Kai'nin sonsuza kadar taşıyacağı bir iz olmuştu. O izi her gördüğünde Jong In'e öfkesi daha da artıyordu. Bunun üzerine birde Okçu Birliğinin Liderinin Lord Park Chan Yeol seçilmesi onu iyice kızdırmıştı. Zaten Suho'ya her daim saygı duyduğu için onun tarafına geçmekte tereddüt etmedi.